Top
Yavuz Donat

Yavuz Donat

ydonat@sabah.com.tr

20/03/2005

Tank Hasan nasıl küfretti?

Saat 23.00'ü geçiyordu.
Tank Hasan'ı havaalanında gördük, uyuyordu. Cep telefonu da göbeği ile göğsünün arasında duruyordu.
Hemen resmini çektik.
Flaşın patlamasıyla uyandı.
- Sayın Hasan Celal Güzel, bir daha telefonu göbeğinizin üstüne koymayın, kapkaççı alır.
Tank Hasan gülerek "olur" dedi, telefonu cebine koydu.
- Birşey daha var sayın Güzel... Telefonla konuşurken kimsenin anasına, avradına sövmeyin.
Yine güldü, yine "olur" dedi.

TEKZİP

Çevreden birkaç kişi Tank Hasan' a sahip çıktı:
- Sayın Bakan'ı tanırız... Naziktir... Kimseye sövmez.
"Siz öyle sanın" dedik.
Bu sırada herkes Tank Hasan'ın bizi "tekzip etmesini" bekledi.
Biz dedik ki "tekzip edemez."
Tank Hasan da dedi ki "doğru... Tekzip edemem."
Ve başladık Tank Hasan'ın "küfür hikayesini" anlatmaya.

BÜROKRATİK
KIYIM
Seneler önceydi.
Birgün siyasi bir rüzgar esti, Bülent Ecevit, İstanbul-Güneş Motel'de bazı Adalet Partili milletvekillerini "bakanlık vaadiyle" istifa ettirdi. (Meşhur 11'ler olayı-1977)
Ve CHP'nin "sayısal noksanını" tamamlayıp, Demirel'i düşürdü, Başbakan oldu.
CHP hükümet olur olmaz, öyle bir bürokratik fırtına estirdi ki...
Abdülkadir Aksu'dan Saffet Arıkan Bedük'e, Adnan Kahveci'den Galip Demirel'e kadar pekçok bürokrat kendisini "60 kişinin doluştuğu bir odada" buluverdi.
İster "merkeze alınma odası" deyin, ister "bürokrat hapishanesi."

CEZAEVİ GİBİ
Hasan Celal Güzel o zaman İçişleri Müsteşar Yardımcısı'ydı.
Diyarbakır Valiliği'ne atanacaktı.
Kararnamesi Çankaya'daydı.
Ecevit gelince, kararname geri çekildi. Ve Hasan Celal Güzel "Hakkari'nin Beytüşşebap ilçesine Nüfus Memuru olarak" atandı.
İşte o günlerde o da "diğer 60 üst bürokrat ile" aynı odadaydı.
"Bürokratik cezaevi" nde.

ANA,
AVRAT.....
İçişleri Bakanlığı'nda bir masa, 10-15 iskemleden ibaret olan ve 60 kişinin 60'ının da gelmesi halinde ayakta zor duracağı odada "tek bir telefon" vardı.
Bir gidişimizde Hasan Celal Güzel işte o telefonla konuşuyordu:
- Beni dinleyenin de, konuşmamı banda alanın da, bandı çözenin de, ona bu emri verenin de, çözülen bant metnini okuyanın da anasını, avradını......

RAHATLAMANIN YOLU
"Küfür faslı" bitince, Hasan Celal Güzel "sakin ve nazik bir üslupla" konuşmasına devam etti:
- Hürmetler efendim, nasılsınız?.. Sizi bir husus için rahatsız etmiştim.......
Güzel'e sormuştuk:
- Az önceki küfürler neyin, nesiydi?
- Telefon dinleniyor da... Önceden içimi döküp, rahatladım.

KOMSER MEHMET
Yine o günlerde, efendiden bir adam Hasan Celal Güzel'e geldi:
- Efendim ben komser Mehmet... Hatırladınız mı?... Beni istihbarata siz tayin etmiştiniz.
- Hatırladım Mehmet... Bir isteğin mi var?
- Evet efendim.
- Nedir?
- Efendim ben emir kuluyum.
- Ne emri Mehmet?
- Bana emir verdiler... Telefonu dinle, banda kaydet, sonra bandı çöz, kağıda dök, bize getir dediler... Efendim, benim anama, avradıma sövmeyin.

KÜFÜRDE DEĞİŞİKLİK
Hasan Celal Güzel o günden sonra "telefonu dinleyeni, banda kaydedeni, bandı çözüp kağıda geçireni" küfür faslından çıkardı:
- Bu telefonun dinlenmesi için emir verenin de, telefon konuşmasının bant çözümünün okuyanın da anasını, avradını.......

YÜZDE YÜZ
"Hikayeyi" anlatıp, Tank Hasan'a sorduk:
- Doğru mu?
- Doğru... Noksanı var, fazlası yok... Yüzde yüz.
Sonra, bizi dinleyenlere döndük:
- Nasıl.. Tank Hasan küfürbaz mıymış?
Herkes dedi ki:
- Ama karşı taraf da küfürü hak etmiş.

VE YENİ TCK
Bu sırada Tank Hasan'ı uçağa çağırdılar.
Vedalaşıp, giderken sordu:
- Az önce uyurken resmimi çektin... Gazeteye basacak mısın?
- Evet.
- Altına ne yazacaksın?
- Telefonda nasıl ana, avrat küfrettiğinizi.
Tank Hasan gülmeye başladı:
- 1 Nisan'da yeni TCK yürürlüğe giriyor... Artık böyle telefon dinleme de olmaz, benim gibi küfreden de.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları