Top
02/09/2023

Yabancı Karşıtı Linç Kampanyasında Dış Müdahaleye Dikkat!

Günümüzde ulusal meseleler üzerine kamuoyu önünde yürütülen tartışmaların demokratik mekanizmaların vazgeçilmez bir unsuru olduğu kabul edilir. İktidar ve muhalefet kanadı ve onların destekçileri farklı görüşteki argümanlarını sunarak meseleleri tartışırlar. Dijitalleşmeyle birlikte ise kamusal müzakere büyük oranda sosyal medya platformlarına taşındı. Sıradan kullanıcılar için bu ilk bakışta bir avantaj olarak algılansa da dış aktörlerin angaje olduğu ve kendi gündemlerini ve söylemlerini iç kamuoyuna empoze edebildiği bir ortamı da beraberinde getirdi.

Bu tür dış müdahaleler genellikle etki operasyonları ya da bilgi operasyonları olarak adlandırılıyor ve diğer politik araçlarla eşgüdümlü yürütülüyor. Etki operasyonları, belirli hedeflere ulaşmak amacıyla bireylerin veya grupların algılarını, inançlarını ve davranışlarını şekillendirmeye yönelik kasıtlı ve koordineli çabalar olarak tanımlanıyor. Bu operasyonlar genellikle propaganda, dezenformasyon, psikolojik manipülasyon ve sosyal mühendislik gibi çeşitli taktiklerin kullanımını içeriyor. Bu tür müdahaleler görünür olmadığı için ve delilleriyle açığa çıkarılması güç olduğu için mücadele edilmesi daha zor hale geliyor. Örneğin NATO Stratejik İletişim Mükemmeliyet Merkezi'nin yaptığı araştırmalar Çin ve Rusya'nın NATO ülkelerine yönelik bilgi operasyonlarında işbirliği yaptığını ve bunun bir güvenlik meselesi olarak algılanarak mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bilgi operasyonları genellikle hedef ülkedeki hassas meseleler üzerinden yürütülüyor: göçmenler, aşırılıkçı ideolojiler, toplumsal kutuplaşmalar, siyasi krizler, seçim süreçleri vb. Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye de bu tür kampanyaların hedefi haline gelebiliyor.

Seçim Sürecinde Zirve Yapan Aşırılıkçı Söylem
Türkiye'de sığınmacı ve yabancı karşıtı aşırılıkçı söylemler 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde zirveye ulaştı. "Suriyeliler gidecek" sloganları sokaklarda duvarlara yazıldı. Suriye'de hayatın normale döndüğü, muhalifler için af çıkartıldığı ve tutuklanma riskinin ortadan kalktığına dair dış kaynaklı bilgi kampanyaları yürütüldü. Böylece Türk seçmen, Suriyeli sığınmacıların artık Türkiye'de kalmalarını gerektirecek koşulların değiştiği yönünde ikna edilmeye çalışıldı. Diğer yandan ülke içinde sığınmacılara ilişkin, çoğunlukla yanlış bilgiye dayanan ve kamuoyunda infial yaratmayı hedefleyen bir operasyon başlatıldı. Türkiye'nin göçmen politikasını rasyonel şekilde tartışmak yerine doğrudan sığınmacıları hedef alan aşırılıkçı bir söylem benimsendi. Bu söylemin kapsamı genişletilerek yabancılara karşı (Batı'dan gelenler hariç) bir düşmanlık kampanyasına dönüştürüldü. Tatile gelen turistler hedef alındı, uluslararası öğrenciler ötekileştirildi. Hatta çarşaflı kadınların fotoğrafları sosyal medyada paylaşılarak, bu kişiler linç ettirildi. Yabancı karşıtlığı kampanyasının taşıdığı aşırılıkçı, ayrımcı ve İslamofobik söylem, Türkiye'deki muhalefetin de söylemini domine etmeye başladı ve aslında muhalefete zarar veren bir düzeye ulaştı.

Etki Operasyonunun Stratejik Hedefi
Türkiye kamuoyunda yabancı karşıtlığı akımının bir dış etki operasyonu olup olmadığına ilişkin bir araştırma bulunmuyor. Ancak İletişim Başkanlığı ve AA'nın yayınladığı dezenformasyon raporları, bu tür bilgi operasyonlarının hangi konulara odaklandığı göstermesi açısından çok kıymetli. Türkiye'deki etki operasyonlarının seçmen tercihlerinde, vatandaşların algı ve tutumlarında belli bir stratejik hedef doğrultusunda değişiklik yaratmaya çalıştığına dair tartışmalar mevcut. Böyle bir operasyonun Türkiye aleyhine çeşitli sonuçlar doğurması beklenebilir.