Meclis Başkanı Bülent Arınç dün açıkladı: "Bana gelip, Başkan ağzına sağlık diye tebrik eden milletvekillerinin sayısı, beni eleştirenlerden 25 kat daha fazla."
Sayın Arınç'a bir çift sözümüz var... Her "ağzınıza sağlık" diyene inanmayın. Çoğu size öyle dedikten sonra, dışarıda "farklı konuşuyor."
Açıkçası "birileri, birilerini işletiyor."

***
Dün Meclis'teydik. Bir AKP'li diyordu ki:
- Arınç'ın çıkışı bize yüzde 5 oy getirir.
Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu'ya sorduk:
- Arınç olayı oy mu getirir, oy mu götürür? "Getirir diyen de var, götürür diyen de" şeklinde yanıt verdi.

***
İktidar kulisinde bir grup AK Parti milletvekili ile kahve içiyorduk.
"Ortaya" sorduk:
- Oy mu getirir, oy mu götürür?
Önce bir sessizlik oldu. Sonra Antalya Milletvekili Burhan Kılıç bize sordu:
- Sizce?
Bu yanıt herkesin hoşuna gitti. Bizi konuşturmak ama kendileri "bu konuyu daha fazla kurcalamamak" istiyorlardı.

***
Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu "düşüncesini" açık açık söyledi:
- Bence AK Parti'ye oy getirir.
TBMM kulislerinde, Mahmut Göksu gibi konuşanların sayısı, Arınç'ın dediği gibi "kat kat fazla değil."

***
"Adımı yazma" diyen bir AK Parti büyüğü, kulağımıza eğildi:
- Arınç'a destek verenlerin sayısı 80.
80 de "oldukça önemli" bir sayı.

***
İstanbul Milletvekili Azmi Ateş "hukukun üstünlüğü... Bürokratik devletten, demokratik hukuk devletine geçiş... Şeffaflık... Katılımcılık" diye yeni bir konuya giriyordu ama...
"Eski konu... Arınç meselesi" de tam kapanmamıştı.
Bu sırada bir milletvekili dedi ki:
- Olay, basından kaynaklanıyor.
Bu "değerlendirme" de herkesin hoşuna gitti.

***
Bazı iktidar mensupları için bu "alışkanlık" haline gelmiş.
"İyi bir şey" oldu mu, sahibi "onlar."
Yanlış bir şey olunca da "medyanın suçu."

***
Gözlemimiz:
"Bu tartışma" burada bitmez.
"Yarın ne olur" onu da kimse bilmez. Bildiğimiz ise... Uyum içinde devleti yönetmesi gereken kurumlar arasında sanki "hesaplaşma... Rövanş" gibi duyguların giderek kemikleştiği.

***
Bir başka gözlemimiz: İktidar partisinde "takım ruhu" konusunda galiba biraz sorun var.
Dün pek çok milletvekili "onu, şunu, bunu" çekiştirip duruyordu.
"Bunları, partinin Meclis grubunda neden söylemiyorsunuz" dedik.
Yanıt alamadık. Sanırız "çok kişi grupta konuşmaktan çekiniyor."

***
Meclis lokantasının çıkışında AK Parti'li bir grupla karşılaştık.
"Ne var, ne yok.. Ne yapıyorsunuz"
diye sorunca...
İçlerinden biri dedi ki:
- Ağrımaz başa çaput sarıyoruz.
- Ne demek o?
- Bir Gümüşhane deyimidir... Durduk yerde, kendi kendimize mesele çıkarıp, sonra da onu çözmeye çalışıyoruz.