Amanın da neler neler oluyor...
Aday bulamayan Meral Hanım bir profesörle görüşmüş.
Ceza hukukçusuymuş, Profesör Ersan Şen. (O da kim yahu?)
İyi Parti'nin adayı olmak istemiş, "Parti kabul ederse seve seve aday olabilirim" demiş.
Meral Hanım "Saçmalama" dememiş. "Görüşelim" demiş!
Cesaretli tavrı nedeniyle de onu kutlamış.
Vallahi olay bu.
Profesör diyor ki: "Bu görevi yapacak kabiliyette olduğuma inanıyorum, herkesten de iyi yaparım, yeter ki millet teveccüh göstersin..." Vallahi göstersin.
Ben İyi Parti yöneticisi olsam, sırf gülmek için profesörü ortaya atardım. Eğlenirdik.
Fakat bunların adayı "kamuoyuna anketler aracılığıyla soruluyormuş ve önde çıkan isim aday gösteriliyormuş"...
Yani Kılıçdaroğlu çıkmamış ve çıkmıyor.
Peki İmamoğlu ve/veya Yavaş çıkıyor mu?
Biri yüzde kaç çıkmış, öteki yüzde kaç?
İkisi de aday olamayacağına göre hangisi daha yüksek çıkıyor?
Ve de "öteki" niçin ortaya sürülüyor?
Bütün bunlar niçin açıklanmıyor?
Sonra da bütün bu olup bitenleri ciddiye almamızı bekliyorlar.
***
YAPMA MUHARREM
Ciddiye alınmayan ama olay yaratan başkaları da var tabii.
Bunlardan birisi Muharrem İnce'dir.
Cumhurbaşkanı olmak istiyor.
Geçen sefer yüzde 30 almıştı, ona güveniyor.
Bu sefer yüzde 1-2 dolaylarında ama zarar yok.
Memleket Partisi başkanı olarak, Zafer Partisi'ne teklif götürmüş, "ittifak" önermiş.
Fakat buna önce "olur" diyen ZP Başkanı Ümit Özdağ, şimdi ittifaktan ayrıldığını açıklamış.
Yok, pardon, asıl İnce bunlardan ayrılmış!
Çünkü aday olarak kendini görüyormuş ve Özdağ'a ihtiyacı yokmuş.
Çünkü Özdağ da, tıpkı Meral Akşener gibi, Mansur Yavaş'ı aday gösteriyor...
Yavaş CHP'li ama İnce onu CHP'li olarak da görmüyor...
Kendini de görmüyor zaten.
***
Ne umuyorlar acaba?
İşte üç oradan, beş buradan, Allah ne verdiyse...
