Top
Emre Aköz

Emre Aköz

emre.akoz@sabah.com.tr

20/11/2003

Haslet Soyöz?ün gemileri

Ben karikatürcü Haslet Soyöz'ün uçaklara meraklı olduğunu bilirdim de... Gemilere düşkünlüğünün farkında değildim. Milliyet'te çalışırken tanıştığım Soyöz, batan ya da hurdaya çıkarılan ama tarih kitaplarına geçmiş, toplumsal hafızada yer etmiş gemilerin resimlerini yapmış. İşte bu resimlerden oluşan 'Cennetin Gemileri' adlı sergi 2 Aralık günü saat 19:00'da Rahmi Koç Sanayi Müzesi'nde açılacak. Ayrıca Aydın Doğan Vakfı ve Koç Grubu resimlerden oluşan bir de nefis kitap basmışlar. Çok beğendim. Haslet Soyöz'ün de, diğer katkıda bulunanların da eline sağlık!

***

Ben buraya Kalender adlı ünlü şehir hatları vapurunu aldım. Bunun üç sebebi var: 1) Sabah okurlarına sergi hakkında bir fikir vermek.
2)Haslet Soyöz'e sevgilerimi iletmek.
3) Bu vesileyle Emre Kongar'a da bir selam göndermek. "Diğerlerini anladık da Kongar nereden çıktı" diyeceksiniz. Hatırlayın: Burada Kongar'ın yeni çıkan anı kitabından söz ederken babasının başına gelen bir olayı nakletmiştim. Hani müfettişlik sınavına girmiş... Ancak "Hareket halindeki bir geminin dumanı öne doğru da çıkar, gidin Boğaz'da izleyin" dediği için kazanamamış. Kalender'in dumanına bakın. Belli ki sert bir lodos var. Bu yüzden dumanı öne ve sola doğru çıkıyor.

***

Soyöz gemilerin kısa öykülerine de yer verdiği kitabın girişine Bedri Rahmi Eyuboğlu'ndan üç dize koymuş. Biz de onlarla bitirelim: Kağıttan bir gemi yaptım küçücük Ya 5 öpücük sığar içine Ya 10 öpücük...

KAMPUS SAYFASI HARİKA
SABAH'IN 'Kampus' sayfalarına bayılıyorum. Üniversitelerden ve üniversite öğrencilerinin okul içindeki ve dışındaki faaliyetlerinden haberler yer alıyor burada. Çok da oluyor. Bu vesileyle bir haberi tekrar duyurmak isterim: Fatih Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü, depremde yıkılan ve Sabah'ın yaptırdığı Bingöl'deki İlköğretim Okulu'na bir kitaplık kuracak. Bu amaçla kitap ve para bağışı topluyorlar. Katkıda bulunmak isteyenler 0212.889 08 10 numaralı telefondan kulüp başkanı Hakan Çeker'i arayabilir.

64 karenin büyük sırrı
Biliyorsunuz büyük usta Kasparov, X3D Fritz adlı satranç bilgisayarına karşı oynadı ve berabere kaldı. Bu vesileyle okurumuz Murathan Özcan soruyor: "Satranca olan ilginizi biliyorum. Hatta bir keresinde, 'Artık satranç bitti' diye yazmıştınız. Elbette bilgisayarın hesap yapma hızı insanınkinden kat kat fazla. Peki nasıl oluyor da yine de insan galip gelebiliyor? Yoksa bilgisayar hesap yapmıyor da, sadece kendisine yüklenen hamleleri mi oynuyor?" Şöyle... Satranç 'kapalı' bir dünyadır. Yine de 64 kare üzerindeki 32 taşın yapabileceği hareketlerin... Yani ortaya çıkacak farklı pozisyonların olasılığı korkunç büyüklüktedir. Bunu -en azından şimdilik- en güçlü bilgisayar dahi hesaplayamıyor. Peki durum buysa, bilgisayar nasıl oynuyor? İşin püf noktası 'değerlendirme'de. Yani bilgisayarı öyle bir programlayacaksınız ki... Diyelim ki 5 hamle sonraki olası pozisyonun kendisi açısından 'iyi' mi, yoksa 'kötü' mü olduğunu 'anlayacak'. Sonuç: Satranç bilgisayarları artık daha az hamleyi hesaplıyor.... Buna karşılık 'değerlendirme' güçleri artıyor.

'Şişme bebek' taklidi
Hatırlarsınız: ABD Başkanı Clinton, Monica Lewinski ile 'ilişkiye' girmişti. Clinton'a, "Yahu senin dinine göre bu yaptığın günah değil mi" diye sorduklarında... 'Oral seksi' cinsel ilişkiden saymadığı ortaya çıkmıştı. İnsanların din ile özel yaşamları arasında kurduğu bağlantılar genellikle örneğin ilmihallerde yazıldığı gibi olmuyor. Kendine has bir mantığa sahip, dışarıdan bakıldığında tuhaf, şaşırtıcı gelen bağlantılarla karşılaşıyoruz. Aşağıdaki mesajı 22 yaşındaki İstanbullu bir kadın yazmış. 'itiraf.com'da yayınlandı. İlk okuduğumda 'Nasıl yani' demekten kendimi alamadım: "Eğer saçlarıma yeni fön çektirdiysem gusül aptesi almak zorunda kalmayayım diye nişanlıma 'şişme bebek' rolü yapıyorum. Böylece ben orgazm olmadan işimiz bitmiş oluyor. Ee, her dakika fön çektiremem ya...." Hâlâ da sormaktayım: Nasıl yani?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları