Televizyonda maçı izlerken, göz ucuyla da telefonumdan M.City-Chelsea maçını takip etmeye çalışıyorum. Orada da fırtınalar kopuyor. City tarihi farka gidiyor. Ancak Telekom’daki maç öylesine baş döndüren bir tempoda gidiyor ki, hiç düşmüyor, telefona bakmaya fırsat olmuyor. Galatasaray-Trabzonspor mücadelesi Şampiyonlar Ligi tadında bir maç. Sezonun belki de en keyifli maçlarından biri. Atılanlar kadar atılamayanlarıyla da uzun süre unutulmayacak bir karşılaşma oldu. Maç hiç bitmesin istedim. Bu açıdan iki tarafı da kutluyorum. ★★★ Aslında maçın assolisti, özenle yaptırdığı yeni saç stiliyle sahne alan Diagne idi. Ama Belhanda öyle bir rol çaldı ki, senaryoyu değiştirerek başrolü kaptı. Bu maça kadar, ‘Belhanda’yı beğenmiyorum’ dediğimde insanlar bana kızıyor, onu acımasızca eleştirdiğimi söylüyorlardı. Oysa ben Trabzonspor karşısında oynayan Belhanda’yı görmek istediğim için eleştiriyordum. Çünkü gerçek Belhanda bu. Geldiğinden beri en iyi oyununu oynadı. Peki şimdiye kadar neredeydi? Belhanda her maç bu sorumluluğu alır ve böyle oynarsa, golden sonrası attığı taklayı takımına da attırır. ★★★ Daha ilk maçında golle tanışan Diagne ise Galatasaray formasıyla rahat 10’un üzerinde gol atar. Uyumu ve mücadelesi ‘kaldığı yerden devam’ dedirtti. Son olarak; bu Galatasaray UEFA Avrupa Ligi’nde Benfica’yı eler, yoluna emin adımlarla devam eder.