Top
Koray Çalışkan

Koray Çalışkan

koray.caliskan@radikal.com.tr

01/04/2014

Erdoğan İstanbul'u nasıl kazandı?

CHP adayı Sarıgül %40’ı geçerek önemli bir başarıya imza attı. Ancak esas büyük başarı Sarıgül’e 8 puan fark atan Recep Tayyip Erdoğan’ın oldu. Kadir Topbaş kampanyada az göründü, mitingler yapmadı, “Ben Kadir Abi’yim” ve “Galata Köprüsü’nü kaldırıp altına tünel kazmak şeklinde çılgın bir proje geldi aklıma” dedi. O kadar.

Böylece İstanbul büyükşehir belediye başkanı tarihinde ilk kez genel seçimle belirlendi. Sarıgül “Yeşil zincirlerle kuzey ormanlarını koruyup güneye indireceğim” dedi. Erdoğan “inlerine gireceğim” diye yanıtladı. “Sarıgül belediye otobüsleri okul çocuklarımıza bedava olacak” dedi, Erdoğan “Büyük millete kumpas kurdular” diye yanıtladı.

Sarıgül “İnterneti bedava yapacağım” dedi, Erdoğan “Twitter'ı mvıtırı bitireceğiz” diye cevap verdi. Sarıgül “İstanbul Londra, Paris gibi olacak” dedi, Erdoğan “Ey Pensilvanya ayağını denk al” dedi. Erdoğan kazandı.

Neden büyük fark?
Sarıgül, CHP’nin genel oy oranını 3 puan ilerletti. Üzerine CHP bütün ilçelerde oy oranını arttırdı. Onun da üzerine İstanbul’da seçime katılım bir rekor kırarak 8 puan arttı ve %89’a ulaştı. Geleneksel olarak daha eğitimli kesim daha az oy kullanır. Yani artan oy oranı CHP’ye yaradı. Buna rağmen 8 puan fark nasıl oluştu?

Genel seçim havası bu farkın esas nedeni oldu. 17 Aralık süreci Ak Parti’nin oylarını konsolide etmesiyle sonuçlandı. Erdoğan daha önce orduya karşı tavrını darbe söylemleriyle konumlandırmıştı. Şimdi aynı stratejiyi 'Hizmet’e karşı yaptı. Böylece siyaset dışı müdahalelerin Türkiye demokrasisine etkisi konusunda ikinci büyük kumarını oynadı. Ve kazandı. Cemaat’in oy oranı belli oldu.
Seçmen daha önce askeri vesayeti nasıl cezalandırdıysa bu sefer Cemaat müdahalesi olarak gördüğü ve Erdoğan’ın başarıyla yeni bir darbe olarak lanse ettiği adımı cezalandırdı ve Ak Parti’ye desteğini gösterdi.

Üçüncül nedenler

İstanbul’da başarısızlığı yukarıda anlattığım iki yapısal neden açıklıyor. İstanbul’u Sarıgül kaybetmedi, Erdoğan kazandı. Mesele budur. Sarıgül kalkıp Erdoğan’ın karşısına genel siyaset söylemleriyle dikilemezdi.

Ancak birçok kişiyi esas şaşırtan 8 puanlık fark oldu. Bunun iki nedeni var. Sarıgül her ne kadar CHP’li olsa da çok uzun süre CHP’de siyaset yapmamıştı. Çevresindeki yol arkadaşlarının CHP örgütüyle iç içe geçmesi öyle 7-8 haftada başarılabilecek bir iş değildi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul’dayken Sarıgül’ün çevresinde kilitlenen örgüt, İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın tüm gayretine rağmen Kılıçdaroğlu yokken adayın kampanyasına çok asılmadı. Bir de ilçe belediye başkan adaylıkları ve belediye meclis üyesi adayları açıklanma sürecinin örgütü nasıl sıkıntıya soktuğu eklenince, kampanyayı izleyen birçok gazeteci, 2009’daki Kılıçdaroğlu rüzgârının 2014’te her zaman yakalanamadığını gördü.

Son olarak yeni CHP’nin halka ulaşma stratejileri henüz tam randımanla çalışmaya başlamadı. Ak Parti makine gibi çalışan örgütüyle İstanbul’da herkese dokunmayı başardı. CHP örgütü ise saha çalışmasına daha yeni başladığı için sokağı ikna etmeye zaman bulamadı. En fazla biraz anlattı, biraz dinledi.

Uzun lafın kısası, Ak Parti oyunu düşürmüş olsa da kazandı, CHP oyunu yükseltmiş olsa da kaybetti. Seçmen; Ak Parti’ye “Dikkat”, CHP’ye de “Doğru yoldasın” dedi. Bu arada olan İstanbul’a oldu.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp