Top
Ayse Sucu

Ayse Sucu

aysesucu@sozcum.com

02/10/2023

Haksızlık-zulüm en büyük haramdır!

Hak gözetmeyen yönetimlerin hükmü, halkın hüküm verdiği güne kadardır. Yusuf Has Hacib der ki “Adalet göğün direğidir, yıkılırsa gök yerinde duramaz.”

EMEKLİNİN DURUMU

Dikkate aldıkları söylenemez ama “İşçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz” diyen bir inancın temsilciliği iddiasında olanların, emeklilerin haklarını görmezlikten gelmeleri de hakkaniyetten uzaktır.  Çalışanların maaşından kesilen sigorta ve emekli sandığı pirimi, çalışanın devlete, dolayısıyla iktidara işletmesi için verdiği borçtur. Borcun geri ödeme süreci emeklilikle başlar ve kendisi ya da varisleri ölünceye kadar sürer. Emekli maaşına iki açıdan bakmak gerekir; birincisi devletin vatandaştan aldığı borcu kâr payıyla beraber geriye ödemek, diğeri de sosyal devlet olma mahiyetinin gereğini yerine getirmektir. İktidar emekliye olan borcunu inkar etmekte, seçim zamanı yaptığı zamlara ise borç ödemesi değil de gönlünden kopan yardım ödemesi süsü vermektedir. Seçime denk getireceği parayı o zamana kadar enflasyon eritecek ve verdiği para yine borcunu karşılamayacaktır.

HAKKI ZAYİ ETMEK KUL HAKKIDIR

Borç alınan para değer kaybetmişse o borç tam olarak ödenmiş sayılmaz. Bugün bir ekmek alan para, bir zaman sonra ödeme yapıldığında yarım ekmek alıyorsa, rakam aynı da olsa o paranın yarısı ödenmemiş olur. İslam fıkhında buna ‘kıyemi' denir. Yani verilenin ve alınanın değer olarak birbirine eşit olması gerekir. Zaman değer kaybına sebep olmuşsa o değer telafi edilirse sonraki verilenle önceki verilen eşit olur. Sayı, miktar, hacim olarak eşit olması değerin eşit olduğunu göstermez. Eksik kalan değer, borçlu için kul hakkına girer. Haksızlık yapanlar Allah'ın sevmediği kullardır; hak sahibine hakkını vermemek, hakkı zayi etmek, bir şeyi layığı olmayan yerde kullanmak ve hatta zulüm karşısında sessiz kalmak Kur'an nezdinde en büyük haramlardandır. “Kuşkunuz olmasın ki zulme başvurarak yetimlerin ( veya başkalarının) mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına doldurulmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın zamanda korkunç acılar veren alevlenmiş ateşe gireceklerdir” der ayet. Emeklilerin haklarını zayi edenler bu ayeti unutmasınlar!

İKTİDAR EMEKLİLERİ YOKLUKTA EŞİTLEDİ

Kaldı ki iktidarlar, yıldan yıla refahı yükseltmek ve artan refahtan bütün vatandaşlarını hisselendirmekle mükelleftir. Enflasyon her yıl gerçek değerinin altında gösterilerek maaşlar nominal olarak artarken alım gücü sürekli azalmaktadır.

İktidarlar çalışanlarının ücret artışlarını elindeki yasalara göre yapar. Mevcut iktidar kendi uydurduğu, seyyanen dediği, kafadan, keyfi ve adaletsiz ücret değişiklikleri ile maaş düzenini iyice bozmuştur. Bu durumda ne primin aylık miktarı ne toplam prim miktarı ne de çalışılan yıl miktarının bir önemi kalmıştır. İktidar bütün emeklileri yoklukta eşitlemiştir. Falih Rıfkı Atay'ın dediği gibi;

“Kanuna güven ve saygı olmayan yerde, zarar o kadar büyüktür ki hiçbir kanun memlekete bu kadar zarar vermez.”

Bu meyanda emekliye, Temmuz 2023'te yapılması gereken maaş artışı yapılmamış, Ocak 2024'e ertelenmiştir. Oysa ki iktidar, yasa gereği Ocak 2024'te zaten ücret artışı yapmak zorundaydı. İktidar seçime yakın maaşlara bir miktar zam yaparak vatandaşı aldatma ve kandırmanın peşindedir. Ancak emekliler bilsin ki o zam ocak ayında yapılsa da Temmuz 2023'teki hakları gasp edilmiş olacak ve Ocak 2024'teki zam, karşılayabilirse bu aradaki enflasyon farkını ancak karşılayacaktır. Bu durumda emeklinin ağzına bir parmak bal çalınacak, bugünkü maaşının alım gücünün düşüklüğünde bir değişme de olmayacaktır.

İKTİDARIN HATASINI VATANDAŞ ÖDÜYOR

İktidarın 2023 Genel Seçimlerine kadar izlediği ekonomi politikasının son derece hatalı olduğu birçok kez ifade edilmesine karşın iktidar bu politikalarda ısrar etmiştir. Bu politikaların ne kadar hatalı olduğunu ise iktidar zımnen kabul etmektedir. Çünkü ekonomi yönetimini tamamen değiştirerek son derece acı bir reçeteyle vatandaşlarımızı karşı karşıya bırakmıştır. Bu demek oluyor ki hatalı ekonomi politikaların hesabını vermesi gereken iktidar, bu hesabı alın teriyle hayatını idame ettirmeye çalışan vatandaşımıza çıkarmıştır. Devletin kasasındaki delikleri ise yıllarca bu vatana katma değer yaratmış olan emeklilerimizin cebine giren emekli maaşlarına göz dikerek kapatma yolunu seçmiştir. Netice itibarıyla da tüm vatandaşlarımızın, bilhassa emeklilerimizin hayat pahalılığı ve dolayısıyla geçim sıkıntısını ne kadar derinden yaşadığına üzülerek şahit olmaktayız.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp