Doktorlar için ve bizim meslek için söylenen bir söz vardır. Hani derler ki “muhtaç etmesin, başımızdan da eksik etmesin”. Bu söze rağmen her nedense bizim mesleği hırpalamak pek çok kişi için sanki bir görevdir. Hep yakınırız, müvekkil, bir dava kazanıldığında şunu söyler: “Zaten haklıydım, davayı kazamam doğaldır”. Sanki avukatın katkısı yokmuş gibi davranır. Kaybedildiğinde ise görüşü bellidir “Avukat kaybetti”. Oysa hukukun o kadar ince labirentlerinde dolaşırsınız ki, bir dava öyle kolay yürütülmez.
Bunu, şöyle bir iki duruşma izleyen her vatandaş bilir. Bazı mahkemelerde yazılı usul geçerlidir. Yani avukata duruşmalarda çok söz düşmez. Bu defa müvekkil, “Bu avukat az konuşuyor” diye memnuniyetsizliğini ifade eder. yani mesleğimiz zordur, zor. Oysa avukatsız bir yargı sistemi yoktur olamaz. Avukat hukuk sisteminin vazgeçilmez unsurudur. Yine yanlış anlaşıldı Şimdi bunu neden anlattım. Yine bizleri ilgilendiren bir haber gazetelerde yer aldı. Haber şu: “Artık apartmanlarda avukatlık bürosu olmayacak”. Buna Yargıtay karar vermiş. Hemen söyleyeyim, bu yanlış. Bu yeni bir şey değil. Olay şu. Yasal durum, kat mülkiyeti tesis edilmiş binalarda tapuda mesken olarak tescil edilmiş bağımsız bölümlerde işyeri açılamaz. Ancak doktor muayenehaneleri ve büro vasfındaki işyerleri açılabilir. Avukat yazıhaneleri de büro vasfındadır, dolayısı ile açılmasında mahzur yoktur. Ancak apartmanların anayasası, yönetim planıdır. Şayet yönetim planında “Meskenler münhasıran mesken olarak kullanılacaktır” şeklinde veya buna benzer bir hüküm varsa buna uyulur. Bu halde o apartmandaki meskenlerde doktor muayenehanesi de açılamaz avukat bürosu da. İşte gazetelere haber olan olayda, yönetim planında böyle bir hüküm bulunmaktadır. Dolayısı ile bu binada meskenler sadece mesken olarak kullanılır. Yönetim planında “Meskenler münhasıran mesken olarak kullanılacaktır” hükmü bulunmayan binalarda halen avukatlık bürosu açılabilir. Bunu elbette meslektaşlar biliyor da ben, binalarında avukatlık bürosu bulunan vatandaşlara, böyle bir hususu boşuna dava konusu yapmamaları için açıklama ihtiyacını hissettim.
Yine yanlış anlaşıldı
başlığını niye koydum. Geçen sene idare mahkemesi, Danıştay’dan da geçen bir kararla, gömme balkonlara belediyeler karışmasın anlamına bir karar vermişti. Bunun üzerine herkes “Artık balkon kapatmak serbest” diye ayaklanmıştı. İşte bu karar da yanlış anlaşılmış, millet balkon kapatma yarışına girişmişti. Oysa halen balkon kapatmak serbest değil, yapıldığı takdirde mahkemeler kaldırma kararı veriyor ama vatandaşa olay yanlış anlatılmıştı. Onun için “yine” kelimesini kullandım.
