Şampiyonluk hesapları şaşar mı bilmem ama Jesus'un bu ligin ayarını bozduğunu görebiliyorum. Adam “Saha” dedi, “Masa” dedi ve tesadüfe bakın ki Galatasaray maç kaybetti!

Konya karşısındaki Galatasaray, benim olduğu kadar bütün spor yorumcularını şaşırtmıştır herhalde. Puan farkı belli ki rehavete sokmuş. Şampiyonluk bir anda elinden kayar gider, sen bile şaşırırsın!

Kimse kusura bakmasın; eğer maç ilk yarı skoru ile bitseydi, Okan Hoca'yı övecektik. Rekordan bahsedecektik ama bir hoca maçı kenardan bu kadar izlerse, önlem almakta gecikirse, mağlubiyet kaçınılmaz olur. Kadro mühendisliğini övdüğümüz, yıldızlarını manşetlere taşıdığımız takımı da eleştirmesini biliriz. Tamam; Mertens, Torreira, Nelsson olmayabilir ama İcardi de bu kadar aciz duruma düşmemeli. Sen pozisyona girince atıyorsun diye bu takıma transfer oldun, unutma!

Ligin en istikrarsız takımlarından biri olan Konya'ya pozisyon bulmasına rağmen gol atamıyorsan üstelik gülünç duruma düşüyorsan manşetlerde anca kötü yazılırsın.

Hele o Abdülkerim'e ne demeli? Atılan golde atak başlangıcındaki zekasına şapka çıkarırım da yenilen gollerde çok ağır kaldı. İlk yarıdaki iki kritik hatasını da unutmayalım.

Kasımpaşa maçında şüphelenmiştim ama Konya karşısındaki futbolun şampiyonluk için yeterli olmadığını söyleyebilirim. Ne yazık ki her maçını evinde oynamıyorsun.

Yapay zeka marifeti ile maçı yöneten Zorbay Hoca'ya gelecek olursak… Galatasaray aleyhine pozisyonları hiç kaçırmadı. Ama aynı Galatasaray'ın hem bir penaltısını yedi, hem de rakibin kırmızı kartını!