Top
Emre Aköz

Emre Aköz

emre.akoz@sabah.com.tr

24/11/2003

En tehlikeli denklem: Demokrasi mi, güvenlik mi?

BİLİYORSUNUZ, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, "Ölümlerin suçlusu medyadır" deyiverdi. Müdür Cerrah'ın sıkıntılı olduğu apaçık. Bu da normal. Düşünsenize; emniyeti sizden sorulan bir kentte korkunç olaylar meydana gelmiş. Halkın ve yönetimin gözü üstünüze çevrilmiş... Gerçekten zor bir durum. Bunun üzerine siz de suçu bir başkasının üstüne atıyorsunuz. Her ne kadar o düzeydeki bir yetkiliye yakışmasa da bu kadarıyla 'insani' bir durum. "Belli ki başı çok sıkışmış" der, geçeriz. Ancaak!

***

Nasıl yangın, deprem ya da patlama anında paniğe kapılan bir kişi... Çocukluğundan kalma oyuncak ayısını kurtarmak gibi saçma bir davranış gösterirken... Aslında bilinçdışı arzu ve korkularının etkisindeyse... Yani bir bakıma 'aslına' dönerse... "Suçlu medyadır" türünde laflar etmek de bizim bürokratların ve bir kısım siyasetçimizin adeta refleksidir. Bir sorun mu çıktı? Daha önce karşılaşılmamış bir olay mı var? Hemen o refleks harekete geçer: Suçla! Yasakla! Sert tedbirler alınmasını iste! Gözdağı ver!

***

Müdür Cerrah'ın sözleri... Kendisi istese de, istemese de... Sıkıntılı bir ruh halinin ötesine uzanıyor. Şöyle... Ekonomi iyiye gidiyor. Avrupa Birliği, demokratikleşme ve sivilleşme yolunda önemli adımlar atılıyor. Ülkede sakin bir hava var. Elbette her şey güllük gülistanlık değil. Ama 2001 ekonomik kriziyle ya da PKK belasının gemi azıya aldığı 10 yıl öncesiyle kıyaslandığında... Hiç de kötü durumda değiliz.

***

Ne var ki bu 'yumuşak' ortamda pozisyon' yitiren bazı kesimler rahatsız. Bunlar son terör olaylarını vesile edip hemen durumdan vazife' ve 'siyaset' çıkardı. Kimi fırsat bu fırsat hükümete yüklendi... Kimi 'birilerini' göreve çağırdı... Yenileri de gelecektir. Peki amaçları ne? Her ne kadar halk, terörist saldırılar karşısında metanetini korusa da, zihinlerde demokrasi mi, güvenlik mi' ikilemini yaratmak. Bu nasıl sağlanır? Önce demokrasinin en temel kurumlarından biri olan medyayı suçlarsın. Bir bomba daha patladı mı sıra sivil toplum örgütlerine filan gelir. Ardından 'vatan, millet' edebiyatına başlarsın. 'Milli güvenlik her şeyin üstündedir' deyip özgürlükleri kısıtlarsın.

***

Bu oyuna gelmeyelim. Otoriter güçlerin, 'ölümü gösterip sıtmaya razı etme' şeklindeki propagandasına kapılmayalım. "Ben güvenliği sağlarım ama siz de demokrasiden, özgürlüklerinizden ödün verin" diyenler çıkacaktır. Özellikle şu ortamda bu bir 'suni' denklemdir: Demokrasi ile güvenlik birbiriyle çelişmez!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları