Top
Ömer Şahin

Ömer Şahin

omer.sahin@radikal.com.tr

29/03/2014

Sandıktan çok şey çıkacak

Türkiye, belki de demokrasi tarihinin en gerilimli seçim dönemini geride bıraktı. Yarın milyonlarca insan sandık başına gidiyor. 31 Mart sabahı nasıl bir güne uyanacağımızı kestirmek zor. Sandığın şakası yoktur ,’milli irade’nin ne diyeceği belli olmaz. Gerçek olan bir şey var ki, verilecek oylarla önümüzdeki 10 yılın siyasi kadroları şekillenecek. Yeni cumhurbaşkanı, hatta başbakan ve parti liderliği değişimleri bile 30 Mart sonuçlarıyla yakından ilgili. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül akla kim geliyorsa hepsi de gelecek planlamasını 30 Mart akşamına göre yapacak. Fethullah Gülen de Twitter da sandığı etkiledikleri kadar sonuçtan da etkilenecekler.

AKP: Başarı 38 üstü, hedef 45
Sandığa giderken her partinin hedefi farklı. Bütün değişimler AK Parti’nin alacağı oya bağlı. İktidar, oy oranını yüzde 45 bandında görüyor. Resmi görüşüne göre başarı çıtası bir önceki yerel seçimde aldığı yüzde 38 ve üstü. Beklentisi tabii ki 40’ın üzeri. Bir aydır oylarını yüzde 50’lerde gören partilileri 40’ın altı bir sonucun tatmin etmeyeceği açık. AK Parti için felaket senaryosu İstanbul ve Ankara’nın kaybedildiği ve yüzde 38’in altı.

AKP’de senaryolar 40 altı ve üstüne göre değişiyor. Sonuçlar beklediği gibi (43-48 arası) çıkarsa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya için kolları sıvayacak. Genel Başkan ve Başbakanlık için Abdullah Gül ismi eskisine göre daha güçlendi. AKP, yüzde 38’in altına inerse, işte o zaman siyasette taşlar yerinden oynayacak. AK Parti, ANAP’laşma riskiyle karşı karşıya kalacak. Parti içinde ‘merkez sağ’ orijinli isimlerin seslerini yükseltmesi sürpriz olmayacak. Bir iç sorgulama başlayacak. Erdoğan, Köşk’ü aklına bile getirmeyecek. Gül partinin adayı olarak kalacak. 3 dönem kuralı büyük olasılıkla değişecek ve Erdoğan genel seçimlere asılacak.

Başbakan sertleşecek mi?

AKP’nin oy oranıyla Twitter ve Facebook’un geleceğiyle bile ilişki kuruluyor. Oylar yüksek çıkarsa Başbakan daha da sertleşir mi? Önce seçim akşamı gözlerimiz AK Parti Genel Merkezi’nin balkonunda olacak. Başbakan Erdoğan yine bir balkon konuşması yapacak. ‘paralel yapı’ dışındaki kesimler için kuşatıcı konuşma yapacağı söyleniyor. AKP’nin İsrail ile ilişkileri normalleştirme, AB reformlarına hız verme gibi dış dünyanın beklediği adımları atmaya hazır olduğunu da söyleyelim.

CHP’yi ‘değişim’e zorlar

CHP’de asıl hedef İstanbul ve Ankara’yı almak, İzmir’i korumak. Bunu gerçekleştirirse zaten oylarını arttırmış oluyor. Geçen seçim aldığı yüzde 23’lük oyu 30’a çıkaracağı tahmin edilen CHP, Ankara’da sonuca daha yakın olduğuna inanıyor. İstanbul ya da Ankara’dan birini alan CHP’de Kılıçdaroğlu’nun gücü pekişir. İstanbul kaybedilir ve oy oranı yüzde 37’nin altına düşerse Sarıgül ‘efsanesi’ sona erer. Kılıçdaroğlu yönetimi de bu tercihlerinden dolayı Baykal yanlıları ve ulusalcılar tarafından suçlanır. Mansur Yavaş’ın Ankara’yı, Lütfi Savaş’ın Hatay’ı alması CHP’deki ‘açılım’lara hız kazandırır. CHP, merkez sağdaki siyasi boşluğa talip olur. CHP, AKP’ye uzak duran sağ seçmenin yeni adresi olur. Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP şanslı hale gelebilir. AKP karşısında CHP-MHP destekli ‘sağ’ orijinli bir aday sahaya sürülebilir

MHP ve BDP’nin hedefleri

MHP ve BDP seçimin ‘yıldızı’ olmaya aday iki parti görülüyor. MHP’nin oylarını yüzde 20 bandına çıkarması genel seçim öncesi büyük avantaj sağlar. AKP’lilerin güçlü ikinci seçeneği olur. Meral Akşener gibi isimlerin Cumhurbaşkanı adaylığındaki şansı artar. BDP’nin Doğu ve Güneydoğu’da özellikle sınır boylarında belediyeleri kazanması ‘özerklik’ taleplerini daha güçlü seslendirmesi sonucunu doğurur. Çözüm sürecinin öncelikleri değişebilir. HDP’nin alacağı oylar Kürt siyasetinin Türkiyelileşmesi deneyimi olacak.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp