Top
Begüm Kocaefe

Begüm Kocaefe

begumkocaefe@inciregitim.com

10/12/2020

İletişimin adab-ı muaşeret’i

1. Karşımızdakini dinleme becerimiz, ona verdiğimiz değerin göstergesidir. O nedenle;Birisi konuşurken söze girilmez. Kişinin söyleyecekleri, kendi kelimelerimiz ile tamamlanmaz.Karşımızdaki konuşurken başka şeylerle ilgilenilmez. 2. Kişilere algı seviyeleri ile ilgili gizli mesaj veren ifadeler, o kişinin söylediklerimizi anlamayacağı alt mesajı taşır. O nedenle;“Anladın mı?” denmez.“Az önce de söylediğim gibi” denmez. “Altını çizerek söylüyorum”, “Vurguluyorum” şeklinde ifadeler kullanılmaz.3. İletişimde hiyerarşik ifadeler kullanmak, o kişinin düşünce ve hareket özgürlüğüne müdahale anlamına gelir. O nedenle;Birisi bizden görüşümüzü istemediyse ne yapması gerektiği söylenmez.Emir/komuta sisteminin bulunmadığı ortamlarda emir ifadeleri kullanılmaz.Yeni tanıştığımız bir kişiye “sen” diye hitap edilmez.4. İletişimde empatik yaklaşım, insanı diğer canlılardan ayıran en kuvvetli yöndür. O nedenle;Karşımızdakinin anlattıkları içinde duygusuyla ilgili ayrıntılar varsa, onlara karşılık verilmeden konuşmaya devam edilmez. İnsanların üzüntülü/acılı anlarında “en azından” ile başlayan teselli ifadeleri sarf edilmez.“O da bir şey mi” ile başlayan, benim acım senin acından büyük diyaloğuna girilmez.5. İnsanların kişilik özellikleri ile eylemleri birbirinden farklı şeylerdir. O nedenle;“Ne kadar sorumsuzsun!” denmez. “Geç kalacağını bana haber vermeni beklerdim” denir.“Beceriksizsin” denmez. “Rapor üçüncü kez bana hatalı geldi” denir.“İlgisizsin” denmez. “Senden daha çok ilgi görmeye ihtiyacım var” denir.Ne güzel söylemiş yazar Earl Nigthingale, “Hiçbir şey bizi, konuşma tarzımız kadar ele vermez.”
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp