Top
Kerem Alkin

Kerem Alkin

kalkin@bloomberght.com

09/04/2021

Avrupa ‘böyle böyle’ ortasından çatlar

2008 küresel finans krizinin Avrupa Birliği ekonomilerinde sebep olduğu tahribat, sürecin kötü yönetilmesi, Almanya'nın acımasız tutumu, Avrupa Birliği Komisyonu ve Eurokratların acizliği derken, Kovid-19 küresel virüs salgının sebep olduğu ekstra tahribat, Avrupa Birliği içindeki ahengi iyiden iyiye zorlar hale geldi. Bilhassa Birleşik Krallık'ın ayrılma (Brexit) kararının tüm süreci daha tazeliğini korurken, AB'nin bu sürece sebep olan 'gerçekler'le yüzleşmemesi de önemli bir sorun. Bu yetmezmiş gibi, kendi içlerindeki 'yetki' çekişmesine de, AB'nin bir nevi cumhurbaşkanı sayılan AB Konsey Başkanı Charles Michel ile, AB'nin bir nevi başbakanı sayılan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Türkiye ziyaretleri esnasında, protokol kapışmasında da şahit olduk. AB'nin kendi içinde 'pozitif ahenk'i yakalama noktasında ciddi sorunları olduğu gözüküyor. Bilhassa, küresel pandemiyle mücadelede, bizzat AB üyesi ülkelerin birbirlerine gönderilen pandemiyle mücadele malzemelerine el koymaları, aşılara el konulması, bu tür konulara yönelik dedikodular veya iddialar, AB'nin kendi içindeki konsensüs ve işbirliği adına hayli zor bir sürece işaret etmekte. Bu noktada, Alman Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunan eski Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi, AfD'nin eski Genel Başkanı ve ekonomi profesörü Bernd Lucke'nin sebep olduğu kargaşayı da göz ardı etmeyelim. pandeminin sebep olduğu ekonomik tahribatı toparlamak adına oluşturulan 'Toparlanma Fonu'nun AB antlaşmalarına tamamen aykırı yeni bir mali araç geliştirilmesi anlamına geldiği iddiasıyla Alman Anayasa Mahkemesi'nde açtığı dava ortalığı karıştırabilir. Lucke ve 2280 Alman vatandaşının açtığı dava nedeniyle, AB Toparlanma Fonu'nun geleceğinin Alman Anayasa Mahkemesinin kararına bağlı hale gelmesi, Mahkemenin bir kaç hafta izinde alacağı kararla davayı kabul etmesi halinde ise, Almanya'nın öz kaynaklar kararını onaylamasının bir yıl ya da daha uzun süre ertelenmesine yol açacağı ifade edilmekte. Bu da doğal olarak, bilhassa AB üyesi Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri açısından 'soğuk duş' anlamına gelebilir. Kendisi ekonomist olduğu için, Prof. Lucke doğrudan, üye ülkelerin Toparlanma Fonu için gereken parayı piyasadan borçlanma suretiyle temin edecek olmasından ve bunun için de Komisyon'un yetkilendirmesinden, AB içerisinde kalıcı bir mali birliğin yolunu açmasından ve AB'yi bir 'Borç Birliği'ne dönüştürecek olmasından dolayı duyduğu endişeleri sıralamakta. Bu nedenle, Lucke, 'her koyun kendi bacağından asılır' usulüyle, her üye ülkenin piyasalardan bireysel olarak borçlanacağı alternatif bir model de öneriyor. Mevcut gelişmelerin Orta İtalya'yı dahi Avrupa'nın diğer bölgelerine oranla hızla yoksullaştırdığı, bölgenin nüfusunun da bu nedenle azaldığı yönündeki tartışmalar, zaten altan alta 'ayrılma' konusunu tartışan İtalyanları nereye taşır, Avrupa bu tartışmalarla ortasından çatlar mı; umarım Brüksel'in somut, hızlı ve pozitif çözüm çabaları hızlanır.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp