Top
Bağiş Erten

Bağiş Erten

bagis.erten@gmail.com

19/08/2013

Her yer İnönü her yer mutluluk

Gezi, Çarşı, Biliç, Önder Özen derken sezon öncesi bir Radikal yazarının kalbi haliyle birazcık olsun siyah-beyaz atmak durumunda kalıyor. O gazla dedik ki Uğur Vardan'la Fizan'da da olsa açılış maçına gidelim. Duymuş olmalılar ki, Fizan'a yakın bir yerdeyiz ve pazar akşamı gecenin kör saatinde burada olmak için insan çok büyük bir motivasyona ihtiyaç duyuyor. Ama işte maçtan önce onca yolu kat ederek sıfırı tüketen heyecanımız, maçın başındaki sloganlar ve pankartlarla yeniden alevlendi. O ne güzel açılıştı öyle. Kabul edelim, 'Biber gazı oley' en çok onlara yakışıyor ve bu sene futbolda her yer ne kadar Taksim'se o kadar da Beşiktaş olacak sanki.Gel de şimdi bir kez daha Fenerbahçe-Beşiktaş maçına heveslenme.

Maça bakarsak, bilmiyorum, Olimpiyat Stadı mı geniş alanlar bırakıyor? Ama şu kesin, ligin diğer açılış maçlarına göre tempolu başladı karşılaşma. 20 dönülürken üç kez nefis yüklendi Siyah-Beyazlılar. Estetik ve akışkan bu kontrataklar sıkı şutlarla teyellenmeyince özetlere bile giremez bir sonla bitti. Trabzonspor ise az-öz diyalektiği peşindeydi. 29'da maçın temposu düşünce devreye taraftar girdi. Müthiş bir tezahürat başladı ve Şampiyonlar Ligi'nden sonra yeniden kendisini stat gibi hissetti Olimpiyat. 34. dakikada ise nümayiş başladı. Gezi'ye gidip gelen herkes için artık en romantik şarkıdan daha dokunaklı olan 'Her yer Taksim her yer direniş' uzun uzun söylendi. Üstüne 'Sık bakalım'la bis de yaptılar. Bu 'romantik' anlara bir de Pektemek golü eşlik ediyordu neredeyse, olmadı. 39'da Malouda Trabzonspor'a ilk kez golü koklattı. Ofsayttı gerçi, ama olsun. Tadını aldı Bordo-Mavililer. Artık onlar için de daha fazla önde oynama zamanıydı.

İkinci yarı iki taraf da 'olacak bu iş' heyecanıyla başladı. Topu alan orta sahayı geçmek derdindeydi, ama sezon başı uyumsuzlukları top kayıplarına zam yaptı ve oyun kalitesi düştü. Gene de parıltılar vardı. 54 ve 55'te karşılıklı yokladı iki taraf da. Olmadı. Sonrasında satranç izlemeye başladık. Zaaflar kollanıyor, stratejik hamlelerle rakibin gardı düşsün isteniyordu. Sahada artık Zokora, Almeida ve Gökhan Töre de vardı. Ama gol yoktu. Onun yerine bir araba faul izledik. Trabzonspor asidik bir oyun oynuyordu ve bu tribünlerin homurdanma katsayısını artırıyordu.

Sonra birden, sanırım 70 dönülürken sezonun ilk 'Yeter Demirören'i yükseldikten hemen sonra, tempoyu birden yükseltti Kara Kartallar. Gökhan, Olcay, Fernandes akışkanlar dinamiğini harekete geçirmeye başladı. 73'teki güzel Fernandes frikiğine bir temas olsa gol de izlerdik. Onu da çok beklemeden görüverdik. 75'te geçen senenin 'orta saha gol kralı' Olcay kaldığı yere selam eden bir golle skoru 1-0'a getirdi. Üstüne bir de 81'de Gökhan Töre nefis bir slalomla ikinciyi atınca her yer İnönü her yer mutluluk oldu.

Peki ya Trabzonspor? Mustafa R. Akçay'ın tatlılığı henüz takıma yansımamış ve belli ki zaman ihtiyaçları var. Biliç'te ise gülümseme hakim. Böylece 'Tekirdağ Olimpiyat Stadı'na kadar giden ve takımını yalnız bırakmayan o muhteşem taraftara güzel bir jestle başlamış oldu Beşiktaş. Siyah-Beyazlılar için en iyi senaryo bu. Hem Gezi'ye selam çaktılar, hem de lige. Kasımpaşa'da buluşmak üzere.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp