Top
Mehmet Coşkundeniz - Ask Doktoru

Mehmet Coşkundeniz - Ask Doktoru

mehmet.coskundeniz@posta.com.tr

13/10/2013

Karşılıksız aşktan kurtulmanın yolları

Birini uzaktan sevmeye başlarsın. Senin onu sevdiğinden haberi bile yoktur. Sonra bir şekilde yakınlaşırsın, öyle bir an gelir ki duygularını söylersin. Ve felaket başlar. Çünkü o seninle aynı duyguları paylaşmıyordur. Reddedilmişsindir. Peki ne yapacaksın? Bu karşılıksız aşkı bünyeden nasıl atacaksın? İşte yolları...


Aylarca, yıllarca içinde sakladığın duygular vardı. Arkadaşların sana sürekli “Git konuş” diyordu, hatta “Bak bak, şu anda sana bakıyor. O da sana karşı boş değil” diye gaz veriyordu. “Ya reddederse?” diye düşünüp söylemeye cesaret edemiyordun. Ama içindeki sıkıntı giderek büyüyordu. Her akşam aynanın karşısına geçip cesaret provaları yapıyordun, söze nasıl başlayacağını tekrarlıyordun. Nihayet o gün geldi, içinde biriktirdiğin ne varsa söyledin... “Seni seviyorum” demesini beklemiyordun ama en azından, “Benim de sana karşı beslediğim hislerim var” cevabını almayı umuyordun. Sana hayretler içinde bakmaya başladı ve sonra şöyle bir cümle kurdu: “Nereden çıktı şimdi bu? Ben sana hiç o gözle bakmadım ki?” Ya da şöyle bir cümle: “Ben seni hep arkadaş olarak gördüm...” Veya en kötüsü şöyle bir cümle: “Sen çok iyi birisin, ben sana layık biri değilim...” Hangisi olursa olsun reddedildin işte... Kendini o an ezilmiş, bitmiş, tükenmiş, utanç içinde hissedersin, “Dünya şu an yıkılsa” dersin. Senin küçük kıyametin başlamıştır, günler sürecek iç hesaplaşman başlamıştır. “Neden söyledim, her şeyin içine ettim, keşke biraz daha bekleseydim” dersin. Ama hayat devam ediyor ve bunu atlatmak zorundasındır. Peki nasıl yapacaksın?

1) VERDİĞİ CEVABI KABULLEN

Sanılır ki; bu ilk reddedilme aslında naza çekmedir, üstüne gidilirse ‘Evet’ demeye razı adilebilir. Hayır, sakın yapma. Israr seni her zaman daha da kötüye götürecektir. Sana karşı içinde en ufak bir duygu kırıntısı olsa bunu belli eder, en azından “Seninle görüşmeye devam etmek, kendimi tartmak istiyorum” derdi. Oysa çok kesin bir şekilde istemediğini söyledi. Öyleyse senin bunu kabul etmen ve tekrar tekrar duygularını anlatıp onu bıktırmaman gerekiyor. Tamam belki onunla aşk yaşamayacaksın ama hiç olmazsa gözünde küçülme.

2) ARKADAŞ OLARAK KALMA

Reddedildiğin andan sonra hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır. Tamam belki, uzun süredir devam eden bir arkadaşlığınız var. Artık arkadaş kalamazsınız. Ya da yeni tanışıyorsunuz ve sana “Arkadaş olarak kalalım” dedi. Kesinlikle kabul etme! Çünkü bu ikiyüzlülüktür. Sen ona karşı duygular beslerken, hatta arzu ederken nasıl arkadaş olarak davranabilirsin? Sadece davranmayı denersin, yalandan arkadaşlık yaparsın o kadar. Üstelik arkadaşlığınız devam ettiği sürece sürekli bir umut beslemek durumunda kalacaksın. Bu da senin karşılıksız aşkı bünyenden atmanı zorlaştıracak.

3) KESİNLİKLE GÖRÜŞME

Sen arkadaş olarak kalmayı reddettin ama o, biraz da vicdan azabıyla seni arayabilir, görüşmek isteyebilir, “Hadi bu akşam eğlenmeye gidiyoruz, sen de gel” diyebilir. Gitme, görüşme. Düşünsene, görüştün, o gruptaki tüm arkadaşlarınla sarılıp öpüşüyorsun ama ona gelince kuru bir tokalaşma... Herkesle geyiğin dibine vuruyorsun ama ona bir tek söz bile söyleyemiyorsun. Mesela herkese “Ne güzel olmuşsun?” diyorsun ama ona söylersen “Acaba hala onun peşinde olduğumu düşünür mü?” diye kuruntu yapıyorsun. Zor dostum zor... Bu nedenle görüşmeyi tamamen kesmek en akıllıca yol olacaktır.

4) ZORUNLUYSAN KISA TUT

Aynı işyerinde, aynı okulda, aynı mahallede olduğunuz için görüşmek hatta konuşmak zorunda kalabilirsiniz. Bu zorunlu görüşmeleri olabildiğince kısa ve resmi tutmak zorundasın. Birlikte iş yapıyorsanız, sadece işle ilgili kısa cümleler kurmalısın. Sabahları karşılaşıyorsanız “Günaydın, merhaba”dan öte gitmemelisin. Bu zorunlu karşılaşmalarda da gözlerinin içine bakıp “Acaba duyguları değişti mi?” diye düşünmemelisin. Unutma, aşk dediğin şey bir andır. O an geçmişse, yapacak hiçbir şey yoktur. Seni reddettiği anla, şimdiki an arasında hiçbir şey değişmemiştir. Boşuna kendini üzme.

5) SOSYAL MEDYADA İZLEME

Facebook’tan, Twitter’dan, Instagram’dan ve bilumum diğer sosyal medya araçlarından takibi bırakmalısın. Kendine işkence etmenin alemi var mı? O, arkadaşlarıyla hatta yeni bulduğu sevgilisiyle eğlenirken fotoğraflarını paylaşacak, sen de hüzünlü hüzünlü o fotoğraflara bakıp kendini içki şişelerine vuracaksın. Yapma arkadaşım yapma. İyisi mi takipten çıkar. Hem zaten ne demiştik, siz arkadaş olarak kalmamalısınız. Öyleyse takibin de anlamı yok. Çünkü takibe devam edersen sosyal medyadan laf sokacak, onun dikkatini çekmeye çalışacak ve kendini onun gözünde iyice küçük düşüreceksin.

6) TELEFONUNU SİL

T
elefonu rehberinde olduğu sürece potansiyel bir tehlike vardır. İçip içip mesaj atabilirsin. Bayramdı, seyrandı, kandildi, doğumgünüydü deyip kendini hatırlatmak için kutlama mesajları gönderebilirsin. Hiçbir işe yaramaz. Üstelik o mesajlara cevap da gelmez ve kahrolursun. Bayramın, kandilin zehir olur. Cevap gelmeyince bir de tutup “İyi misin, cevap vermedin de merak ettim” diye mesaj yollayarak iyice saçmalayabilirsin. Telefonunu mutlaka sil. Ezberindedir belki ama sonuçta telefonuna kayıtlı olmadığı için onu whatsapp’ta falan online görme işkencesinden kurtulursun.

7) YALNIZLIKTAN KAÇIN

Dünyadaki tek reddedilen insan sen değilsin. İçine kapanma, bunalım yaratma. Çok sayıda arkadaşın var öyle değil mi, onlarla buluş, gez, toz, sosyalleş. Sosyal medyada takip edecek yeni birilerini bul. Mümkün olduğunca yalnız kalma. Yalnız kaldıkça onu daha fazla düşünürsün. “Şimdi ne yapıyor? Sevgilisi onu mutlu ediyor mu? Ben hiç aklına geliyor muyum?” gibi sorular aklına gelecek. Bu sorulara yanıt da bulamayıp kuduracaksın. İyisi mi, arkadaşlarına söyle bu dönemde seni yalnız bırakmasınlar. Hem kimbilir, böyle bir ortamda yeni birini bulursun fena mı?

8) ŞARKI, FİLM VE KİTAPLARA DİKKAT

Damardan şarkılar, mutsuz biten aşk filmleri, içini karartacak aşk romanlarından uzak dur. Bunlar sürekli içinde bulunduğun durumu beynine çakacaktır. Unutma ki; hassas bir dönemdesin. Eğlence en iyi ilaçtır, zamanını eğlenceli şekilde geçirmeye bak. Tüm bunları yaptıktan sonra hala daha karşılıksız aşktaysan, acilen bir uzmana danış. Seni ancak o kurtarır!


(13 Ekim 2013 tarihli Posta Gazetesi'nin Karnaval Ekinden alınmıştır)
 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp