Top
Mahmut Övür

Mahmut Övür

mahmut.ovur@sabah.com.tr

05/02/2024

CHP’de ‘ganimet’ savaşı

Yerel seçimlere iki aydan az bir süre kaldı ama CHP'de isyan ve kavga bitmedi. İstanbul'dan İzmir'e Ankara'dan Mersin'e hangi il veya ilçeye bakarsanız bakın özellikle "kupon" belediyelerdeki paylaşım savaşı had safhada.
Partide "değişimci" ekibin kazanmasına rağmen parti içi iktidar kavgası durmadı tam aksine tarihinde olmadığı kadar hem yaygınlaştı hem de alenileşti.
Peki neden böyle oldu?
Önceki gün uzun yıllardır tanıdığım ve Kılıçdaroğlu'na yakınlığını bildiğim tecrübeli bir CHP'li siyasetçiyle konuşuyordum. Söz dönüp dolaşıp partideki "üç başlılığa" ve son tartışmalara geldi.
Yakın geçmişte olup bitenlere karşı çıkmadığı, sustuğu için pişman olduğunu söyleyen tecrübeli siyasetçi gerçeği kabul ediyor ve "kaybettik" diyerek ekliyordu: "Siyasi mücadelenin bir kaybedeni bir de kazananı olur. Biz CHP kurultayında kaybettik arkadaşlar kazandı. Bunu kabul etmemiz lazım. Her savaşın bir ganimeti var şimdi paylaşılacak. CHP'de olan bu..."
Doğrusu siyasi bir partide "ganimet" savaşından söz etmesi çarpıcıydı. O yüzden uzun sohbeti biraz kısaltarak olduğu gibi aktarmak istiyorum. Bugün CHP'den tasfiye edilenlerin CHP'ye nasıl baktıklarını anlamak açısından söyledikleri derslerle dolu. Buyurun:
"Bizim girdiğimiz mücadelenin ideolojik ve siyasi sonucu yok. Sadece ganimet savaşı var. Çünkü kurultayda CHP'nin duruşuyla, Türkiye ve dünyaya bakışıyla ilgili bir mücadele olmadı. Kimsenin de 'CHP sosyal demokrat mı, anti emperyalist mi, kamucu mu yoksa liberal mi?' diye bir derdi olmadı.
Bugün olan mevki makam kavgasına öfkelenmek yanlış. Esas yanlış ise sorgulamadan, partide olup bitenlere inanmak. Partinin bu noktaya gelmesinde bizim suçumuz çok büyük.
Bazı arkadaşlar tekrar aday gösterilmediğine öfkeleniyor. Ben de onlara öfkeleniyorum. Siyasete paraya sokarsan olacağı bu. Daha çok parası olan gelir seni siler, süpürür.
Partide siyasi ve ideolojik temelde bir yoldaşlık hukuku kalmadı. Delege artık ilk planda 'Ben ne alırım?' hesabında. Eee... tabi mahallenin büyük abisi gelince küçükler tornistan etmek zorunda. Parası çok olan az olanı bastırır.
Dün 'Kemal Kılıçdaroğlu olursa ittifak sürdürülemez ve seçimi kazanamayız' diyorlardı. Şimdi bırakın 11 büyükşehrin üstüne bir iki belediye koymayı İstanbul'u, Antalya'yı, Mersin'i alabilir miyiz noktasına geldik.
Geçmişte CHP kongreleri ve kurultaylarında kimsenin aklının ucundan para geçmezdi. Şimdi öyle mi? Herkes paranın izini sürüyor.
Bu zihniyet partiye belediyeler aracılığıyla taşındı. Kurultayı etkileyecek boyutu ulaşması da İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kazanılmasıyla oldu. Ekrem İmamoğlu o güçle İstanbul kongresi ve CHP kurultayını kazandı.
Onu bu noktaya taşıyan ve yoktan var eden de Kılıçdaroğlu'ydu. Kılıçdaroğlu'nun kafasında sağdan, muhafazakarlardan oy alacak bir proje vardı. O projeyi gerçekleştirmek için İmamoğlu'nu seçti. Bir anlamda kendi yaşadığı özel travmayı böyle aşabileceğini öngördü. İyi adam, iyi siyasetçi olduğu için değil, projesine uygun olduğu için, girdiği her kabın şeklini alan biri olduğu için seçildi. Bu adamın cumhurbaşkanı olmak istediği ülkede ben de Samanyolu galaksisi başkanı olurum."



***

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp