Top
Hakan Çelenk

Hakan Çelenk

hakan.celenk@posta.com.tr

31/03/2013

Olimpiyat trenle geliyor

2004 yılıydı. 3 arkadaş Türkiye-Ukrayna maçını izlemeye gitmiştik. Federasyon bileti satarken tembihlemişti: "Herkes biletinde yazan numaraya oturacak. Böylece güvenlik zaafı olmayacak." Güvenip maraton tribününün en iyi yerinden bilet almışız. Stada girdik ki bizim koltuklarda gözü dönmüş kalabalık tepiniyor. Güvenlik görevlisini çağırıp "Bizi yerimize oturt" deyince tarihi karşılığı almıştık: "Abi baksana, nasıl oturtayım seni. Kapı gibi adamsın. İttir birini otur. Hem burası İngiltere mi?" Görevlinin üzerindeki koca puntolu İSecurity' yazısına baka baka, ittirip birilerini oturduk. Geçen hafta Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin 15 kişilik raportörler heyeti, işte o güvenlik görevlisini teftiş için geldi. 2020'de İstanbul'a olimpiyat verseler görevlinin bizi yerimize oturtup oturtamayacağını merak ediyorlar... İstanbul'daki stadlarda son bir yıldır biletinizde yazan koltuğa oturabiliyorsunuz. Önemli gelişme ama spor kültürünün katedecek çok mesafesi var daha. Bu hafta İstanbul'un adaylığına, spor ve kent kültürü açısından kafa patlatalım.

15 önemli kriter

IOC'nin olimpiyat vermek için 15 ana değerlendirme kriteri var. Pek bilinmiyor ama IOC raportörleri üç aday kent İstanbul, Madrid ve Tokyo'ya Mart 2012'de 10 üzerinden not vermiş. Bu notlamayı, sonuncu olduğumuz için duymadınız pek. Şimdi 13 Eylül'deki nihai oylamaya kadar notlar nasıl düzeltilebilir bakalım:

2001'de bir odacık ve stat vardı

Spor tesisleri: Bu kriterde hem mevcut tesisler hem yapılacaklar ele alınıyor. İstanbul, 10 üzerinden 7 ile en zayıf notu almış. Ama komite bilmeli ki 7 yılda dağı taşıyıp, yerine başka dağ kurar Karadenizli müteahhitler. Raportörler 2001'de İstanbul'a gelip şöyle demişti: "Bin kilometre geldik. Bize sadece düz ovada stat (inşaatı o günlerde süren Atatürk Olimpiyat Stadı) gösterdiniz. Stadı herkes yapar. Milyonları olimpiyat köyüne taşıyacak metro nerede?" Geçen hafta gelen heyetin başkanı olan Sir Craig ise şöyle demiş: "2001'de de gelmiştim. Bir oda bir stad görmüştük, o kadar. Bugün inanılmazsınız." Tesis kriterinde not düzelecek sanki.

Spor tecrübesi:
Geçmişte kentteki organizasyonlar ve sporcu başarılarına bakılıyor. Organizasyon geçmişi iyi ama sporda pek başarısızız. Şampiyon atletlerin dopingli çıkması olumsuz. Not kötü ve kötü kalabilir.

Boynuzlu köprü sorunu


Çevre ve meteoroloji: Çevreden kasıt, kentin tarihi ve doğal zenginliklerinin korunması. İçme suyu kalitesi, hava kirliliği de önemli. Ayrıca İtenis maçında yağmur yağmasın' gibi kaygılar var. Yine en zayıf notu almışız. Havayı değiştiremeyiz. Ayrıca Süleymaniye Camii siluetini Haliç'teki boynuzlu köprüyle, Sultanahmet Camii siluetini gökdelenle mahveden kentin çevre notu zayıfa mahkum.

Trafiğe dikkat!

Ulaşım:
Bu kriterde de sonuncu olmuşuz. Havaalanı kapasitesi, toplu taşıma ve trafik yoğunluğuna bakıyorlar. Metro diyor başka bir şey demiyorlar. Komite, İSTOÇ'tan Atatürk Olimpiyat Stadı'na kadar metroyla götürüldü. Yanlış okumadınız İmetro'yla. Hattın inşaatı daha sürüyor. Mühendisler raportörler geleceği için hızlı çalışıp treni yürütmüş bir hafta önce. İlk testlerden sonraki yolcuları raportörler olmuş. Ayrıca 2018'e kadar yapılacak 265 kilometre ray var. Metro, zayıfı biraz düzeltir ama rakip Tokyo ise birkaç bin fırın ekmek yemek lazım. 3 basit kriter: Tıbbi hizmet, konaklama, telekomünikasyon kriterlerinde Türkiye'yi aşağı itmek haksızlık. Bu notlar düzelir.

Türk polisi yakalar

Güvenlik:
İstanbul, asayiş olarak dünyanın en güvenli kentlerinden. Ve mevzu konuk güvenliği olunca Türk polisi akan suları durduracaktır.

İşte komiteye tarihi not:
Galatasaray'la, İtalyan Juventus 1999'da Öcalan İtalya'da ortaya çıktığı günlerde İstanbul'da maç yaptı. Öfkeden çılgına dönenler, İtalyan malı buzdolaplarını parçalamıştı. İstanbul'da 30 kişilik Juventus kafilesini 5 bin polis korudu. Bu anlatılsa, komitedekiler kendilerini evlerinden daha güvende hissederdi. Ama yangın önlemlerine de bakıyorlar. Keşke bakmasalar da Haydarpaşa Garı'nı bile yaktığımızı görmeseler. Trafik kazaları da sıkıntılı. Yine de güvenlikte sonunculuk bir önyargı. Bu not düzeltilebilir.

Yasal konular:
Sınırda bürokrasi istenmiyor. Avrupa'yla gümrükleri, neredeyse tüm vizeleri kaldıran Türkiye'ye, diğerleriyle eşit not vermek haksızlık. Madrid'e giderken maaş bordrosu istiyorlar. Birileri komiteye anlatsın; Türkiye'nin resmi düşmanı olan bir örgütün üyeleri 2009'da Habur'dan gelmişti de gümrüktekiler öyle gerektirince sırtını dönmüştü. Komite yasaya aldırmasın, görüldüğü gibi Türkiye'de hep yol yordam bulur.

Müthiş tanıtım olmuş

Hükümet-halk desteği:
Gaza geldik bir kere. Bu kriterin, en yüksek notu bizde zaten. Raportörleri 200 kişilik bir heyet bilgilendirmiş. Tarihin en iyi organizasyonu Londra 2012'yi düzenleyen İngiliz uzmanlar İstanbul için projeler anlatmış. Raportörlerin başı dönmüş. Hasan Arat yönetimindeki bu tanıtım için heyet övgü yağdırmış. İktidarın, muhalefetin yek vücut oyunları desteklediğini duyunca memnun olmuşlar. Siyasi manzara Madrid ve Tokyo'da net değilmiş. Tarihçi yazar Saffet Emre Tonguç, heyetle gezerek İstanbul'u anlattı. İzlenimlerini bize şöyle aktardı: "Aralarında önyargılılar vardı. Onlar bile çok etkilendi."

İyi seyirci değiliz

Vizyon, konsept ve miras: Bu başlık notlanmıyor. Tamamen subjektif kanaatler önem taşıyabilir. Söylemeseler de ülkenin siyasi konumu önemli. Asıl sıkıntı ülkenin spor üzerinden ürettiği kültürde. Türkiye'nin en popüler gösterisi Süper Lig'de ortalama seyirci sadece 10 bin 700. Türkiye'de kaç kişi hayatında bir kez jimnastik izledi? Kimse olimpiyatlarda boş salonlara oynamak istemez kabul. Ama her şeye rağmen, Türkiye'ye bu şans tanınmazsa spor kültürü nasıl gelişir?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları