Top
Yazgülü Aldoğan

Yazgülü Aldoğan

yaldogan@posta.com.tr

24/11/2009

Çocuklar okula gidecek!

Hepinizin hayatında unutamadığınız bir öğretmeniniz olmuştur. Dinlemeye doyamadığınız, hem çekinip hem sevdiğiniz, hem çok yakın bulup, hem görünce biraz elinizin ayağınızın dolaştığı. Bugün gözlerinizi kapayıp onu düşünün, varsa numarası telefon edip gönlünü alın. 70 küsur milyonluk Türkiye’nin genç nüfusunu eğiten bir öğretmen ordusunu ve o ordunun neferi olmak için okumuş, hayal kurmuş, o hayalini gerçekleştirememiş, her öğretmen atamasında yüreği heyecanla çarpan gençleri düşünün.

Bu yıl Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 10 bin yeni öğretmen ataması müjdesi verdi. Ne yazık ki çölde su damlası. Kadro bekleyen sözleşmeli öğretmenlere bile yetmez! Sözleşmeli öğretmenler ayda 400-500 liraya çalışıyor, ne sigorta, ne emeklilik. Ne bir yuva kurabiliyor, ne geleceğe güvenle bakabiliyorlar. Kadrolu öğretmenlerin ise kendilerini geliştirmek ve okulların koşullarını iyileştirmek gibi sorunları var. Bu konuda en büyük gayreti STK’lar ve yardımsevenler gösteriyor. Küçük bir köyden sinyal gelmeye görsün, oraya yardım yağıyor.

ise kurduğu Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile ilköğretimde görev yapan öğretmenlere değişen müfredatlara uyum sağlamaları için eğitim veriyor. Bugüne kadar 14 ilde 5 bini aşkın öğretmene eğitim verilmiş. 5 yılda 100 bin öğretmene ulaşılması hedefleniyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de bağış yapanların yardımlarıyla kız yurdu, köy okulu, lise, ilkokul, anaokulu, ana sınıfı, oyun parkı, kitaplık yaptırıyor. Ortaöğretimde 36 bin kız çocuğuna, bir o kadar da üniversite öğrencisine burs veriliyor, asıl hedef yüzbin öğrenciye ulaşmak! Okumayan çocuk kalmasın! Çocuklar güzel okullarda, iyi yetişmiş öğretmenlerin elinde okusun! Ve siz bunun için yapabileceğiniz ne varsa onu yapın, yapabileceğiniz bir şey mutlaka vardır, işte neyse onu!

Kan akıtmak yerine yardım

Gazete sayfalarında çocukların yer aldığı ilanlar var, dökülmüş saçlarını şapkayla gizlemiş biri diyor ki: “Bu bayram elimi siz tutar mısınız?” O lösemili bir çocuk, yani kan kanseri! Öbürünün kolu yok, Sakatlar Derneği adına Kurban Bayramı’nda bağış bekliyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de Öğretmenler Günü’nde başlattığı kampanyayla burs verdiği çocukların sayısını arttırmak istiyor. Bir kurban parası, bir kız çocuğunun bir yıllık okul parası. Kurbanınızı vekaleten bu hayır kurumlarına bağışlayarak da kestirebilirsiniz; ya da yardım yapabilirsiniz.

ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, “Sırat köprüsünden geçerken koça güvenme, küçük kıza güven, bir çocuk okutmanın, hayatını kurtarmanın sevabı büyüktür.” diyor. Pazar gün çıkan yazımda ben de bunları yazdım diye aldığım ölüm tehdidi ve hakaret mektup ve fakslarının, telefonların sayısı hayli kabarık! Neymiş, “bu çağda dinin bu kuralları reform görmeli” demişim. Bir kere kurbanla İslamiyetin birebir ilgisi yok. İslam’dan önce, çok tanrılı dinlerde, pagan kültüründe kurban var. Tanrılara bakire kızlar, hayvanlar kurban ediliyor. Zaten koç kurban etmenin nedeni de bu. İnsan kurban edilmesini önlemek. E günümüzde insan kurban etmeye kalkmak kriminal bir olay, yapana “eline sağlık” değil, “katil” diyorlar! Cezası müebbet. İlle de kan akıtmaya gerek yok, yardım yapılsın diyoruz, adamlar beni Kurban etmeye kalkıyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurduğu Diyanet Vakfı da vekalet yoluyla kurban kesimi yapıyor. Kurban kesmeyi “mali ve sosyal içerikli” kabul eden vakıf, kesilen etleri muhtaçlara dağıtıyor. Bunlar yurt içinde kuran kursları, yurt dışında onlarca ülke. Rusya’nın bile olduğu bu ülkelerde 8740 adet canlı kurban kesimi gerçekleştirilmiş. Senegal, Sudan, Etiyopya ve Tacikistan’a yüzbinlerce kutu konserve ve kavurma dağıtılmış. Yani, yardım maksadı hasıl olmuş. Kızacak ne var?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp