Top
08/10/2023

Dünyanın gıda enflasyonu ile imtihanı

İngiltere’den Almanya’ya, İspanya’dan Japonya’ya birçok ülke gıda enflasyonu ile mücadele ediyor. UNCTAD raporuna göre gıda şirketleri enflasyonun çok üzerinde kâr ediyor

Küresel enflasyonda kayda değer bir gerileme yaşansa da gıda enflasyonu can yakmaya devam ediyor. Birçok ülkede gıda enflasyonu, genel enflasyon oranının oldukça üzerinde seyrediyor. Tüketici enflasyonun yüzde 6.3 olduğu İngiltere'de gıda enflasyonu yüzde 13.6 seviyesinde. Almanya, İspanya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde de gıda enflasyonu, oransal olarak manşet enflasyonun iki katından daha yüksek seviyelerde. Türkiye'de gıda enflasyonu ile manşet enflasyon arasında 14 puanlık fark var.



Yiyecek ve içecek fiyatlarındaki artış oranının yüksek seyretmesi, dar ve orta gelirlilerin enflasyonu daha fazla hissetmesine neden oluyor. Yüksek gıda enflasyonu, gelir dağılımını reel olarak bozucu bir etkiye sahip. Zira, hanelerin geliri arttıkça tüketim sepetinin içerisindeki gıdanın ağırlığı düşüyor. Gıda enflasyonun genel enflasyonun üzerinde olduğu bir ortamda nominal ücretler artsa dahi dar ve orta gelirlerinin satın alma gücü görece daha fazla geriliyor.



KÂR DOYUMSUZLUĞU
Enerji ve girdi maliyetlerindeki artışın yanı sıra kuraklık da gıda enflasyonundaki yükselişi tetikledi. Bununla birlikte, gıda enflasyonunu sadece olağanüstü koşullara bağlamak doğru değil. Küresel bazda birçok tarım ürününde oluşan oligopolcü piyasa yapısı da fiyatlama davranışlarını bozuyor. Küresel gıda devleri, fiyatlardaki hızlı değişimlerin ortaya çıkardığı puslu havayı fırsat biliyor. Küresel şirketlerin aşırı kâr hırsı, fiyatlarda makul seviyelerin çok üzerinde artışlara neden oluyor. Vadeli işlemler piyasasında tarımsal emtialar üzerinden kâr elde etme güdüsüyle yapılan spekülatif işlemler de cabası.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) bu hafta yayınladığı raporda küresel gıda devlerinin artan kârlıklarına dair çarpıcı sonuçlar yer alıyor. 2011-2019 yılları arasında yıllık ortalama 4.7 milyar dolar kâr elde eden dört büyük küresel gıda şirketi, geçen yıl kârını ortalamaya göre neredeyse üçe katlamış. Dünya genelinde yaşanan enflasyonun oldukça üzerinde bir kâr artışı bu.



REESKONT KREDİLERİNE İYİLEŞTİRME
İhracatçılar yaklaşık bir yıldır reeskont kredisi programının düzgün işlemediğinden şikâyet ediyorlardı. Rahatsızlık yaratan ana konular; kredi limitlerinin düşük kaldığı, bürokratik sürçlerinin ise uzadığı yönündeydi. Son birkaç haftadır bu şikayetlere yükselen kredi maliyetleri de eklenmişti. 2020'de 28.5 milyar dolar olan reeskont kredilerinin toplam miktarı geçen yıl 19.4 milyara indi. Reeskont kredilerinin toplam ihracata oranı yüzde 17'den yüzde 7.7'ye geriledi. İhracat; üretimden taşımacılığa, tasarımdan pazarlamaya kadar tüm süreçleri maliyetli bir faaliyet. Krediler sıkışınca da reel sektörün yeni ihracat fırsatlarını kullanma şansı azalabiliyor.



Ekonomi yönetimi, bir süredir reeskont kredilerindeki sorunları çözüme kavuşturabilmek adına mesai harcıyordu. Bu kapsamda reel sektör temsilcileri ile toplantılar yapıldı. Reeskont kredilerinin koşullarını iyileştirmek için bu hafta bazı önemli adımlar atıldı. Bu kapsamda şirketlerin tekil olarak reeskont limitleri, mikro işletmeler için 5 milyon TL, küçük işletmeler için 50 milyon TL, orta ölçekli işletmeler için de 250 milyon TL olarak güncellendi. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz ayın başında da reeskont kredilerinin günlük toplam limiti 1.5 milyar TL'den 3 milyar TL'ye yükseltilmişti. Limit artışının yanı sıra kredilerin faiz maliyetinde de ayarlamaya gidildi. Alınan karara göre, reeskont kredilerinin toplam faiz maliyeti, Merkez Bankası tarafından belirlenen politika faizinin üzerinde olamayacak. Reel sektörün kredi faiz oranları son günlerde yüzde 45 seviyesine dayandı. Politika faizinde mevcut oran ise yüzde 30. Bu da reeskont kredisi kullanacak ihracatçıların kabaca 15 puan kadar avantajı olacağı anlamına geliyor. Türkiye'nin yüksek katma değerli ihracata ve verimlilik artışına dayalı bir büyüme performansı ile orta-gelir tuzağından kurtulabilmesi için daha güçlü bir Eximbank'a ihtiyacı var. Bu yolda yapılan iyileştirmeler, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından oldukça kıymetli.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp