Top
Eyüp Can

Eyüp Can

eyup.can@radikal.com.tr

05/06/2014

Kürt siyasetçilere bir soru: 14 yaşında kızınız dağa çıksa ne yaparsınız?

Ben "Gültan Kışanak o acılı annelere neden kucak açmaz" diye sordum, beklediğim hakiki ve esaslı cevap Altan Tan’dan geldi.

Olsun Kışanak’a köşem her daim açık.

Madem HDP Diyarbakır Milletvekili Tan her zamanki dobralığı ile hiç lafı kıvırmadan topa girdi, gelin önce ona kulak verelim.

Gazeteciler soruyor:
PKK’nın çocuk kaçırmasıyla ilgili Başbakan BDP’yi eleştirdi ne söyleyeceksiniz?

Tan cevaplıyor:
“Öyle bir tablo ortaya çıktı ki memleketteki 14-15 yaşındaki çocuklar için yanan, ağlayan, feryat eden, yemek yiyemeyen, gece-gündüz düşünen, uykusuz kalan bir Başbakan var. Bülent Arınç var, Beşir Atalay var... Öbür tarafta da BDP’li, HDP’li milletvekilleri sanki diyor ki ‘Bu çocuklar dağa gitsin, iyi ki gittiler!’ 14-15 yaşındaki çocuğun dağa gitmesinin doğru olacağını söyleyebilecek bir siyasetçi var mı? Bu yaştaki çocuğun yeri, anasının-babasının yanıdır, sıcak yuvasıdır."

Tan’ın buraya kadar söylediği haklı bir itiraz ve genel prensip ama asıl bundan sonrası önemli…

Tamam ortada devletin kasıtlı olarak yaptığı, bazı medya mensuplarının da bilinçli ya da bilinçsiz sahiplendiği bir çarpıtma var; 14-15 yaşında Kandil’e giden bu çocuklar kaçırılmadı ama hem aileler hem de o çocuklar için gönüllü de gitseler sonuç değişmiyor.

Prensip belli: O yaşta bir çocuk nasıl askere alınmıyorsa PKK gibi silahlı bir örgüte de alınmaması gerekiyor.

Zorunlu askerliğe haklı olarak itiraz eden BDP’lilerin 14-15 yaşında çocukların gönüllü de olsa ailelerini, okullarını bırakıp PKK’ya katılmasına, dağa çıkmasına itiraz etmemelerini, ediyorlarsa bu itirazlarını kamuoyunda açıkça dile getirmemelerini ben bu yüzden anlamakta güçlük çekiyorum.

Bu yüzden Gültan Kışanak gibi ömrü cezaevinde işkence ve siyasette baskıyla geçmiş çileli bir annenin bırakın Büyükşehir Belediyesi Başkanı olarak o acılı annelere kucak açmamasını, zabıtanın soğuk yüzüyle karşılık vermesini hiç anlayamıyorum…

Bu yüzden Altan Tan’ın lafı dolandırmadan yaptığı şu açıklamayı esaslı buluyorum:
"PKK’ya da düşen, hiç polemiğe girmeden, ‘Biz asla 14-15 yaşındaki çocukların dağa gitmesini savunamayız, doğru bulmayız’ demektir. ‘Eğer böyle bir durum varsa, çocuklar bir şekilde dağa gitmişlerse, bunların tamamı anne ve babalarının yanına dönmelidir’ diyeceksiniz ve geleni de göndereceksiniz."

Buyurun bu kadar basit ve net.

Bitmedi, esas can alıcı soruyu da soruyor Tan:
"Sonra döneceksin Başbakan’a. Sen bu çocukları bu kadar seviyorduysan, hiç düşündün mü bu çocuklar niye lunaparka gitmiyor da dağa gidiyor. Kandırılarak giden yok. Bu çocukları oraya yollayan sebep ne?”

Evet gerçekten de 14-15 yaşında çocukları dağa yollayan sebep ne?

Kaçırıldılar, kandırıldılar, ilaç içirildiler, beyinleri yıkandı…

Bunlar 30 yıldır devletin arkasına sığındığı ve kendisinin bile inanmadığı yalanlar! Bu propagandayla hep beraber mücadele edelim.

Edelim ama…

Gültan Hanım sizin de bir çocuğunuz var.

13-14 yaşında karşınıza çıkıp "Anne ben dağa çıkmak istiyorum" dese ne yaparsınız?

Kürt siyasi hareketinin lider kadınlarından biri olarak "Buyur çocuğum git" mi dersiniz?

Yoksa dağla sahip olduğunuz güçlü bağa ve empatiye rağmen çocuğunuzun ‘o yaşta’ dağa gitmemesi için gövdenizi siper mi edersiniz?

Diyelim size rağmen gitti…

Gözü yaşlı evde mi beklersiniz yoksa bir saniye bile düşünmeden dağa çıkıp çocuğunuzu "Bu yaşta olman gereken yer burası değil" diyerek geri getirmeye mi çalışırsınız?

Örgüte "Bu yaşta çocukları kendileri gelse bile geri gönderin" mi dersiniz?

Sorum basit Gültan Hanım…

Aynı şekilde Pervin Buldan, Aysel Tuğluk, Sebahat Tuncel…

Altan Tan cevapladı ama benim sorum erkeklerden önce Kürt siyasetinin cesur ve öncü kadınlarına…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp