Bu karardan sonra aklıma gelen ilk soru: Kim şaşırdı? Ya da bunu beklemeyen var mıydı? Neticede hepimiz bu hukuki sürecin biraz da son şansını deneme, mümkünse zaman kazanma olduğunu biliyoruz. Peki bütün bu süreç artık nihai bir karar ulaştığına göre şimdi ne yapacağız?

Pek çok Fenerbahçeli Avrupa kupalarına katılım hakkını yitirmeye üzülüyor, ama aslında dert etmeleri gereken artık başka bir şey var. Sonuçta bu karar Fenerbahçe için şike ithamlarının bir hükme döndüğünü gösteriyor. Yani artık bir iddia yok ortada. Bir vakıa var.

Bu durumda hesaba oturmak kaçınılmaz gözüküyor. Bu duruma neden olanlar artık herkese, sadece Fenerbahçelilere değil, evet herkese bir açıklama yapmak zorundalar. Liste belli, isimler belli. Türkiye’de futbolu yöneten irade de, Sarı-Lacivertlileri sokağa döken irade de şimdi konuşmak zorunda.

Bu ceza artık bir sabıkadır. Ne yazık ki öyle! Fenerbahçelileri en çok üzen bu. Ne uğruna bu sabıka yapıştı üzerlerine, şimdi bunu sormak lazım. Her şeyi kazanmaya indirgeyenlerin vebali ne olacak? Bu sürecin mağdurlarına ne diyeceğiz? Artık oturup bunu düşünelim. Sadece Fenerbahçeliler değil hepimiz düşünmeliyiz.

Türkiye’de futbol barışı, adaleti diye bir şey olacaksa artık halının altına hiçbir şeyi süpürme lüksü yok. Evet, UEFA’nın bu kararı çok geç geldi; evet, ellerindeki delillerle sınırlılar, ama bu gerçeği değiştirmiyor ki! Bu durum şuna benziyor. Duvara karşı son sürat gidiyorsunuz. Duvarı gösterenlere manzaranın güzelliğinden, arabanın kalitesinden, ‘marka değerinden’ bahsediyorsunuz.

Artık kimse bunu yemez.