Top
27/04/2024

Geçti o günler cancağızım

Özköşkler'den bu yana aynı hikâyeyi dinlemekten gına geldi.
Bilirsiniz işte... "12 Eylül öncesinde Demirel ile Ecevit cenazede bile tokalaşmıyordu, sonra darbe oldu" geyiğinden bahsediyorum.
Darbenin ardından çokça dillendirilen bu yorum, 12 Eylül'ün Türkiye'nin yeni ekonomik düzene entegrasyonu ve Yunanistan'ın NATO'ya alınması gibi hedeflerle ABD eliyle yapıldığı gerçeğini örtülemek için kullanılıyordu. 12 Eylül'ün resmi sebebi olan siyasi istikrarsızlığı engelleme bahanesini öne çıkartıp darbecilerin okyanus ötesi bağlantılarını talileştiriyordu.
Bu "tespit gibi tespitin" muhataplarına ilettiği mesaj da son derece netti. Halkın seçilmiş sivil temsilcilerine "Askerin dediğini yapmazsanız tarih tekerrür ediverir" diyordu. Generallere ise durumdan vazife çıkarma ve halkı esir alıp parlamentoyu kapatma hakkının son tahlilde kendilerinde olduğunu hatırlatıyordu.
Ne var ki aynı terane, önümüzdeki günlerde bir araya geleceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel görüşmesi öncesinde yine analizleri süslüyor.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Erdoğan-Özel görüşmesinin ilk kulisi Sabah'ın manşetinde yer aldığı günden beri durup durup "Demirel ile Ecevit görüşmedi, bak ne oldu" diye soruyor mesela.



Şunca günde kaç kez yazdı sayamadım ama dün de "görüşmede gündeme gelmesi şart" olan malum başlıkları tekrarladığı yazısını, "12 Eylül öncesinde Demirel ile Ecevit cenazede bile tokalaşmıyordu... Hep onu düşünürüm... 12 Eylül önlenebilir miydi? Neden olmasın?" diye bitiriyordu.
İyi hoş da "Görüşmeyeceğiz, uzlaşmayacağız" diyen mi var?
Ya da iki siyasi liderin görüşmüş, uzlaşmış sayılmaları için, işe Selvi'nin günlerdir deklare ettiği maddelerden başlamaları, illaki mutabık kalmaları şart mı?
Bence Selvi, serbest ve genel seçimlerle yönetilen Türkiye'de Cumhurbaşkanı-Ana Muhalefet Lideri görüşmesine aşırı anlam yüklüyor. Dediği gibi "hep onu düşünmesinden" olabilir.
Ne var ki ortada cenazede bile tokalaşmayan siyasiler falan yok. İki büyük seçim olmuş bitmiş. Erdoğan ve Özel de son olarak 23 Nisan'da kuru pasta yiyip sohbet ettiler. "Önümüzdeki günlerde bir araya geliriz yine" dediler. Özetle üzerlerinde Selvi'nin gerginliğinden eser yoktu.
Selvi de fazla dert etmesin kendine...
15 Temmuz'da halk, subayların hoşnut edilmemesi hâlinde yönetime el koydukları Türkiye'yi başka bir lige çıkardı.
Artık parlamentodaki uzlaşı siyasetin sorunu, askerin değil. Siyasetçiler çok çok uzlaşamazlarsa en fazla seçim olur, referandum olur.
Gerisini yeni sürüm Özköşkler düşünsün.



***

AKŞENER BIRAKSA BAHÇELİ BIRAKMAZ MI?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yürüyüş yaptığı video, partisinin sosyal medya hesabından Ferdi Tayfur'un "Söyleten Sensin" şarkısı eşliğinde paylaşılmıştı. Videoda Bahçeli'nin kime gönderme yaptığıyla ilgili birçok spekülasyon yapıldı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın dün konuyla ilgili TGRT Haber'e şunları söyledi:



"Oradaki şarkı sözlerini mesela başka bir şekilde düşünelim; şarkı sözlerini Cumhur İttifakı'na yorumlayacaklarına, bizden giden Meral Akşener'e ve o ekibe yorumlanması daha doğru olmaz mı? Kongreleri geliyor cumartesi, onlara da yorumlanabilir. Yani alternatif olarak söylüyorum."
Neden olmasın? İyi de Meral Akşener, emekliliğini MHP'de geçirme fikrine acaba nasıl bakar sizce?
Bence siyasetten soğuma turları atan Meral Hanım, bugünlerde Levent Yüksel'in "Bir daha... Tövbe" şarkısını dinliyordur.



***

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp