Top
Levent Tüzemen

Levent Tüzemen

levent.tuzemen@sabah.com.tr

17/11/2005

İsviçreli Alpay!

Fatih Terim, Shakespeare'in "Korkaklar her gün ölür, cesurlar ise bir kez ölür" sözünden esinlenmiş olacak ki tüm medyayı taca çıkartan bir hamleyle sahaya hücum ağırlıklı bir kadro sürdü. Necati-Hakan-Tuncay-Serhat dörtlüsüyle İsviçre kalesinde gol arayacaktı. Milli marşlar çalınırken müthiş ıslıklar altında İsviçreliler elele tutuşmuştu ama bacakları titriyordu. Biz marşımızda her zaman 'hazır ol' dururuz değil mi? Milliler bu kuralı bozup kollarını omuzlardan birbirine dolamıştı. Hepsi aşırı hırslıydı.
Maç öncesi hepimizde "Golü erken bulursak İsviçre'yi bitiririz" inancı yaygındı. Tam gözümüzün önünde stresli maçların skandal adamı Alpay sahneye çıktı. 25. saniyede Frei'ın aşırttığı topa elle dokundu. Penaltı doğruydu. Hayallerimiz dondu, moraller sendeledi, sinir katsayımız yükseldi. Alpay'ın bu kaçıncı sorumsuzluğuydu? 1996'da Vlaoviç'i indirmeyip golü yedirmiş, 2000'de Portekiz'le oynadığımız çeyrek finalde Couto'ya yumruk atıp takımı 10 kişi bırakmıştı. Kadıköy'de Beckham'a yaptığını dünya izlemişti.
Gol sonrası toparlanmamız uzun sürdü. Oyun oynamaktan çok rakiple didişiyor, en ufak faulde hemen hakeme koşuyorduk. Emre'nin ortasında Tuncay'ın golü stresimizi alıp daha akıllı oynamamıza ve hücuma bilerek, görerek çıkmamıza neden oldu. Yükleniyorduk. Baskımız ikinci meyvesini verdi, bu kez ortayı yapan Ergün, kafayı vuran Hakan, tamamlayan Tuncay'dı.
Asıl ikinci yarı bize erken gol gerekiyordu. Bunu da 51'de Serhat yarattı. Kazandırdığı penaltıyı Necati gole çevirip sararan umutlarımızı bir anda yeşertiverdi. Artık 1 gol bizi Almanya'ya götürecekti. Ergün soldan, Hamit sağdan bindiriyordu. Özellikle Ergün'ün ortaları kapanan İsviçre savunmasında tehlikeli oluyor ama Necati, Hakan ve Tuncay son vuruşlarda gecikiyordu. Oyunu İsviçre kalesine yığmıştık. Risk almaya başladık. Rakip bütün uzun topları Frei'ın bölgesine oynuyordu. Golü beklerken Tolga'nın taca giden topu ters bir vuruşla içeriye çevirmesi İsviçre'ye pozisyon oldu.
Streller topu ağlara gönderdiğinde tamamen yıkılmıştık. Şuursuzca saldırıyorduk ama 89'da Hakan'ın kafasını Tuncay tamamlayıp, 'çıkmayan canda umut vardır' dercesine golü attı. Elimize geçirdiğimiz fırsatı önce Alpay'ın sonra Tolga'nın hediye ettiği gollerle kaybettik. " İsviçre Kadıköy'den çıkamaz" demiştim ama içimizdeki İsviçreli (!) Alpay'ı unutmuşum. Özür dilerim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp