Top
Koray Çalışkan

Koray Çalışkan

koray.caliskan@radikal.com.tr

16/05/2014

Nükleer kaza olduğu gün Türkiye

Enerji Bakanı Yıldız, geçen sene “Türkiye’de 2023’e kadar 23 nükleer santral kurulacağını” açıklamıştı. Sinop ve Mersin Akkuyu Nükleer Santralı için yapılan sözleşmelerde Soma faciasının gerçekleştiği madeni 'örnek maden' olarak basına tanıtan bu bakanın imzası var.

Yıldız ve Erdoğan’a göre nükleer güç modernliğin gereği. Avrupa’da tek bir yeni nükleer santral yapılmayacak olması ve var olanların kapatılması için takvimlerin açıklanması Avrupa’nın 'cehaleti'.

Erdoğan’ın “Uçak düşer diye binmeyecek miyiz ya!” şeklinde özetlediği bir risk değerlendirme mantığına dayanan nükleer santral projeleri tüm hızıyla devam ediyor.

Sinop’ta Japonların, Mersin’de Rusların projelendirdiği nükleer santralların bir ortak özelliği var: Güvenlik iddiası. Fukuşima’da dünyanın 'en üstün' teknolojisiyle 'güvenliği' sağlanan ve patlayan nükleer santralın teknolojisi Sinop’ta uygulanacak. Çernobil’de dünyanın en geri teknolojileriyle güvenliği sağlanan ve patlayan santralın sahibi ve banisi ROSATOM Mersin Akkuyu Nükleer Santralı’nı yakında açacak.

Kaza olduğu gün

Trafik kazalarında Avrupa’da lideriz. Doç. Dr. Yeşim Yasak’ın verilerine göre Avrupa ve ABD ortalamasının iki katından fazla ölümlü trafik kazası Türkiye’de oluyor. Türkiye klasmanında ülkelerde bizi geçen yok!

İş kazalarına geldiğimizde durum daha kötü. Avrupa’nın açık ara en korkunç kazaları bizde. 2012’den 2013’e kadar, Çalışma Bakanı Faruk
Çelik’in %20 düşüreceği sözünü verdiği ölümlü iş kazaları %456 arttı. Soma faciasıyla bu artış 2014’te kontrolden çıkacak. Avrupa’da ölümlü iş kazaları son 15 yılda %50 azalmışken...

Trafikte olsun, işyerinde olsun kazalar konusunda dünya lideri Türkiye. Bu kazalar hakkında hiçbir siyasi sorumluluk almayan, engellemek için bir şey yapmayan AK Parti hükümeti Sinop ve Mersin’de kaza olmayacağını, her türlü güvenlik önleminin alındığını söylüyor. Bilim, istatistik ve fıtriyat, Tayyip Erdoğan’ın üslubunca söylersek “İnanma ya yalan!” diyor.

En çok kazanın olduğu Türkiye’de, yolsuzluğa boğazına kadar batmış Çernobilci Rus ROSATOM’a, Fukuşima’yı engelleyemeyen Japonların teknolojisine, tarihimizin en korkunç iş kazasına rağmen istifa etmeyen AK Partili bakanlara güvenmemizi istiyorlar. Kalsın diyorum.

Ey nükleer

Çünkü biliyorum. Mersin ya da Sinop’taki reaktör patladığında hesap soracak bir Taner Yıldız kalmayacak. Haberi vermeye zorlanan 15 yandaş kanal ve gazetecileri, ne yapacaklarını bilmeden AK Parti’den talimat bekleyecek. Ortadan kaybolan bazı bakanlar “Kanserdim, kemoya gittim, geleceğim” diyecek.

Zamanında "Çernobil’in etkisi yok" deyip radyasyonlu çaylar içip kanserden ölen Cahit Aral'vari bakanlar çıkıp “Sorun yok” diyecek. Ancak kimse Sinop’a ya da Mersin’e gitmeyecek. Bakan çocukları ve babaları Sinop ve Mersin’e en uzak yerlere kaçacak. Önce Mersinliler, Sinoplular, sonra insanlık ölecek.

Soma’da dolaşan Enerji Bakanı, nükleer sızıntının olduğu reaktöre yaklaşmayacak. Hop diyen bir iki provokatörü Başbakan tokatlayacak, protesto için sokağa çıkanlara da Vali Mutlu gibiler gaz sıkacak. Yandaş gazeteciler bu yas gününde protesto edeni terörist ilan edecek. Başbakan "Japonlar bile engelleyemedi, bu işin fıtratında, kaderinde var, takdir-i ilahi" diyecek.

Biz de takdir-i AK Parti...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp