Trabzonspor sezonun ilk maçı mıdır bilmem ama gerçekten adına yakışır şekilde ‘fırtına' gibi başladı. Bakmayın siz tek gol olduğuna. Çok gol kaçırdılar. Anadolu'da, “Dağda koyun doğmadan otu yaylada biter” derler ya açılış kafa şutuyla Denswil'den geldi. Zaten Trabzon'un baskılı oyunu golün habercisi gibiydi. Ofansif anlamda Trezeguet, Visca ile kanatlardan, Abdülkadir ile merkezden yapılan etkili ve organize ataklar Nuri Şahin gibi çağdaş futbolu benimseyen romantik hocanın bile başını döndürmeye yetti.

Nuri hocaya teşekkür ederiz elbette açık futbol oynattığı için ama büyük takımlara karşı böyle oynadığın zaman şans yanında olmazsa puan alamazsın. Trabzon'u ofansif anlamda övüyorum ama yanlış anlaşılmasın. Zira bu kadar istekli futbolun sadece tek golle sonuçlanması da beni düşünceye sevketti açıkçası. Skora etki etmeyen her atak ne kadar iyi oynarsan oyna seni yarıştan koparabilir. Bjelica demişti ya, “3 büyükler ile ekonomik anlamda rekabet edemiyoruz” diye. Sadece yedek kulübesi değil özellikle defansa takviye yapması şart gibi gözüküyor. Zira her takım Antalya gibi kırılgan olmayabilir (!)

Bjelica’nın Trabzon'u hazırlık maçlarında bizlere geleceğe dair bir umut vermese de görülen o ki ilk resmi maç performansı, takımının istek ve arzusu İstanbul'un büyük takımları adına Trabzon deplasmanlarının kolay geçmeyeceğini bize gösterdi. Bjelica yeni kurallardan haberdar değil sanırım ilk sarısını da gördü.

İkinci yarıda da baskı sürdü. Maçta çok öne çıkmayan Bakasetas şansını deniyor, Trezeguet karşı karşıya kaçırıyor, Abdülkadir ceza sahasından kaçırıyor. Antalya'nın iki kere tehlikeli geldiğini de göz ardı etmeyelim. Trabzon adına bir şanssızlık var ama bakalım.

Yeni sezon hepimize hayırlı olsun.