Top
Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

mevlut.tezel@sabah.com.tr

09/05/2024

Sınavda manuel vites zorunlu olsun mu?

Eskiden ehliyet almak için girilen direksiyon sınavında sürücü adayları manuel vites araba kullanmak zorundaydı.
Adaylara otomatik ya da manuel vites mi diye bir tercih hakkı sunulmuyordu.
Sürücüler istedikleri takdirde ehliyetlerini aldıktan sonra otomatik vites araç da kullanabiliyordu.
Fakat günümüzde adaylar dilediği takdirde otomatik vitesle sınava girme hakkına sahipler.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada eskiden olduğu gibi 'ehliyet sınavında otomatik vitesli araç kullanımına izin verilmesin' diye bir tartışma başladı.
Nedeni ise son dönemde artan acemi sürüş hataları.
Haber videolarında izliyorsunuzdur.



Çok basit hatalar yüzünden bazen ölümcül kazalar yaşanıyor. Gaz ve fren pedalını bile şaşıranlar olabiliyor!
Ehliyet sınavının manuel vitesli araçla yapılmasını isteyenler, "Düz vites araç kullananlar her zaman aracına daha hakimdir" diyorlar.
Haklılar, manuel vites bilen aracın dilinden daha iyi anlar.
Otomatik vites kullananların çoğu yarım debriyaj nedir diye sorsanız bilmez.
Manuel vites kullanmak daha zordur, daha çok yetenek ister ama manuel vitesle araç kullanmayı öğrenenlerin el-göz-ayak koordinasyonu daha iyidir.
Otomatik vitesle araç kullanmak daha kolay olduğu için sürücü adaylarının sürüş yetenekleri ve refleksleri daha iyi gelişmiyor.
Direksiyon sınavı daha zor olmalı. Sürücü adayının panik anında ne yapacağı bile test edilmeli.
Ülkemizde trafik kurallarına zaten yeterince uyulmuyor, bir de direksiyon refleksi ve el-göz-ayak koordinasyonu düşük olan kişilere ehliyet verilince kazalar daha da artıyor!
İsteyen ehliyet aldıktan sonra otomatik vites kullansın ama ehliyet sınavına manuel vites araçla girilmeli.



***


GÖÇMENLERİN ENTEGRASYONU!
İstanbul Eyüpsultan'da özel bir lisede müdürlük yapan İbrahim Oktugan, öğretmenlerine saygısızlık yapan, disiplin suçuna karışan, diğer öğrencilerin dersi dinlemesini engelleyen ve ruhsatsız silah taşıyan Iraklı öğrenci Y.K.'ya beş ay önce okuldan uzaklaştırma cezası vermişti.
17 yaşındaki Y.K. beş ay sonra okula silahla gelip 74 yaşındaki okul müdürüne odasında üç el ateş etti.
Ne yazık ki, idealist müdür Oktugan hayatını kaybetti!
Y.K.'nın 'taksirle yaralama' ve '6136 SKM' suçlarından kaydı varmış!
Böyle bir suç makinesinin okulda ne işi vardı?



Okumaya niyeti olmayan, öğretmenlerine saygısızlık yapan, arkadaşlarının dersi dinlemesini engelleyen, onlara zorbalık yapan öğrencileri zorla okutmanın kimseye faydası yok!
Hatta bu durumun suç makinesi öğrenciye bile faydası yok! Yol yakınken ayrılıp kendi yolunu çizmeli, bir meslek sahibi olmalı.
Oktugan da aynısını düşüyor olmalıydı ki, suç makinesi çocuğu okuldan atmış!
Müdür çocuğun yaptıklarını görmezden gelseydi, onu idare etseydi belki de yaşayacaktı.
Ama o cani, okuldan atılmadığı için bir gün başka bir nedenden dolayı bir öğrenciyi de vurabilirdi!
Oktugan bir anlamda kendini feda etmiş gibi oldu.
Katilin yabancı kökenli olması da tartışılıyor.
Bu konuda yorum yaparken genelleme yapıp, ırkçı söylemler dile getirilmemeli!
Ama göçmenlerin Türkiye'ye entegrasyonu politikalarını gözden geçirmenin de zamanı geldi, geçiyor! Geç kalıyoruz!
Savaş gibi insani bir krizde göçmenleri Avrupa ülkeleri gibi seçerek ülkemize almadık!
Çok farklı kültür ve değer yargılarına sahip milyonlarca göçmene ev sahipliği yapıyoruz.
Göçmenlerin birçoğu da ülkelerine dönmeyeceğine göre bu insanların topluma adaptasyonu konusunda ciddi politikalar geliştirmeliyiz.
Madem bir arada yaşıyoruz o zaman göçmenlerden de yaşadıkları topluma uyum içerisinde olmaları için ne gerekiyorsa yapmalıyız!
Göçmenler Türkiye'nin kurallarına uymalarında ne kadar çok sorun yaşarlarsa ve ötekileşirlerse o kadar çok suç olayları artar!



***

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp