Yeni sezonun ilk gündem maddesi yine hepimizin hiç şaşırmayacağı gibi hakemler oldu. Kulüp başkanları, yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular ve taraftarlar ilk haftadan suçluyu buldu. Takımımızın yeni transferleri, oyun anlayışı, sahadaki performansı yerine yine futbolu hakemler üzerinden okuyarak başladık sezona. Bu sonu gelmeyen şüphe ve alışkanlık, oyun ve futbol kültürünün gelişememesinin en mühim nedenlerinden biri oysa... Hakemi bırakın kendinize bakınHakemler hata yapabilir oyunun içinde hatalara yer var. Önemli olan bir takımın sahada en iyi performansını sergileyip kazanmak için çaba harcaması. Başarısız bir performans gösteren hakemlerin aldığı kararlar nedeniyle ‘kaybeden’ bir takım, aslında tüm rakiplerinin gözünde ‘kazanan’ bir konuma yerleşiyor. Çok tekrarla bir ezber oluşacakFenerbahçe’nin geriden gelerek kazandığı Çaykur Rizespor maçına dair cümle kurmak gerekirse; bir fikir ortaya koymak için henüz çok erken. Erol Bulut’un aklındaki oyunu çok tekrar ile takımına uygulatabilmesi için zaman geçmesi gerek. Ayrıca kadroya yeni eklenecek ve ayrılacak oyuncuları düşündüğümüzde alınacak çok uzun bir yol var. Altın değerinde üç puanStoper sıkıntısı, Vedat’ın gidişiyle yaşanan santrfor eksikliği, iskelet kadronun henüz oluşmaması ve çime birlikte çıkmamaları çok sayıda soru işaretini önümüze koyuyor. Bildiğim en net cevap ise; belirsizliklerle dolu bir başlangıçta alınan üç puanın altın değerinde olduğu.