Top
Özlem Denizmen

Özlem Denizmen

ozlem.denizmen@posta.com.tr

18/07/2013

İslam ve para

Mübarek Ramazan ayındayız. Nefsine hakimiyet, paylaşmak, yardımlaşmak ve huzur duyguları kaplıyor insanın içini. İslam dininde paranın anlamı, İslam ve para ile ilgili her şeyi Diyanet İşleri eski başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş’le konuştum. İşte söyledikleri...

MÜSLÜMANIN PARAYLA İLİŞKİSİ

Para hayatın kıvamıdır. Parasız insan yaşayamaz. Atalarımız mal canın yongasıdır derler. Yani geçim onunla sağlanıyor. Ama para gaye değildir. Bir ihtiyacı karşılamak için bir vasıtadır.

İslam bütün müslümanları kardeş bilir. Hatta Nisa suresinde bütün insanların kardeş olduğu yazmaktadır. Çünkü aynı anne ve babadan gelmişlerdir. Köken itibarıyla kardeştirler.

Bu nedenle müslüman bencil değildir, kendi imkanlarından başkalarını da faydalandırır. Peygamberimiz buyurmuşlar ki “Yanıbaşındaki komşusu aç iken karnını doyurup yatan bizden değildir.”

Mümin insan paylaşmasını bilen insandır. Parayı amaç edinen insanı Kur’an-ı Kerim şiddetle kınamaktadır. Bazı insanlar parayı gaye olarak kullanırlar. Bu kötü bir şeydir.

Şans oyunları günah mı?

Kumar insanı namazdan alıkoyar ve insanları birbirine düşman eder. Kumar kötüdür. Milli Piyango bileti alan bir miktar para yatırıyor karşılığında ödüller dağıtıyor. Sisteme hizmet olur.

Milli Piyango bundan dolayı kumar değildir. Çünkü insanın Milli Piyango oynarken zaman ayırması, görevlerini aksatması gerekmez. Bir bilet alır ve günü geldiğinde rakamları kontrol eder.

Kafasını bununla meşgul edip, kimseyi kimseye düşman etmez. Milli Piyango’da kazanamayanlar, kazanana düşman olmazlar. Ama iyi de değildir, mekruhdur. Loto, toto insanın vaktini alıyor, görevlerini ihmal etmesine neden oluyor. Bence haramdır.

‘Paylaşmak bereketi artırır’

Para paylaştıkça bereketlenir. İslam ve Kur’an paranın, servetin, malın belli ellerde toplanmasını değil topluma yayılmasını ister. Veren el alan elden hayırlıdır.

Her kim Allah için bir borç verirse Allah onu kat kat kendisine öder. İşte bereket orada... Demek ki insan parayı kazanacak, zengin de olacak ama kendini düşünmeyecek, paylaşacak.

‘Fitre her zaman verilebilir’

Fitre, oruç tutan veya oruçla yükümlü olan insanın vermek zorunda olduğu bir sadakadır. Bu vaciptir, yani farza yakın bir görevdir. Fitreyi bayram günü sabah vaktinden itibaren vermek gerekmektedir.

Fakat günü gelmeden önce de vermek caizdir. Çünkü fakir insanların çoluk çocuğuna bir şeyler alıp, bayram hazırlığı yapmasına zemin sağladığı için bayramdan önce vermek daha da makbuldür.

Ancak bazı insanlar fitreyi bayram sabahında veremeyip, bayramdan sonraya erteliyorlar. Fitre vereceği kişiyle karşılıklı birbirlerinden söz alıyorlar. Bunlara gerek yok. Ne zaman durumu varsa, fitre o zaman verilmeli.

Geçen sene bir günlük 8.5 liraydı, bu sene enflasyonun etkisiyle 9.25 lira oldu. Fakat siz 10 lira verin. Daha fazla imkanı olan, daha fazla fitre verirse, daha hayırlı bir iş yapmış olur.

Faiz haram mı?

Aslında Kuran-ı Kerim’in yasakladığı faiz değil ribadır. Riba ve faiz farklı şeylerdir. Riba bir malın gerçek değerinin artmasıdır ve bu enflasyon demek değildir. Mesela 3 ay sonra 130 lira almak koşuluyla verilen 100 lira ribaya girer.

Zaman geldiğinde kişi bu borcu ödeyemeyince, bu sefer süreyle beraber miktar daha da artırılır, vadesinde tekrar ödenemezse daha da artırılır. Bu sömürüye girer. ‘Kat kat ribayı yemeyin’ der Kur’an.

Bu haramdır. Parayı evde tutmamak lazım. Paylaşmak gerek. Sizin bankaya yatırdığınız paradan insanlar yararlanacaktır. Parayı altını yastık altında tutmayın. Paranın enflasyona karşı korunması lazım.

Bunun belki ticaret veya yatırım gibi faizden farklı yolları da vardır ancak herkes bu araçlardan anlayacak durumda olmayabilir. Herkesin parasını bir yere yatırması ve bir şekilde parasının değerini koruması gerekiyor.

Bu nedenle mevduat hesabına yatırılan ve faiz sayesinde enflasyona karşı değerini koruyan para haram değildir. Ayrıca bu para ekonomiye fayda sağlıyor, başkaları kullanıyor.

‘Oruç sofrası gösterişli olmaz’

İşin içine riya karışmamalı. Gösterişli olmasına gerek yoktur. İnsanlar Allah rızası için bir şeyler yaparsa Allah onu unutmaz fazlasını verir. Ama işin içine dünya menfaati girerse şöhret için yapılırsa iyi değildir.

İftar sofrasına hakikaten ihtiyacı olan kimse oturmalı. Zengin olan birisi yanında hiç tanımadığı fakir biriyle oturabilir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp