Zoru seviyoruz. Kontrol altında tutabileceğimiz, golü de bulduğumuz bir maçı sonrasında sıkıntıya soktuk. Golden sonra topu rakibe verip biraz daha kendi yarı alanında kalmak isteği olumlu. Fakat bunu yaptığınız zaman topu kaptığınız andan sonrası için de daha planlı olmanız lazım. Belki bu düşünce vardı ama saha uygulaması öyle olmadı. Özellikle ikinci yarıda çıkışlardaki yüksek top kayıpları, Galatasaray adına oyunu zorlaştırdı, rakibe de çok fazla güven verdi. Buldukları beraberlik golünden sonra biraz daha coşkuyla Galatasaray'ı zorladılar.
Galatasaray'ın sahadaki oyuncuları deneyimli isimler. Biraz daha sakin kalabilirlerdi ama bunu da sonrasında elde edilecek Şampiyonlar Ligi biletinin heyecanına verelim.
Okan hoca, klasik kadrosuna ilaveten bu maçta Kerem Demirbay ve Tete'ye görev verdi. Kerem'in sınıfı geçtiğini düşünüyorum. Özellikle böyle denge maçlarında forma giyebilecek tecrübeli bir oyuncu. Tete 'Yeteneğim var, her an tehlike yaratabilirim ama biraz daha zamana ihtiyaç duyuyorum' mesajıyla oyundan alındı. Bu kadronun maçı kazanarak bitirmesi, olması gereken bir şeydi. Maçın sonlarında da olsa galibiyet golünün Angelino'nun ayağından bulunmuş olması Galatasaray adına da Türk futbolu adına da güzel bir puan oldu. Şampiyonlar Ligi'nin kapısının açılmasında kaptan Muslera'nın yine en önemli figürlerden biri olduğunu gördük. Çok değerli bir oyuncu, hangi kulvarda olursa olsun Galatasaray'ın güven abidesi olarak performansına devam ediyor.