Hangisiyle eşleşmek isterdiniz? 10 maçta sadece 7 gol yiyen Hırvatistan ya da İrlanda’yla mı yoksa 21 golle, en çok gol atan takımlardan biri olan Cristiano Ronaldo’lu, Moutinho’lu, Meireles’li Portekiz’le mi? Bu arada Çekler de kalelerinde sadece 8 gol gördüler. Anlayacağınız muhtemel rakiplerimiz zaten zor gol yiyorlar, durum böyleyken de Türkiye’nin golcüsü yok. 10 maçta ite kaka 13 gol. Grubumuzda 3.olup elenen Belçika bile 21, dördüncü olan Avusturya ise 16 gol atarak bizi geçti. Avusturya’nın 4 attığı Azerbaycan’a biz ancak 1 gol atabildik. Belki daha fazla gol atabilseydik bugün seri başı olabilirdik. Peki gelelim rakiplere. Portekiz’i direkt ayırın zaten. Danimarka’yı yenselerdi grup birincisi olarak gideceklerdi finallere. Ne yıldızlarıyla ne de oynadıkları futbolla karşılaşmak isteyeceğimiz bir rakip değil.
Hem çıksa zaten Hiddink onlara da Almanya muamelesi yapardı, bundan hiç kuşkum yok. “Onlarda Ronaldo var, bizde yok” diye ağlamaya başlar ve eklerdi: “Biz 1996, 2000 ve 2008 Avrupa Şampiyonaları’nda Portekiz’e hep yenildik.” O yüzden; ‘Aman Portekiz olmasın’. İrlanda olsun diyenlere sorarım. Hemen bütün oyuncuları, dünyanın en kaliteli ligi olan İngiltere Premier League’de forma giyen oyuncularla biz nasıl baş edebiliriz? İngiltere dışındakileri saymıyorum bile. Biri süper yetenek McGeady (Spartak Moskovalı) diğeri efsane Robbie Keane (Los Angeles Galaxy). Başlarında da 72 yaşındaki kurt hoca Trapattoni.
Catenaccio’yu (katı savunma taktiğini) en iyi uygulayan hocalardan biri, fizik gücü yüksek, İngiltere Ligi tecrübesi olan oyuncularla işimiz zor. Hırvatistan da Çekler de bizi iyi tanır. 2008’de ikisini de son saniye golleriyle eledik. Çekler’in hocası Brückner bizim yüzümüzden gönderilmişti. Ama Hırvatlar’da Bilic duruyor. Kesin rövanş peşinde koşacaktır. Psikolojik olarak bilenmiş gelecekler, zaten oyuncu kalitesi olarak da Çekler’den daha iyiler. Tottenhamlı Modric ve Kranjar, artı Srna ile Rakitic 2008’den hatırlayacağımız yıldızları. Bizi unutmamışlardır.
Çekler’de bir tek kale fena, belki de dünyanın en iyisi Petr Cech. Ama onun haricinde Milan Baros ve Rosicky eski formlarından çok uzak. Başka da sayabileceğimiz yıldızları yok. Çekler tam bizim dişimize göre. Yeter ki biri önce Guus Hiddink’e 2008’deki Çek, Hırvatistan ve Almanya maçlarını izlettirsin. Pes etmeyen, kafa tutan ve sonuna kadar savaşan Türk Milli Takımı’nı hatırlatsın. Hani ne güzel demişlerdi, “Türkler otobüse binmeden maç bitmez” diye. Daha bitmedi Hiddink!
