Top
Eyüp Can

Eyüp Can

eyup.can@radikal.com.tr

03/06/2014

Hokkabazlığa değil Yalova ve Ağrı'ya bak!

Yok muhalefet cumhurbaşkanlığı seçimini ‘boykot’ etsin…
Yok AK Parti’nin karşısına ‘çatı adayı’ çıkarılsın…
Nasıl olacaksa çatı aday hem MHP hem CHP hem BDP hem de Saadet Partisi’nin desteğini alsın!
Nerede böyle bir babayiğit!
Ha olmadı Abdullah Gül muhalefetin ‘çatı adayı’ olsun…
O da olmadı Cemil Çiçek’in kapısı çalınsın…
Ya arkadaş muhalefet için madem iş bu noktaya vardı bence hiç uğraşmayın kestirmeden cumhurbaşkanlığı için Tayyip Erdoğan’ı aday göstersin olsun bitsin bu iş!
Şaka bir yana cumhurbaşkanlığı seçimleri için ortaya atılan isimler ve fikirlere bakınca insan gerçekten üzülüyor.
Galiba Başbakan Erdoğan ‘tek dil, tek bayrak, tek devlet, tek millet’ diye diye sonunda toplumu ‘Erdoğancılar ve Erdoğan karşıtları’ diye kabak gibi ikiye bölmeyi başardı.
Baksanıza muhaliflerin haline…
Seçimi boykot etmek ciddi bir alternatif gibi sunulabiliyor.
Ya da şapkadan tavşan çıkarmakla eşdeğer çatı adayları üzerinde konuşuluyor.
Oysa bakın daha bu pazar Yalova ve Ağrı dahil 14 yerde seçimler yenilendi.
AK Parti’nin kalesi Ağrı’da BDP, 30 Mart’ta başa baş olduğu seçimi açık ara kazandı.
Yalova’da CHP, AK Parti’yi devirdi.
Demek ki neymiş çalışınca oluyormuş.
AK Parti, her anlamda liderinden teşkilatına çalıştığı için kazanıyormuş…
Peki AK Parti, Yalova ve Ağrı’da çalışmadı mı?
Hayır, aksine ölümüne çalıştı.
Bu yüzden de 30 Mart’a göre oyları düşmedi hatta biraz olsun arttı.
Arttı ama muhalefet de tüm varlığıyla çalıştı.
Siyaset mühendisliği yerine doğal bir çalışma yapıldığı için birçok muhalif parti AK Parti karşısında kazabilecek adaya yöneldi.
Bir çeşit iki turlu seçim sistemi işledi.
30 Mart seçim sonuçları iptal edilince 1 Haziran seçimleri adeta ikinci tur gibi çalıştı.
Buradan hareketle hemen ilk turda muhalefetin çatı adayı çıkarması gerektiğini savunanlar var.
Ben başından beri bu öneriyi hem siyasetin hem seçimlerin hem de eşyanın tabiatına aykırı buluyorum.
Bir kere tek başına ‘Erdoğan karşıtlığı’ üzerine kurulu bir siyaset yanlış.
"Tüm muhalifler Erdoğan’a karşı, hadi birleşelim" demek tek kelimeyle hayalperest bir siyaset mühendisliği.
Oysa seçim zaten iki turlu.
İlk turda her parti kendi tabanını en fazla genişletecek adayı seçer.
AK Parti neden Erdoğan diyor?
Çünkü biliyor ki AK Parti adına en fazla oyu Erdoğan alır.
Olmadı bu iş Abdullah Gül’e kalır.
Buna karşılık muhalefet partileri daha ilk turda yenilgiyi kabul edip, olmayacak yollara sapıyor.
Oysa ilk tur hiç kimse için garanti değil buna AK Parti de dahil.
Ama siz muhalefet adına daha seçime gitmeden boykottan bahsederseniz, kendi tabanınızı en fazla genişletecek kucaklayıcı aday yerine sentetik adaylar peşinde koşarsanız elbette geçmiş olsun…
Dün Tarhan Erdem yazdı, 1 Haziran seçim sonuçları nicelik olarak küçük de olsa hem iktidara hem de muhalefete önemli dersler sunuyor.
İktidar açısından bence en önemli ders 1 Haziran kutuplaşma siyasetinin geldiği son nokta. İktidar için bundan sonrası kapı duvar!
Evet Başbakan hizmet ve kimlik siyaseti ile kendi tabanını konsolide etti ama artık bu konsolidasyon yetmiyor, kendi tabanını konsolide etmek için kullandığı kutuplaşmacı dil karşı tarafı da konsolide ediyor.
Buyurun 30 Mart'ta muhalefetin siyaset mühendisliği ile yapamadığını seçmen 1 Haziran’da Yalova ve Ağrı'da minik bir ölçekte de olsa hayata geçirdi.
Bir nevi ikinci tur muamelesi çekti ve sonuç AK Parti’nin aleyhine gelişti.
Bir de düşünün Çankaya için ilk turda %50’nin üstünde bir oya ihtiyaç var.
Dolayısıyla nasıl ki AK Parti en güçlü adayla çıkmak için uğraşıyorsa CHP’nin de yapması gereken ilk turda hayali bir çatı adayı ile uğraşacağına %30 bandının üzerinde oy alabileceği adayı bulmak.
Aynı durum MHP, BDP ve Saadet Partisi için de geçerli.
MHP %20’nin üstünü, BDP %10 bandını, Saadet %5’i hedeflerse ilk turda hem kendi tabanını mobilize etmiş olur hem de partisinin gücü artar.
Ve seçim doğal olarak ikinci tura kalır.
İkinci turda da sentetik değil doğal olarak en çok oy alan iki aday yarışacağı için muhalefet partileri kendilerine en yakın hissettikleri adaya yönelir. Yani çatı adayı hiçbir zorlama ve siyaset mühendisliği olmadan kendiliğinden belirir.
İkinci turda kim kazanırsa kazansın tıpkı Yalova ve Ağrı’da olduğu gibi kıran kırana bir mücadele yaşanır ve sonuçta demokrasiye olan güven artar.
Bu yüzden hiç değilse şu Yalova ve Ağrı seçimlerinden sonra muhalifler ‘boykot’ ya da ‘şapkadan tavşan çıkarma hokkabazlıklarına’ bir son verse…
Bakarsınız iktidar Çankaya startını verirken şapkasını önüne koyup kutuplaşma siyaseti üzerine bir kez daha düşünür…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp