Top
Hakan Çelik

Hakan Çelik

hakan.celik@posta.com.tr

24/11/2011

Kadehler 500 yıllık dostluğa kalktı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi onuruna Kraliçe’nin verdiği tarihi yemeğe Galler Prensi Charles ve İngiltere Başbakanı Cameron da katıldı. Konuklara kraliyet için beslenen Windsor kuzularının eti ikram edildi

Buckingham Sarayı’na çok sıkı güvenlik önlemleri ve birkaç aramadan sonra girebildik. Girişte davetiye ile birlikte kimlik ve pasaport kontrolü yapıldı. Bekleme salonunda davetlilerle sohbet edip tek tek salona alındık. Yemeğe Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Hanım’ın yanısıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, eşi Zeynep Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Hulusi Akar ve eşi Şule Akar vardı. İngiliz tarafında ise Galler Prensi Charles, Başbakan David Cameron ve kraliyet ailesi mensupları yer aldı. Bu yemek vesilesiyle Cumhurbaşkanı Gül’ün yanı sıra Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ilk kez frak giymiş oldu. Hayrünnisa Gül, yemeğe koyu yeşil çok şık bir elbiseyle geldi. Konuklar salona alınırken Cumhurbaşkanı Gül bizi tek tek Kraliçe’ye tanıttı. Protokol kuralları gereği Kraliçe elini uzatınca İngilizce “Your Majesty” (Majesteleri) diyerek baş hafifçe öne eğilip selam veriliyor. Prens Charles ile selamlaşılırken de “Your Royal Highness” deniyor. Buckingham’ın salonları Paris’teki ünlü Louvre Sarayı’ndan farksız. Duvarlarda dünyanın en tanınmış ressamlarının tabloları sıralanmış. Rembrandt, Vermeer gibi ressamların paha biçilemeyen eserlerinin çoğu Kraliçe’nin özel koleksiyonu içinde yer alıyor.

Osmanlı’nın hediyeleri

Buckingham Sarayı’nda kraliyet ailesi üyelerine ait salon ve odalar var. En büyükleri, tahmin edileceği gibi Kraliçe’ye ait. Dünkü yemek de büyük salondaydı. Değerli tabloların bulunduğu geniş bir koridorda tarihten günümüze İngiltere ve Türkiye hakkında belgeler sıralanmıştı. Osmanlı sultanlarının İngiliz kraliçelerine gönderdiği hediyeler arasında çok kıymetli taşlarla süslü kupalar, takılar, broşlar dikkatimi çekti. Ayrıca III. Selim’den bu yana İngilizlerle yapılan yazışmaları, Kraliçe ilk kez gözler önüne serdi.


Kraliçe’nin gayda sevgisi

Yemeğin sonunda İskoç gaydacıları salonu turlayarak müziklerini icra etti. Sürekli aynı müzikleri dinleyen bazı İngilizlerin “ızdırap içinde” gaydacılara baktığına tanık oldum. Fakat Kraliçe gaydanın sesine bayılıyormuş. Yemekte İngiliz sosyetesinin tanınmış simaları, soylular ve iş adamları vardı. Canterbury Başpiskoposu, İngiliz Merkez Bankası Başkanı Sir Mervyn King, Aviva Başkanı Lord Sharman, Yunanistan, Polonya, Kuveyt, Bosna Hersek Büyükelçileri, Irak Maslahatgüzarı yemekteydi. Türk tarafında ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer, Kibar Holding Başkanı Ali Kibar, Doğan Yayın Holding İcra Kurulu Üyesi Mehmet Ali Yalçındağ, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Türkiye İhracatçılar Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Çıkrıkçıoğlu, Gurmen Group Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Gür davetli isimler arasındaydı. Romanları İngilizce’ye de çevrilen dünyaca ünlü edebiyatçımız Elif Şafak da oradaydı.

Rahmi Koç, özel davetli

Yemekte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlilerinin yanı sıra Kraliçe’nin özel olarak davet ettiği Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi M. Koç gibi isimler de vardı. Rahmi Bey gerek iş hayatında ve sahip olduğu mekanlarda, gerekse evi ve iş yerinde İngiliz yaşam tarzını Türkiye’ye taşıyan bir isimdir.

İstanbul’daki Rahmi Koç Müzesi’nde de büyük oranda İngiliz izleri vardır. Kraliçe daha önce Rahmi Koç’a iki ülke arasındaki ilişkilere katkısı ve İngiliz kültürüne olan yakınlığı nedeniyle “Commander of the Most Excellent Order of the British Empire” özel şövalyelik nişanı vermişti. Bu onursal ödülü “Britanya İmparatorluğu Onursal Mükemmeliyet Önderliği” diye tercüme etmek mümkün. Rahmi Bey ile ayaküstü sohbet ederken Beko’nun başarısı da gündeme geldi. Rahmi Bey, Beko’nun İngiltere’de çok ciddi pazar payına ulaştığını söyledi.


Fotoğraf için Prens Charles’tan izin aldım

Buckingham Sarayı’nda çok katı İngiliz protokol kuralları uygulanıyor. Resmi ajansın dışında kimsenin fotoğraf çekmesine, hatta cep telefonu kullanmasına izin verilmedi. Birkaç kez elimi cep telefonuma atınca saray görevlileri “Aman sakın, Kraliçe her şeyi görür ve çok kızar!” dediler. Yemeğin bitiminde, çevreden gelen ısrarlı fotoğraf çekme talepleri üzerine bu kez ben bizzat Prens Charles’tan izin alarak birkaç kare “korsan fotoğraf” çektim. Charles tatlı bir gülümsemeyle “Böyle şeyler pek nadiren olur bizde” demeyi ihmal etmedi.

Kraliçe’nin deprem mesajı

Yemekten önce Kraliçe II. Elizabeth kısa bir konuşma yaptı. Türkiye’nin gücü ve etkinliğine vurgu yapan Elizabeth, Türk tarihi ve geleneklerinden övgüyle bahsetti, ülkesinin her konuda Türkiye’nin kuvvetli destekçisi olduğunu söyledi. 1583’te ilk İngiliz büyükelçisinin Osmanlı’ya elçi olarak gönderildiğini hatırlatan Kraliçe, bunun bile tek başına ilişkilerin ne kadar kuvvetli olduğunu göstermeye yeteceğinin altını çizdi. Kraliçe ayrıca Van Depremi’nde hayatını kaybedenler ve terör saldırılarında ölenler için üzüntülerini iletti.

Yemekte çalınan müzikler

Kraliçe’nin Galler Orkestrası’nın seslendirdiği eserlerden bazıları Abdülaziz’in Londra seyahati sırasında çalınanların aynısıydı...

Holzman: Blaze Away
Handel: Su Müziği’nden 1 numaralı suit
V. Williams: Somerset’ten folk müziği
C. Guatelli Paşa: Osmanlı Sergi Marşı
Arlen: Somewhere Over the Rainbow
Custler: Best of Beatles
Auric: Moulin Rouge
Novello: The Dancing Years Lehar: Gold and Silver
J. S. Bach: Brandenburg Concerto No:1
Farnon: Westminster Valsi
Ancliffe: Nights of Gladness Haydn: Divertimento

Yemek mönüsü


Buckingham Sarayı’nın mutfağında hazırlanan yemekler 1700’lerden bu yana kullanılan av desenli tabaklarla servis edildi. Yemeğin bir bölümünde altın tabaklar, gümüş bıçaklar kullanıldı. Altın tabaklarda hurma geldi. Bu kadar eski tabakların içindeki desenlere zarar vermeden nasıl temizlediklerini sordum, özel bir temizleyici sıvı ve bol su ile mutlaka elde yıkanıyormuş. Yemekte şunlar servis edildi:

*Jonduri balığı file
*Özel Windsor kuzusu ve marul
*Patates
*Tereyağlı taze fasülye
*Rezene ve tere salatası
*Mandalinalı ve çikolatalı tart
*Ayrıca aralarında en eskisi 1963 yılından olan kraliyet şarap listesinden İngiliz ve Fransız kırmızı şarapları sunuldu.

London Eye nasıl kırmızı-beyaz oldu?

Önceki yıl Fransa’da düzenlenen Türkiye Mevsimi etkinlikleri kapsamında Paris’teki ünlü Eyfel Kulesi ülkemizin ulusal renkleri olan kırmızı-beyaza bürünmüştü. Benzer bir girişimin güzel bir jest olacağını düşünen İngiliz tarafı, Londra’nın sembollerinden London Eye’ın da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyareti vesilesiyle bir geceliğine kırmızı-beyaz renklerle ışıklandırılmasına karar vermiş. İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway, konuyu Londra’daki Fransız Büyükelçisi Bertrand Emie’ye açmış. Emie de London Eye’ı işleten Fransız şirketiyle konuşup renk işini çözmüş. Emie kısa bir süre öncesine kadar Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’ni başarıyla yürüten çok parlak bir diplomat.


 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp