Pazar günü Fenerbahçe’nin şampiyonluk maçını bir grup arkadaşla yakın bir arkadaşımın evinde izledim.
Hepsi de sıkı Fenerli…
Erkekler maça gidemiyor ya bari evde ‘erkekler matinesi’ yapalım dedik.
Rize karşısında sergilenen futbol pek tat vermedi.
Ama takımını böylesi bir günde statta yalnız bırakmayan kadınlar şahaneydi.
Biri “Erkekler cefasını çekti biz sefasını sürüyoruz” diye pankart açtı.
Bir diğeri Galatasaray ve Beşiktaşlılara nazire yaparcasına…
“Sizin hiç kadınlara özel şampiyonluk maçınız oldu mu” diye soruyordu.
Bu coşku ve dayanışma karşısında Başkan Aziz Yıldırım gözyaşlarını tutamıyordu.
Buruk bir sevinç, tutkulu bir taraftar…
Sonuçta Fenerbahçe onca badireden sonra sezonun bitmesine 3 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.
* * *
Stada gidemedik ya, erken şampiyonluk kutlaması için hadi sokaklara dökülelim dedik.
Fakat Avrupa yakası çok sakindi.
Taraftar Kadıköy’e yüklendi.
Kadınlar statta, erkekler sokakta şampiyonluk şarkıları söylendi.
Mustafa Tavioğlu’nun zorlamasıyla biz de sokaklarda bir tur atıp bazı Fenerbahçelilerin maç sonrası klasik buluşma mekânı PaperMoon’a yöneldik.
Başta Başkan Aziz Yıldırım ve Başkan Yardımcısı Abdullah Kiğılı birçok Fenerbahçe yöneticisi ve taraftarı; kadın, çocuk, işadamı, yönetici o gece oradaydı.
Havada buruk bir mutluluk vardı.
İki sebepten buruk…
Bir, onca badireden sonra takımını şampiyon yapan Başkan Aziz Yıldırım şike davasından dolayı 1 yıl hapiste yatması yetmiyormuş gibi 2 yıl daha yatmak için gün sayıyordu. Kutlamak için yanına gidenler ayrılırken “Acaba yarın Başkan’ı tekrar içeri mi alacaklar?” diyordu.
İki, onca badireden sonra kazanılan şampiyonluk kutlaması Galatasaray’ın Bağdat Caddesi’nde bulunan dükkânına yapılan saldırıyla gölgeleniyordu.
Böyle bir tablo karşısında insan nasıl burulmaz!
* * *
Galatasaray Kulübü ‘vandallık’ diyor,
Fenerbahçe ise ‘provokasyon’.
İyi de ne fark eder? Sonuçta kim yapmış olursa olsun Bağdat Caddesi’nde bulunan Galatasaray Store’un şampiyonluk kutlamaları sırasında yağmalanması tek kelimeyle fecaat. Fenerli de yapsa fecaat başka bir fanatik taraftar da…
Fenerbahçe’nin buruk şampiyonluk sevincini hiçbir fanatiğin gölgelemesine müsaade edilmemeli.
Dikkat ettim Aziz Yıldırım o gece o mekânda hiçbir taşkınlığa izin vermedi. Küfredenleri anında susturdu.
Rakibi incitecek sulu şakalara bırakın gülmeyi hemen tersledi.
Aziz Yıldırım’ı geçmişte çok eleştirdim.
Şike iddiasını hiçbir zaman “Benim takımım yapmaz ya da sadece biz mi yapıyoruz” çarpık mantığıyla geçiştirmedim. Ancak şike yapmakla suçlanan tüm takımlar ve kişiler beraat ederken örgüt kapsamına sokarak Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’ye yapılanlar artık zulüm boyutuna geldi.
Aziz Yıldırım dik durdu, eğilmedi.
“Gerekirse takımım için bir daha hapse girerim” dedi.
Pazar günü baktım şampiyonluktan sonra da havası aynı.
Onun havası aynı ama koca bir camia buruk, şampiyonluk kutlarken bile yaralı. Yarın Aziz Yıldırım tekrar hapse girse Fenerli, Galatasaraylı ya da Beşiktaşlı fark etmez vicdanlı tüm futbolseverler üzülecek.
Bu yarayı tamir edecek, hukuk adına yapılan yanlışları telafi edecek tek merci Anayasa Mahkemesi.
Umarım resmi şampiyonluk kutlaması yapılmadan önce Anayasa Mahkemesi Aziz Yıldırım’ın bireysel müracaatını değerlendirir ve bir yanlıştan dönülür.
Galatasaray mağazasını kundaklayanlar ise kim olursa olsun hak ettiği cezayı alır…
