Top
Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

05/09/2010

Vay vay vay... Bu Türkler de çok oluyor!

"Vay vay vay... Basketbola bak!"

Fransa milli takımının basketbolcularının yüzüne daha henüz 5. dakikada yayılmıştı; çaresizlik. Hücumda çoğalamıyorlar, pota altına giremiyorlar, uzun mesafeli atış yapacak boşluk bulamıyorlar, hatta topa bile sahip olmakta büyük güçlük çekiyorlardı. Bu çaresizlik duygusu zaten maç boyu Fransa milli takımının üzerine yapıştı kaldı.

İşte bu dakikalar yaşanırken Fransa devlet başkanlığı konutunda Sarkozy’nin surat ifadesini görmeyi çok isterdim. Çünkü herhalde dünya üzerinde Fransızlar kadar kendini beğenmiş, başkalarına yukarıdan bakan ve bunu herkese göstermekten de çekinmeyen bir başka millet görmek çok zordur.

Bugün gazetelere yansıyan Kevin Durant’ın açıklamalarını okurken medyamıza duymak istediği şeyleri söylüyor, diye içimden geçirmiştim. Basketbol takımımızın savunmayı çok iyi becerdiği, çok yetenekli ve geçit vermez uzunlara sahip olduğu ve turnuvanın en istikrarlı basketbolunu oynadıkları için de şampiyonluğu hak ettiğini söylüyordu. Durant takımımızın maçlarının kaçta kaçını izlemiştir ve bu yorumların ne kadarı bilinçlice yapılmıştır bilmiyorum ancak Fransa maçı biraz da böyle özetlenebilirdi.

Tanjeviç belki de görevinin son döneminde muhteşem bir veda yapmaya hazırlanıyor.

Bu kadro 2006’da Japonya’da en heyecan verici basketbolu oynayan takım seçilmiş; turnuvayı Fransa ile oynadıkları ve kaybettikleri beşincilik maçıyla tamamlamıştı. Çok genç ve tecrübesizdi. Ancak gelecek vaat ediyordu. 2009’da Avrupa Şampiyonası’nda tamamen şanssızlık, yorgunluk ve sakatlıklardan ötürü dereceye dahi giremezken 2010’da ışıl ışıl parlayan bir takıma dönüştü.

Milli takımımız sadece savunmada direnç göstermiyor; hemen oynadığı bütün maçlarda yüksek sayı ortalamasını tutturuyor. 77 sayıdan daha fazlasını yemezken; turnuvanın bütün maçlar toplamında da liderliğini sürdürüyor.

Tanjeviç’in oyun şablonunu da artık oturmaya başladı.

Bir oyun kurucu ve onun yanında savunmada dirençli ikinci kısa ve giderek uzayan diğer üçlü ile savunmada ve hücumda boy gösteriyor.

11. Florent PIETRUS (France)

Türkler uçuyor!

Kerem ve Ender Arslan Tanjeviç’in oyun kurucularıyken Fransa karşısında o pozisyona Sinan Güler’i de ekledik. Sinan oyun kurucunun yanında savunmada Ömer Onan gibi rakibi karşılan oyuncuyken son periyotta oyun kurdu. Üstelik rakip son periyota çok iyi başlayıp farkı kapatacak basketleri peş peşe atarken kenar yönetimi Sinan’dan vazgeçmedi. Sinan sadece oyun kurmadı; maç boyunca top kaptı, iyi savunma yaptı dahası 17 sayı attı.

Yunanistan maçı sonrasında da konuşmuştuk, takımımız serbest atış çizgisine geldiğinde yüksek isabet yakaladığında maçı da koparıyor. Sert oynayan Fransa karşısında bu atışların önemi büyüktü. %64’lük isabetle 16 sayı bulduk. Gerçi maç daha ilk periyotun sonunda kopmuştu ancak bu atışlar da Fransızların maça ortak olmasına engel oldu.

Tanjeviç’in çok eleştirdiğimiz maç içindeki bol rotasyonlu oyuncu tercihlerinin zaman gelip milli takımımızın en önemli silahı olacağına dünyada kimse bize inandıramazdı gözlerimizle bunu görmesek. Ancak kenardan gelen her oyuncu eşit düzeyde katkı sağlayan bir takım ortaya çıktı. Fransa milli takımının içinde 24 ve üzeri dakika oyunda kalan 5 oyuncusu varken milli takımızda bu sayı sadece ikide kaldı hatta oyunda kalma ortalamasının 17 dakikaya kadar düştüğünü gördük. Bu da artık takım oyununun istatistiksel olarak ifadesidir.

Basketbolda merkez artık İstanbul’dur.

Tebrikler 12 dev adam!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp