Top
13/08/2015

Türkiyeli ZERO sanatçısı Gencay

60’ların etkili sanat akımı ZERO’nun meğer Türkiyeli bir sanatçısı da varmış. Türkiye’de az bilinen bu gerçek, ZERO’nun Sakıp Sabancı Müzesi’nde açacağı sergiyle ortaya çıktı. Gencay Kasapcı, 1960’lı yıllarda ZERO grubunun içinde yer almış. Pek çok tanınmış sanatçıyla ortak sergilere katılmış, dostluklar kurmuş…

Malum, 1958-64 yılları arasında etkili olan ZERO hareketi, bugün çağdaş sanatın bazı temel meselelerinden hareketle hızla genişlemiş, dünyanın pek çok yerinden sanatçıların katılımıyla sergiler açılmıştı. Günümüzde hala etkili olan, hareket, mekanik, renk, ışık, optik gibi unsurları kullanan ZERO sanatçıları bağımsız kariyerlerini sürdürdü. 2014 yılından itibaren de ABD, Almanya ve Hollanda’nın önemli müzelerinde açılan sergilerle grup, yarım asır sonra tekrar gündeme geldi.

ZERO sergisi 2 Eylül’de S.Ü Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılacak. Orada eserlerin göreceğimiz sanatçıları tanıyan, onalrla birlikte sergilere katılan Gencay Kasapcı’nın hikayesi 1950’lerin sonunda İtalya’da başlıyor. Kasapcı, Akademi’yi bitirdikten sonra bir süre sanat çalışmalarını Ankara ve İstanbul’da sürdürdü. 1959’da İtalya’dan aldığı bursla Floransa’ya eğitimini sürdürmeye gitti. Orada soyut optik resimler üzerinde çalışırken, Gencay imzasıyla ZERO grubunun da sergilerine katıldı.

1964 tarihli ‘Avangard’ başlıklı ZERO sergisinin davetiyesinde Heinz Mack, Yves Klein, Otto Piene, Günther Uecker’in de içinde olduğu takımla birlikte Gencay’ın da adı yer alıyor. 1962’de Milano’da açılan bir serginin davetiyesinde de Tinguilly ve Fontana gibi ZERO’ya ruh katan önemli iki isimle aynı sergiye katıldığını görüyoruz. Hatta muhtemelen o sergide çekilen siyah beyaz bir fotoğrafta Lucio Fontana’yla sohbet eden esmer genç kadın Gencay Kasapcı’nın ta kendisi.


Gencay Kasapcı ve Lucio Fontana (ortada).

TÜRKİYE'YE DÖNDÜĞÜNE PİŞMAN

Gencay Kasapcı'yla telefonda konuştuk. Biraz buruk. "Türkiye'de beni sanatçı saymıyorlar, öyle eserlerim müzayedelere filan girmiyor..." diyor... İtalya yıllarını özlemle anıyor. "Çok iyi galerilerle çalışıyordum. Burada o zaman çağdaş sanatl ilgilenen galeriyi bırakın bir yana, galeri bile pek yoktu. Kültür merkezleri vardı sadece" diye anlatıyor. ZERO'yu sorduğumda ise "ZERO hep gündemdeydi zaten. Ama son yıllarda yıldızı iyice parladı" cevabını alıyorum. "60'larda onların içindeydim. Fontana yakın dostumdu. Manzoni ile tanışırdık. Açıkçası oradaki ortamı ben Türkiye'de bulamadım." Peki ne oldu? Gencay Kasapcı, yalnız bir kadın olarak yedi yıla yakın yaşadığı İtalya'dan, atölyesinde geçirdiği bir kaza üstüne Türkiye'ye dönmeye karar vermiş. Hatta bir sergisini erteleyerek... 'Nasıl olsa gider gelirim.' demiş, ama öyle olmamış. Evlilik, çocuk, Türkiye'nin kıt koşulları. O yıllardan geriye katıldığı sergi davetiyeleri kalmış. Bir de anılar. Mesela Fontana, Sabancı'daki sergide de yer alacak yumurtalarından birini hediye etmiş ona. "Hocam biz gençler satarız bunları" deyince, "Ben zaten sana bir faydası olsun diye veriyorum, sat." cevabını almış. Türkiye'ye dönünce hiç değilse Resim Heykel Müzesi'nde kalsın diye oraya götürmüş. "O zaman bana 'bunlar da ne' dediler. Ben de tekrar İtalya'ya götürüp orada sattım... Geçenlerde internetten baktım. Fontana'nın en küçük eseri 350 bin Euro'dan başlıyor..." diye anlatıyor. 

Sabancı Müzesi’nde açılacak serginin küratörü ve ZERO Vakfı yöneticisi Mattijs Visser de Gencay Kasapcı’nın ortaya çıkmasını büyük bir coşkuyla karşıladı. ‘Bu, sergi öncesi bize büyük bir hediye oldu.’ Diyen Visser, ‘Gencay’ adlı bir sanatçının varlığını bildiklerini, ama hakkında pek bir bilgiye sahip olmadıklarını anlattı.  Türkiye sergisinden hemen önce Gencay’ın ortaya çıkması, Türkiyeli bir ZERO sanatçısı olduğunun anlaşılması, yıllardır bu konuda çalışan Visser için güzel bir sürpriz oldu.

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer de Kasapcı’nın ZERO sergilerine katılmış olmasını önemsiyor. ZERO’nun on yıl boyunca Avrupa’da çok etkili olduğunu hatırlatan Ölçer, “etkisiyle, orada yaşayan bir Türk sanatçıyı da içine çektiğini görüyoruz…” diye anlatıyor. Sergi sırasında Sakıp Sabancı Müzesi’nde Gencay Kasapcı’nın konuşmacı olarak katılacağı bir toplantı planlanıyor.

Gencay Kasapçı bugün 81 yaşında, Mersin’de yaşıyor. O yıllarda yaptığı çalışmaları ise şöyle anlatıyor: “1960’lı yıllar sanat hayatımda en önemli dönemdir. O dönemde İtalya’da yaşıyordum ve resimlerimin bulunduğu noktayı beğenmiyordum. Orada her sanatçının kendine özgü bir malzemesinin ve tarzının olması gerektiğini gördüm. Bu beni farklı bir boyuta itti. Kafamdaki düşünceler netleşti, anladım ki, resim, kendinden başka bir şey olmayacak. Başlangıçta bu tarz resim beni çok zorladı. Çünkü insanın beyninde ve bilinçaltında daima doğayla ilgili olarak bazı görüntüler vardır. Yani siz bir boşluğu hayal edemezsiniz. İşte o dönem, 1976’ya kadar optik çalışmalar yaptım. Fakat tam optik değildi. Optik empresyonist (izlenimci) demek daha doğru olur.”

Gencay Kasapcı’dan haberdar olmamı sağlayan sanat tarihçisi Ömer Faruk Şerifoğlu. Kasapcı’nın “ülkemizden uluslararası sanat literatürüne girmiş, az sayıdaki isimden biri” olduğunu söylüyor Şerifoğlu. Sanat Dünyamız’ın yeni sayısında Gencay Kasapcı’yı anlatan bir makalesi yayımlanacak. Bu yazıda Kasapcı’nın kariyerini “ 1950’lerin sonunda İtalya’ ya giderek çağdaş sanat adına önemli bir başarılar elde etmiş ve 65 yıllık sanat yolculuğunda özgün ve yerli bir birikim ortaya koymuştur” sözleriyle özetliyor.

 

 
Ömer Faruk Şerifoğlu ve Gencay Kasapcı

ONU BİR HEYKEL SKANDALIYLA TANIDIK

Gencay Kasapcı’nın soyut optik resimleri, 66’da döndüğü ülkesinde yeterince ilgi görmemiş. 70’lerin sonlarından itibaren ağaç figürünü işlediği soyutlamalara yönelmiş. Bugün çok tanınmış bir sanatçı değil Kasapcı. Ama onun kim olduğunu neredeyse herkes biliyor. Bunun sebebi ise ne yazık ki Türkiye’nin bitmek bilmez heykel skandallarından biri…

2014 yılında Mersin’de Özgürlük Anıtı adlı, üzerinde mavi kuşların uçtuğu heykeli ‘hasar gördü’ diye yenilenmişti. Yenilemeyi yapan belediye yetkilileri seramik kuş figürlerini söküp yerine Türk bayrağı koymayı uygun bulmuştu… 1994’te Kültür Bakanlığı’nın Kıbrıs Barış Harekatı anısına yaptırdığı heykelin bu hali medyada gündeme gelince Mersin Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz devreye girip heykelin doğru biçimde yenilenmesini sağlamıştı. Anıt 2015’te törenle açıldı…

Kasapcı'nın tashih neticesinde 'gengay' diye yer aldığı davetiye. 

 Özgürlük Anıtı, Mersin, yenilenmiş hali. 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp