Top
24/12/2022

Türkiye Yüzyılı ve #Milli Teknoloji Hamlesi

2023'e sayılı günler kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından geçtiğimiz Ekim ayında ilan edilen "Türkiye Yüzyılı" vizyonu, ortaya koyulan hedef ve projeler ile dikkat çekiyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye'yi sadece yer aldığı coğrafyada değil, uluslararası alanda da öne çıkartmayı hedefleyen vizyonun, şüphesiz birçok önemli ayağı var. Bu yazımızda Türkiye Yüzyılında vurgulanan bilişim hedefine ve #Milli Teknoloji Hamlesi'ne değineceğiz.

Önceki yazılarımızdan "Diplomaside Dijital Dönüşüm ve Türkiye" başlıklı yazımızda değindiğimiz üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uluslararası sistemde izlediği dış politika, geçtiğimiz yirmi yıllık süreçte büyük devlet olmanın gereği olarak çok eksenli ve çok boyutlu bir yapıya ulaşmıştır. Dış politikada yaşanan bu önemli dönüşüm ve gelişimin, şüphesiz sahada da desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Öncelikle şunu açıkça ifade etmekte fayda var; eğer bir devlet, otonom bir aktör olarak uluslararası sistemde söz sahibi olma gayesindeyse her alanda dışa bağımlılığını en alt seviyelere indirmek zorundadır. İşte bu zeminde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ortaya konan ve Türkiye'ye gelecek yüzyılda uluslararası sistemde rekabet gücü katacak hedeflerden bilim ve dijitalleşmenin teminatı olarak #Milli Teknoloji Hamlesi'nin incelenmesi önem arz etmektedir.

#Milli Teknoloji Hamlesi

Bugün uydu teknolojilerinden milli savaş uçağı Kızıl Elma'ya, insansız hava araçlarına, sihalara, Bayraktar TB 2'ye, sağlık endüstrisindeki yapay zeka uygulamalarından (Türk Beyin, Sanal Göz projeleri gibi) yerli otomobilimiz TOGG'a kadar birçok alandaki başarılar #Milli Teknoloji Hamlesi'nin bir tezahürü olarak değerlendirilmelidir. Zira #Milli Teknoloji Hamlesi bir vizyon ve hedef olarak; hali hazırda kullanılan ve ileride ihtiyaç duyulacak kritik teknolojilerin yerli ve milli şekilde Türkiye'de üretilerek bahse konu kritik teknoloji alanlarında dışa bağımlılığın azaltılması; bununla birlikte üretilen teknolojilerin ihraç edilerek Türkiye'ye katma değer sağlanması ve ilgili kritik teknolojiler alanında uluslararası karar alma mekanizmalarında Türkiye'nin bir paydaş olarak söz sahibi olmasıdır. Anlaşılacağı üzere #Milli Teknoloji Hamlesi, öz olarak Türkiye'nin teknoloji alanındaki bağımsızlığının garanti altına alınmasını amaçlayan bir vizyondur.

#Milli Teknoloji Hamlesi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından şu şekilde tanımlanmaktadır: "Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını temin edecek yegâne vizyondur. Türkiye bu vizyon ile küresel piyasalarda rekabet gücünü artırmakta ve kritik teknolojilerin üretimi noktasında gelişme kaydetmektedir."

"Diplomaside Dijital Dönüşüm ve Türkiye" başlıklı yazımızda da değindiğimiz üzere, uluslararası sistemdeki dijital dönüşüm Covid-19 pandemisinin de etkisiyle ivmelenmiş durumdadır. Bu nedenle de önümüzdeki yüzyıl içerisinde, bahse konu dönüşümü göğüsleyecek teknolojik altyapıya, veri kaynaklarına, nitelikli insan kaynağına ve dijitale aktarılmış iş süreçlerine sahip ülkeler, oluşacak yeni uluslararası sistem içerisinde söz sahibi olacaklardır. Yani bu değişime ayak uyduramayan ve bunun dışında kalan ülkeler sadece küresel dijital ekonominin değil, dijital teknolojilerin sağladığı tüm yeniliklerin de dışında kalacaklardır. Bir diğer deyişle ülkelerin dijital devrimi kaçırmalarının sonuçları, tarihsel süreçte yaşanan diğer tarihsel kırılmalardan daha ağır olabilecektir.

Milli Teknoloji Hamlesi Panel Serisi

#Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu hakkında farkındalığın oluşması ve tüm Türkiye'ye ulaşması için birçok önemli faaliyet gerçekleştirilmektedir. Bu faaliyetlerin başında da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından yürütülen "Milli Teknoloji Hamlesi: Türkiye'nin Teknolojik Başarısını Anlamak" projesi bağlamında gerçekleşen Milli Teknoloji Hamlesi Panel Serisi yer almaktadır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp