Top
27/04/2017

Terör sevici dostlarımız(!)

Türkiye'nin de kurucuları arasında olduğu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Türkiye'nin etkin bir şekilde terörle mücadelesinden rahatsız olarak skandal bir karara imza attı.

Dört yıl önce, PKK için kullanılan 'terör örgütü' ibaresini Türkiye Raporu'ndan çıkartan AKPM şimdi de Türkiye'yi yeniden denetim sürecine tabi tutma kararı aldı. O zaman da raporda PKK'nın terörist değil 'aktivist' grup olduğunu yazmışlardı.

AB'nin en büyük korkusu, "Ya savaştan kaçan Suriyeli mülteciler ülkemize gelirse" korkusudur. Müzakereleri askıya almak isteseler bile mülteci korkusu nedeniyle tir tir titriyorlar. Haliyle de PKK'ya alan açmak için bu tür atraksiyonlar yaparak Türkiye'yi baskı altında tutmak istiyorlar.

***

Avrupa Konseyi, 15 Temmuz'da millet darbecilerin namlusunu kırınca da Türkiye'yi müzakereleri askıya almakla tehdit etmişti. 16 Nisan sonrasında da milletin kararlılığını görünce tehditlerine devam ediyor.

Ancak devran geçti. Millet 50 yıllık bu kapıda oyalama taktiğinin nasıl ikiyüzlü ve haince bir tutum olduğunu çok iyi biliyor.

Kararın herhangi bir bağlayıcılığı yok ama Türkiye'nin terörle mücadelesinde Batılı "dostlarımızın" kimin yanında hizalandığını göstermesi açısından ibretlik.

OHAL sürecini bahane ederek özelikle Türkiye'nin PKK ve FETÖ ile mücadeleye son vermesi için yapılan manevralar bunlar.

***

AKPM'nin skandal kararından kısa bir süre sonra Türkiye PKK-PYD terör örgütlerine savaş uçaklarıyla darbeler indirdi. Barzani aylardır "PKK derhal Sincar'ı (Şengal) terk etsin. Gerekirse silah kullanarak çıkartırız" diyordu.

İşte Türkiye, PKK'nın Kandil'den sonra yerleşmeye çalıştığı Kuzey Irak'taki Sincar bölgesine ve Suriye'nin kuzeyindeki PKK-PYD terör örgütü yuvalarına hava operasyonları düzenledi. Operasyonlarda 70 teröristin etkisiz hale getirildiği açıklandı.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Reuters'a verdiği röportajda AKPM'nin "siyasi denetim" kararına ilişkin Fransa'da pazar günü yapılan seçimin de 1,5 yıldır süren OHAL şartlarında yapıldığını hatırlatarak, yeni Türkiye'nin eski "ezik" psikolojiden sıyrıldığını çok net şekilde şu cümlelerle anlattı:

"Fransa'ya bir şey deniliyor mu? Türkiye'de devletin yıkılmasına yönelik bir darbe girişimi var. Türkiye'ye karşı alınan bu karar tamamen siyasidir. Böyle bir kararı tanımıyoruz. İstedikleri kadar böyle bir kararı almış olsunlar. Çok da büyütmüyoruz. Bu karar alınmıştır, geçmiştir. Dünyaya sesleniyorum. Başta PKK, FETÖ ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadeleden asla taviz vermeyeceğiz, kararlı şekilde de yolumuza devam edeceğiz!"

***

Dün Ahaber'in canlı yayın konuğu olan AB Bakanı Ömer Çelik, konuyla ilgili "Bu karar, tarihi hatalar zincirinin son halkasıdır. 15 Temmuz'da parlamentomuz bombalandı. Fakat AKPM'nin bizimle bir dayanışması olmadı. Bu karar da AKPM'deki parlamenterlerin yarısının katılımıyla alındı. Türkiye'nin demokrasi mücadelesiyle dayanışma içinde olunması gerekirken terör örgütleri ve darbeciler tercih edilmiştir. Avrupa'nın bugünkü güvenlik ve refah seviyesinde Türkiye'nin büyük katkısı var. Biz AKPM'de misafir değil ev sahibiyiz" dedi.

Ömer Çelik, Avrupa'daki Türkiye ve Erdoğan düşmanlığının arkasındaki sponsorları da bildiklerini ve isim vermek istemediğini vurgulayarak enteresan bir ifade kullandı. "Bu sponsorlar, Türkiye'nin 'AB dışındaki' rakipleri. Türkiye'nin güçlü şekilde AB'de yer almasını istemiyorlar" dedi.

Demek ki olayın bir de "AB dışındaki dostlarımız" yönü var. Kim bu Türkiye düşmanı "dostlar" acaba?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp