Silivri Cezaevi’ndeyken söylediği “Bu sonbahar sıcak geçecek” sözü onlarca senaryo çağrışımı yapan ve günlerce tartışılan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay bu sefer de “Bu yaz çok soğuk geçecek” dedi. Önümüzdeki ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini işaret eden Balbay, “Hem kamuoyunda hem de AKP içinde ciddi tartışmalar olacağını düşünüyorum. Yeni bir iklim değişikliği, ülkesel soğuma yaşayacağız” dedi.

Mustafa Balbay, 5 yıla yakın Silivri Cezaevi’nde kaldı.Tahliye olalı ise 65 gün oldu. Balbay, cezaevinde ilk ve tek röportajını Radikal’e vermişti. 1.5 yıl sonra Balbay ile yine buluşuyoruz. Balbay, tahliye sonrası hızlı bir dönüş yaptı. Cumhuriyet’e düzenli yazıyor, Meclis’i ihmal etmiyor. Aynı zamanda il il dolaşıyor. İki aya 20 il, 136 konuşma sığdırmış. Bu süre içinde kimseden tepki görmemiş. Solcu, sağcı, ülkücü, cemaatçi kesimlerden “Size haksızlık yapıldı, çıkmanıza sevindik” türü mesajlar almış. Sokaklarda, kahvehanelerde karşılaştığı herkesin kendisine “İçerdekiler ne zaman çıkacak?” dediğini aktarırken duygulanan Balbay “Toplum vicdanında kabul görmemiş davalar nedeniyle hapistekiler serbest kalmadan kendimi özgür hissetmeyeceğim” diyor. “Hele Hilmioğlu’nun durumunu gördükten sonra…” derken boğazı düğümleniyor.

Muktedir Başbakan’a sahibiz
Balbay, tahliye sonrası 2 kez Silivri’ye bir kez KCK duruşmasına gitti. Bir kez de Askeri Casusluk Davası’nı izledi. “Kumpas kuruldu, delil üretildi, haksızlık yapıldı” sözlerini hatırlattığı hükümete çağrı yaptı: “Ortada bizi havuza kim attı tartışması var. Bu da sorgulanmalı ama önceliği özgürlüğe veriyorum. Geçen gün ömürden... Çürümeye sürükleniş orası. Herkes bu süreçten sıyrılmak istiyor, fişi çeken kişi de olmak istemiyor. Böyle bir araftayız. Ben bunun bir an önce giderilmesini istiyorum. Ne olursa olsun birinci sorumluluk iktidarın diye düşünüyorum. Sürmekte olan hukuksuzluk seyredildiği sürece kim yapmış olursa olsun iktidar buna ortaktır. Bize fail aratmasınlar. Bu ülkenin Başbakan’ı bu kadar muktedir. Bir alt yazıya müdahale edecek kadar güçlü Başbakan demir parmaklıklara nasıl müdahale edemez?”

Siyasal değişim kaçınılmaz
Silivri’de söylediği “Bu sonbahar sıcak geçecek” sözü günlerce tartışılan ve farklı tartışmalara yol açan CHP’li Mustafa Balbay, bu sefer ‘yaz’ aylarına dönük öngörüde bulundu. Balbay, “Bu yaz çok soğuk geçecek” dedi ve gerekçesini şöyle açıkladı: Cumhurbaşkanlığı sürecinin kamuoyu ve AKP içinde ciddi tartışmalara yol açacağını düşünüyorum . Yeni bir iklim değişikliği, ülkesel soğuma yaşayacağız. Onu görüyorum. Demokrasiyi riske atacak soğuma olmaz. Balansı, dengeyi, kendi içimizde kuracağız. Toplum kurtarıcı aramayacak.Toplum değiştirme, yenileme duygusunun tadına varmak isteyecek. Siyasal değişim kaçınılmaz”.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olamaz
Balbay’a göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olma şansını yitirdi. Yerel seçimlerde “Yüzde 40 altı AKP, yüzde 30 üzeri CHP” güçlü olasılık. Erken seçim ise kaçınılmaz görünüyor. Partisi CHP’de ‘iktidar ışığı’ gördüğünü söyleyen Balbay, özeleşiri de yaptı: ”Bizim tabanımızda iktidar yabancı dil sözcüğü gibiydi. Bir yerde CHP’li bir yurttaş ‘Balbay, daha iyi muhalefet edeceğiz değil mi?’ deyince ‘Hayır’ dedim. Şaşırdı. ‘Artık iktidar olacağız’ deyince, ‘Olabilir mi?’ dedi, ‘Olur tabii ki’ dedim. Muhalefet sözcüğünü lügatten çıkarıp, iktidarı hedeflemek gerekiyor. Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgârın faydası olmaz. İktidarlar yolsuzlukla düşmez. Yerine neyi koyabileceği kafasına yatınca değişir insanlar.”

Balbay’ı cezaevinden çıktıktan sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ziyarete gitti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile uzun bir görüşme yaptı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan ise Balbay’ı aramamış. Aramalarını beklediniz mi” dediğimde, “İsterdim ama beklenti içerisine girmedim” yanıtını verdi. Balbay şöyle devam etti: “O kadar arayan oldu ki... Ülkücüsü, cemaatçisi her kesimden ‘Ailece çıkışınıza sevindik, geçmiş olsun’ dediler. Benim durumum ortak payda oluşturdu bence.

Silivri hatırası Çok amaçlı semaver
Mustafa Balbay Cumhuriyet gazetesindeki odasına Silivri’yi hatırlatan objeler koymuş. Karşı duvarda demir parmaklıklar ardında çizilmiş tablosu asılı. Yanında bir müebbet mahkûmun hediyesi olan boncuk işlemeli, Balbay ailesinin adlarının yazılı olduğu duvar saati. Masanın üzerinde ise eski bir semaver. Balbay buna ÇAS (Çok amaçlı semaver) diyor. Silivri’de oldukça işe yarayan semaverin fonksiyonlarını anlatıyor: “Çay demliyor, yemek pişiriyor, soba gibi ısıtıyor, banyo suyu ısıtıyor.”

19 Mayıs’ta 21 km koşacak
Balbay, eski bir atlet. Silivri’deyken içinde kalan bir özlemi Radikal’e açıklamıştı. Şimdi onu gerçekleştirmeye hazırlanıyor. 19 Mayıs günü Samsun’a gidecek olan Balbay, 21 kilometrelik maraton koşusunu tamamlamaya azimli. Antrenmanlara başlamış, haftada 4 gün ortalama
40 kilometre koşuyor.

Balbay’ın, oğlu Deniz’e teslim olduğu o an...
Babası tutuklandığında bebek olan Deniz, bugün 6 yaşında. Uzun süre cezaevindeki babasının ‘işe gittiğine’ inanıyordu. Oğluyla kayıp yılları telafi etmeye çalışan Balbay, “Üzerimde zıplama yarışı yapıyor” dediği oğluyla hiç unutamadığı bir diyaloğu paylaştı: “Bir gün yatmadan önce sütü yatağında içmek istedi. ‘Oğlum dökebilirsin’ dedim. Döktü de, yatağı süt oldu. Biraz yüksek sesle söylemişim. Bana, ‘Baba, erkekler ağlamaz ama sen bağırırsan ben ağlarım’ dedi. Bu sözü beni çok etkiledi. Resmen teslim oldum. Önünde bir tek takla atmadığım kaldı. Günde 8 konuşma yaptığım zaman bile yetişip ona ‘günaydın’ demek istiyorum. Henüz hasreti gideremedik”

23 Nisan’a Nasrettin Hoca Kitabı hazır
Balbay, küçüklerin seveceği, büyüklerin de ders alacağı enteresan bir kitap hazırlığında. ‘Nasrettin Hoca’ serisi yazıyor. ‘Nasrettin Hoca komşularıyla’ gibi çeşitli konu başlıklarından oluşacak. Balbay’ın ‘Gül düşün’ dediği kitaplar günlük hayata uyarlı olacak. Kitabın 23 Nisan Çocuk Bayramı’na yetişmesi planlanıyor.

Mustafa Balbay’ın, cezaevi çıkışı siyaset, medya ve topluma ilişkin gözlemleri ise şöyle: ”Toplumda büyük fay hatları gördüm. İnsanlar umutvar bir karamsarlık içinde. Medya dünyası çok büyümüş ama gazetecilik küçülmüş. Meclis’te beni en çok hayal kırıklığına uğratan iktidar vekillerinin kayıtsızlığı.”