Top
Ufuk Sandık

Ufuk Sandık

hasan.kahraman@sabah.com.tr

28/09/2010

Türkiye'nin petrol faturası düşer mi?

Küresel ısınmanın nedeni olarak görülen atmosferdeki CO2 oranı giderek artıyor. Bu oran 2009'da 387 ppm gibi kritik bir seviyedeydi. Bu yüzden küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında kalması için herkese büyük görevler düşüyor. Tüm ülkelerin 2050 yılında 1990'a göre toplam olarak emisyonlarını yüzde 50-85 oranında azaltması, gelişmiş ülkeler için bu oranın yüzde 80-95 olması gerekiyor. Yıllık ortalama yüzde 1.5 nüfus artışı, yüzde 4-5'lik büyüme hızıyla CO2 salımını azaltma konusunda Türkiye'de üzerine düşeni yapmalı. Otomotiv Teknoloji Platformu bu konuda bir rapor hazırlamış. Raporda yerinde tespitler ve doğru öneriler var. Rapora göre, artan nüfusuna refah sağlayacak şekilde ekonomik büyümesini arttırmak zorunda olan Türkiye, çevreci ve daha ucuz enerji kaynaklarına yönelmeli. Şimdi bunun nedenlerine gelelim. Türkiye'de karbondioksitin yüzde 15'i karayolu taşıtları tarafından üretiliyor. İlk 20 büyük şehrin taşımacılık CO2'sindeki payı ise yüzde 60'ı buluyor. Ayrıca Türkiye birincil enerji kaynaklarından olan petrolü ve doğalgazı ithal ediyor. 2008 rakamlarına göre, petrolün yüzde 50'si ulaştırmada kullanılıyor. Bu faturanın 2030 yılında 400-600 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor. Sonuç olarak ekonomisi büyüyen ve buna bağlı taşıt araçlarının sayısı hızla artan Türkiye'nin, hem karbon emisyonu, hem de petrol faturası yükseliyor. Bu yüzden bir seçim yapmak zorundayız. Karayolu taşımacılığında çevreci araçlara yönelik bir strateji oluşturulursa, kazanan Türkiye olacak. Bu sayede CO2 salımı azalacak ve küresel ısınmaya engel olunacak. Ayrıca enerjide dışa bağımlılığımızı azaltıp, enerji faturamızı düşüreceğiz. Bir taşla iki kuş vuracağız. Bu yüzden çevreci araçlara özellikle, elektrikli araçlara yönelik destekler çok önemli.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp