Önce üç rakibi aynı pankartla sahaya çıkmıştı. Fenerbahçe ardından Kulüpler Birliği'nden ayrıldı, tek kaldı. Son haftalarda üç rakibi de şampiyonlukla ilgili görüşlerini açıkladı, herkesin ortak adayı Galatasaray olarak belirlendi. Bu tartışma içinde Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un da sivri açıklamaları vardı. Fenerbahçe yine 'tek' kaldı ama 'yalnız' kalmadı. Kalbi sarı-lacivert atanlar, bir anda tek yumruk haline geldiler. Bu maçı "kader" karşılaşması olarak görüp, "Güneşli, güzel günler" adına şarkılar bestelediler. Fenerbahçe bu havayı ilk defa da yakalamıyor. 2000-01 sezonunda üç puan geriden gelip Galatasaray'ı yenmişlerdi, geçen sezon ise üç puan öndeyken... İkisinde de şampiyon oldular. Maçın sonucunu teknik - taktik doğrular değil, 90 dakikayı en iyi hazmedenlerin performansı belirleyecek. Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki 50 bin nefesin sıcaklığını hissetmek hiçbir rakip için kolay değil. Galatasaray kadrosu da bunu iyi biliyor ve derbiyi değerlendirirken, "Yenilsek bile çok sorun değil" yorumunu yapıyor. Açıkçası; saygı duyulacak bir mücadelenin dramatik finali de olabilir bugün. Fenerbahçe, kaliteli kadrosu, tesisleri ve iddialı transferleri ile bu karşılaşmaya açık puan farkıyla çıkmayı beklerken, şampiyonluk virajına girmenin şaşkınlığını yaşıyor. Tek kalmanın getirdiği burnu büyüklüğün faturasını bir maçta ödemek zorundalar.

KURTLARIN ENSESİ GÖRÜLECEK
Galatasaray kadrosu sezon boyunca 'mazlum oğlan' olarak görüldü. Baskı hissetmedi, bu mücadele içinde yarıştan kopmadı. İlk kez 'esas oğlan' durumundalar. Tecrübeli oyuncuları var. Onların yönlendirmeleri, Şükrü Saracoğlu'nun havasında istediklerini getirebilir. Ve Gerets biliyor ki, yolunu açacaksa gol atmak zorunda... Kurda sormuşlar; "Boynun neden kalın." O da "Kendi işimi kendim görürüm de, ondan" demiş. Şimdi bizim kurtların enselerini göreceğiz. Galatasaray, Ali Sami Yen'de yenildiği rakibinin önüne çıkıyor. Yine yenilirse, ikinci sıraya düşecek, kalan üç maçın sonucunu bekleyecek. Fenerbahçe bu sene iki kez yendiği rakibine bir kez daha üstünlük sağlarsa öne geçip, kalan maçlarını da kazanırsa üst üste üçüncü şampiyonluğa ulaşacak. Bu maçtan sonra kimsenin elinde mazereti kalmayacak. Sorumlu göstereceği ne bir hakem, ne de başka bir hedef. Kimin bileği güçlü göreceğiz. "Şöyleydi, böyleydi" diye kimse hatalarının üstünü örtemeyecek. Eğer hak ediyorsanız, bu mücadeleyi kazanacaksınız.