Top
Levent Tüzemen

Levent Tüzemen

levent.tuzemen@sabah.com.tr

02/03/2006

Erken Ümit'lensek..

Yıllar önce milli maçların kalesi olan İzmir, bu özelliğini yitirmediğini Çek Cumhuriyeti maçıyla kanıtladı. Dev Atatürk Stadı ağzına kadar doldu. İzmirliler milli takıma olan özlemlerini gidermek amacıyla çoluk çocuk stada koştu. Çok insan stada girememişti, ancak kontrolsüz şekilde kapıların açılmasıyla tribünlerde izdiham yaşandı. UEFA kuralları çiğnendi, oturacak koltuk bulamayanlar merdivenlere çömeldi. Özlem, coşku, destek mükemmeldi. Ama seyircilerin bu şekilde içeri sokulması büyük hataydı. FIFA'nın gözü üzerimizdeyken kapıların açılmasıyla oluşan izdihamı umarım maçın gözlemcileri rapor etmez.
1 Mart 2006, milli takımdaki değişimin başlangıcı olacak. Şimdi hem yarışacağız hem de değişeceğiz. Yetenekli jenerasyondan uyumlu bir milli takım yaratırken görünen o ki sancılar çekeceğiz. Uyum sorunumuz var. Bu zaafımızı gidermek için turnuva düzeyinde maçlar oynamalıyız.
Değişimin startını fizik gücü ve teknik beceriyi çabuklukla harmanlayan, makine düzeninde ezbere oynayan Çekler karşısında verdik. Terim'in ilk yarıdaki 11'i arayışlara yönelik tuhaf bir takımdı. Uğur Boral sol bek, Mehmet Topuz sağ bekti. Bu ikili hücuma çıkarken istekliydi, ama savunma bilgileri yetersiz olduğundan arkalarına sık sık adam kaçırırken kademeye giremediler.
Alan savunması yapan, hücuma isabetli paslarla çabuk çıkan Çekler'e karşı üstünlük kuramadık. Dağınık ve uyumsuzduk. Savunmanın göbeğindeki Tolga-Gökhan ikilisinin ağır olması nedeniyle Çek hücumlarını karşılamakta zorlandık. Çekler dönerek oynarken, biz oyunu bir yönden diğer bir yöne manevra eksikliğimiz yüzünden döndüremedik. Orta alanı Hüseyin ile hiç kontrol edemedik. Uluslararası tecrübesi yüksek Tuncay, Necati, Hasan Şaş üçlüsüyle top tutup, pas yapıp gol girişimlerinde bulunmaya çalıştık. Skor ayaklarımız Gökhan-Ersen ikilisi yüzlerini rakip kaleye dönemediler bile. Hücum futboluna yönelik taktiğimiz gereği alan savunmamızı önde kurunca, Baros'un dikine çabuk ve seri çalımlarla üzerimize gelmesini engelleyemedik.
2. yarı Nuri Şahin ve Yıldıray'ı oyuna alarak orta alandaki zaafımızı giderdik. Daha çok pas yapmaya ve kanatlardan hücuma çıkmaya başladık. Yediğimiz goller savunmamızın yaptığı kademe hataları yüzündendi. Kulüp takımlarında başarılı olan oyuncuların milli takım oyuncusu olabilmeleri zor görünüyor. Terim'in Orhan Ak'ı alması savunmamızın soluna denge getirdi. Fakat oyuna geç aldığı Ümit Karan bir mucizeye imza attı. İki golü de birbirinden güzeldi. Terim, savunmaya mutlaka bir çözüm üretmeli. Ancak gol bölgelerinde de uyumu olan birbirlerini tanıyan oyunculara yer vermeli. Ümit Karan-Necati ikilisi gibi. Değişimin startında yenilgiden Ümit Karan'la kurtulduk. Yolumuz uzun, işimiz yeni bir milli takım oluşturma konusunda bir hayli zor. Sabırlı olurken, doğru oyuncuları milli takıma çağırmalıyız. Bu maçtan da iyi ders almalıyız.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp