Top
Ayse Sucu

Ayse Sucu

aysesucu@sozcum.com

14/08/2023

Dal kesilmeyecek köşk kaydırılacak!

Eskiler, harcanan emek ile elde edilecek kazanç karşılığında olumsuz bir sonuç söz konusu ise “Attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmez” derler. Akbelen'de kesilen binlerce ağacın getirisi veya götürüsü hesap edildi mi, bilmiyoruz. Ancak bilim insanlarının ortaya koyduğu bir gerçek var ortada: Doğa Bilimci Prof. Dr. Doğan Kantarcı, Akbelen ile ilgili şu acı tespitleri yapıyor: Kömür yatağı çok derinde. 200 metre. Bunu yeraltı işletmesi ile işletirseniz çok pahalıya mal oluyor. Açık ocak olarak işletirseniz bu sefer elinizde geride koca bir kayalık ve de o kayalığın üzerine yığılmış taş parçaları kalıyor, ağaçlandırılabilir bir yer kalmıyor; bütün bu orman ekosistemlerini, zeytinlikleri, tarım alanlarını uzun sürede yok edecektir ve köylünün buradan göç etmesine sebep olacaktır. Kömürün üzerinde 2 farklı kireç taşı tabakası var. En üstteki çatlaklı. Yağış suları bu çatlaklı sistemden aşağı doğru sızıp yeraltı suyunu oluşturuyor. Alttaki kireç taşı da killi kireç, kil suyu aldığı için şişince yukarıdan gelen yer altı suyu daha derine sızmıyor. Dolayısıyla dereleri, kaynakları besliyor. Bunlar, onu kesip de kocaman bir çukur oluşturunca ne yeraltı suyu kaldı ne köylünün tarlası kaldı ne köy kaldı; orman zaten mahvoldu gitti. Bu geldiğimiz nokta astarı yüzünden pahalı bir işletme.” (Sputnuk Türkiye)

Doğada, yaşamın iyi olması kendi başına bir değerdir. Bu cümleyi insanın menfaatlerinden bağımsız düşünmek zorundayız. İnsan denen canlığın, yaşam ihtiyaçlarının dışında, varlıktaki çeşitliliği/zenginliği/canlılığı yok etmeye veya azaltmaya hakkı yoktur. Son tahlilde tabiata vereceği her zarar dönüp dolaşıp kendini vuracaktır; nitekim birkaç yıldır bunun sonuçlarını Türkiye en üst seviyeden yaşıyor. Görülen o ki, ne depremlerden ders alıyor ne sellerden. Eni konu düşünülmeden alınan her kararın kime zarar verdiği ise apaçık ortada. Birkaç kişinin veya birkaç şirketin çıkarları uğruna hükümet, kamu yararına aykırı hiçbir karara imza atamaz.  Birilerinin daha çok kar etmeleri için alınan bu tür kararlar, Sayın Kantarcı'nın ifadesiyle, neslimizin insanca yaşamasına mani olacak.

Acı olan gerçek şu: Müslüman ülkelerde yeterli bir çevre bilincini göremiyoruz. AB İlerleme raporlarında, Türkiye'nin çevreye ilişkin müktesebatının uygulanması adına gerçek bir çabanın ve mücadelenin verilmediği belirtiliyor. Türkiye'nin AB'ye uyum sağlayabilmesi için ciddi bir kaynak ayırması gerekiyor ancak hepsinden önce insanımızda özellikle de yöneticilerimizde çevre bilinci yeterli değil. Günlerdir kulak kesiliyorum; DİB Başkanı Ali Erbaş, kesilen yok edilen ormanlarla ilgili acaba bir laf edecek midir, diye; lakin duymadım. “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz, yine de elinizdeki fidanı dikin” diyen bir Peygamber'in bağlılarının ağaç katliamları karşısında sessiz kalması gerçekten manidar.

RUHUN ŞAD OLSUN BÜYÜK ATATÜRK

Hadi gelin bir kez daha Ata'yı rahmetle yad edelim: Yıl 1929… 21 Ağustos'un sabahı, Atatürk, Bursa'ya gitmek üzere yola çıkar. Yalova açıklarından geçmektedir; sahilde ulu bir çınar dikkatini çeker. Atatürk kıyıya yaklaşır, ulu çınarın yanına varır ve gölgesinde bir müddet oturur. Çok hoşuna gitmiştir. Burada bir ev yapılmasını ister. İki katlı ahşap ev, 22 günde tamamlanır. Aradan bir yıl geçer; Millet çiftliğindeki bu köşke gelir. Ancak bir bahçıvan, o çok sevdiği çınarın dallarını kesmektedir. Bahçıvan, ağacın dallarının binanın çatısına dayandığını, dolayısıyla kesmek mecburiyetinde olduğunu, söyler. Derhal o meşhur emrini verir: “Dal kesilmeyecek, köşk kaydırılacak.”

Verilen emir üzerine köşkün etrafı temel seviyesine kadar kazılır, temelin altına tramvay rayları yerleştirilir. Önce teras bölümü sonra ana bina raylar üzerinden yürütülür. Köşk, 4.80 m. ağaçtan uzaklaştırılmış olur. Böylece köşkün adı tarihe “yürüyen köşk” olarak geçer.

Atatürk bu köşkte yerli yabancı pek çok devlet adamını ağırlamıştır. Önemli kararlara sahne olan “yürüyen köşkün” yanındaki çınar ağacı, 2015 yılında 390 yaşında sağlıklı raporu almıştır. Bugün Yalova'nın en gözde mekanıdır ve yılda yaklaşık 50 bin kişi köşkü ziyaret etmektedir. Gel de Ata'yı özlemle ve hayırla yad etme! Demem o ki, dünya lideri olmak ne kolaydır ne de tesadüfîdir vesselam.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp