KENTBANK'IN eski patronu, işadamı Mustafa Süzer, bankasına haksız el konulduğuna ilişkin Danıştay kararına rağmen, kamuyu zarara uğratmamak için tazminat davası açmayacağını söyledi. Süzer, bir dönem sahibi olduğu Kentbank'a el konulmasına ilişkin BDDK kararının Danıştay tarafından iptaline dönük süreci SABAH'a değerlendirdi. Süzer, şunları söyledi:

BİR KAZAYDI
* Hukukun Üstünlüğü: Türkiye'de hukuk devleti kurallarının işlediği görülüyor. Ancak süreç henüz devam ediyor. Kazadır, her insanın başına gelir. Biz, gerçeğin ortaya çıkmasına seviniyoruz. Başından beri bu işte yanlışlık olduğunu bütün Türkiye piyasası biliyordu.

* İdari Yargının Rolü: Danıştay çok titiz davranıyor. Kendimizi Danıştay'a anlatabildiğimizi düşünüyoruz. 35 kişilik heyete gerçekleri anlatmak, üstelik ispat yükümlülüğü ile herşeyi ortaya koymak, kolay değil.

* Ayrım Yapılmalı: Birkaç yanlış iş yapan oldu diye sistemin bütününü görmezden gelmemek lazım. 1997 Asya Krizi, 1998 Rusya Krizi, 1999 Marmara Depremi, 2000 Kasım Krizi, 2001 Şubat Krizi bunları hep birlikte yaşadık. Bu kadar zorlu bir atmosferde, bankasının durumu nispeten bozulan kişilere karşı böyle davranılmamalıydı.

* Sektörde Değişim: 1999'dan bu yana Bankalar Yasası 4-5 kez değişti. 3-4 Hazine Bakanı, 2 BDDK Başkanı gitti. Aslında yanlış bir dönemdi. O koşullarda ayrım yapılması belki zordu. İnşallah bu olaylar bir daha Türkiye'nin başına gelmez.

BANKACILIK ZOR
* Moral Faktör: Bankamıza el konulduktan sonra yeni iş yapamadık. İşlerimizi genişletme yoluna gidemedik. Haliyle moralimiz de bozuldu. Ancak borçlu bir grup değildik. Hiçbir bankaya borcumuz yoktu. Olsaydı, işler daha zor olurdu.

* Bankacılığa Döner mi: Hukuki süreci herhangi bir şeyden kurtulmak için işletmedik. Şu anda bankacılık yapmak için koşullar hiç uygun değil. Ancak Danıştay'daki dava nihai olarak lehimize sonuçlanırsa, bu kararın gereğini de yaparız. Bunun dışında, tazminat davası açmayı, kamuya zarar vermeyi ise düşünmüyorum.