Top
Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

28/11/2013

KAPALIÇARŞI’YI DÜNYAYA AÇTI

Evinizden Kapalıçarşı’ya kaç dakikada ulaşıyorsunuz? Peki eviniz Londra’da ya da New York’taysa?.. Bir yol var ki bir dakika bile sürmüyor! “Kapalıçarşı kapalı kutu” demiş Orhan Veli... İnternet çağına erişseydi bu kadar iddialı olmazdı eminim.
Her şeyi erişilebilir kılan internet, 550 yıllık Kapalıçarşı’yı da bir tıkla dünyanın her yerine götürebiliyor. Tabii öncelikle bunu düşünecek ve organize edecek bir girişimciye ihtiyaç var diyorsanız o çoktan hazır: Ela Barlas Anter.
Aslında bir belgeselci. Mehmet-Canan Barlas çiftinin kızı. Kendisi gibi Kapalıçarşı tutkunu olan dayısı Can Paker’in elinden tutup götürdüğü ilk günden bu yana Kapalıçarşı onun da kutsalı. Birlikte çarşıyı dolaştık. Ama ne dolaşmak! En kuytu köşelere kadar avucunun içi gibi biliyordu. İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in yakasında mine işçiliğinin eşsiz bir örneği, lale desenli broşunu taşıdığı Avedis Kendir ustanın dükkanındaki mola son durağımız oluverdi. Ayasofya’yı tepeden gören, Sultanahmet Camii’ni sağına alan, Galata Kulesi’ne göz kırpan manzarayı görünce oturdum kaldım.

Tek tek ikna etti
Kapalıçarşı öyle bir yer ki Hollywood filmlerine plato oluyor, Otomobil firmaları yeni modellerine ilham almak için yöneticilerini buraya gönderiyor. Binlerce çocuk buradaki sanat atölyelerinde meslek edinirken çoğu dördüncü kuşak olarak işlerin başına geçiyor. Geleneksel el işi kilimler, halılar, mücevherler, antika objeler... Geçmişe ait ne varsa hepsi Kapalıçarşı sayesinde hafızamıza tutunuyorlar. Çarşı’nın içinde 66 sokak, 4 bin dükkân var. Ela Barlas Anter’e nereden çıktı bu fikir diyorum. “Hep vardı kafamda ama ürünlerini satmak istediğim insanları ikna etmem kolay olmadı” diyor... Avedis ustaya dönüyorum: “Daha önce hiç internette satış yaptınız mı?”
“Yapmadım. O manyetik alanın içine giremedim. Ela ikna etti işte.” diyor.

Boğaz’daki otellerde
Fikir orijinal olunca açılımlar da hızlı gelmiş Ela’nın iş hayatına. Henüz bir aylık marka www.grandbazaaragent.com olarak otantik ürünleriyle iki büyük otelin hem gift shop’una hem de vitrinine giriyorlar.
Buralardaki diğer markaların Sevan Bıçakçı, Sponza olduğunu söylersem nasıl bir atlama yaptığını anlayabilirsiniz. Anter, “Rafine hediyelik eşya arayışı hep vardır. Ancak maalesef bu ürünler fiyatlı. İnternet sayesinde düşük kar marjlarıyla daha makul fiyatlara ulaşma imkanı yaratmak istedim. Otantik hediyelik eşya ürünlerini, prezentabl bir ambalajla sununca oteller de çok beğenip, yer açtılar. Aralıkta vitrinlerinimizi açıyoruz” diyor.
Sitesinde neleri pazarlıyor derseniz? Kültürümüze ait bolluk simgesi narlar, İznik, Kütahya seramikleri, Selçuklu motiflerini taşıyan fincanlar, objeler, havlular, peştemaller, yüzde yüz ipek kumaşlar, kadife kumaşlar. İstanbul’u ve Osmanlı’yı stilize eden sanat eserleri.

Avedis Usta: “Haremde 5 bin kadın yaşardı. Saraylar kapandı, saray mücevherciliği bitti.”

KIRAMER, CİHANGİR’DE ‘BOHEM’ OLDU

Ela sayesinde kuaförlerimizin de çağ atladığını anlıyorum. Erdem Kıramer, önümüzdeki ay Cihangir’de bir şube açıyor. İçinde kitapçısı, kafesi olacak. Ela Barlas Anter bu konsept içinde kendi ürünlerinin nasıl bir formatta olacağını anlatıyor: “Orada da bir köşemiz olacak. Daha bohem yabancılara hitap eden ürünler koyacağız. Erdem Kıramer’in Anadolu Hisarı’nda aksesuar ve daha gündelik tüketime yönelik takı satışlarımız zaten var. Kıramer’in Etiler şubesinde de olmayı hedefliyoruz.”
Yeni bir marka için ne kadar doğru bir lokasyon. Hisar’daki yalılar, Beykoz konakları, Kandilli ve tepedeki bütün villa sahiplerinin müşterisi olduğu bir kuaför. Geçenlerde karşılaştığım Demet Sabancı Çetindoğan mesela, vaktinin olmadığı bir anda Prenses Michael Of Kent’e buradan hediye aldığını söyledi.

Coppola kumaşı ona soruyor

Kapalıçarşı’nın kumaş envanterini de dünyaya açan Anter’den öğreniyorum:
“Kumaş ticaretimiz çok yoğun. Yüzde 100 ipek ve kadife ağırlıklı kumaşlar. Osmanlı motiflerinin modernize edildiği, renkli kombinasyonlar. Londra’daki Conran Shop dahi Kapalıçarşı’dan kumaş alıyor. Ünlü moda markası Oscar De Larenta da. Çarşıya gelip de kumaş almadan dönmeyen yabancı modacıların müdavimi olduğu kumaşçılarla çalışıyorum. Siteye koyuyorum, bireysel müşterilerimiz için özel servis de veriyoruz. ”
Godfather ‘Baba’ üçlemesiyle sinema tarihine adını yazdıran Francis Ford Coppola dahi antika kumaşları ona soruyor. Özgünden anlayan bütün yabancıların Türkiye ziyaretlerinde mutlaka kumaş ve halı aldıklarını vurgulayan Anter, Coppola’nın eşinin antika kumaş koleksiyonu için aileye yardım etmiş. 

Murdoch’un faberge yumurtası da çarşıdan

 

Meğer medya devi Murdoch’un müzelik faberge yumurtası da çarşıdan gitmiş. Hikayeyi Anter anlattı: “Çarşı deyince akla Cem Yılmaz’ın halı tüccarı karakteri de geliyor. Benim kahramanlarım çok klas. Mösyö diyeceğim birçok dil bilen levanten dükkân sahibi tanıdım. Bu işin kreması olan insanlar. Bunlardan birisi de bin bir çeşit insanı dükkanında ağırlayan, vaktiyle tanıdığım Mösyö Louis Şalabi idi. 5 yıl önce vefat etti, dükkânını şimdi oğlu işletiyor. Hiçbir şey aldığım yoktu sohbete giderdim. Sorularımdan bezerdi. Bir gün Rus Romanov ailesinin kişisel koleksiyonundan, dünyada 57 örneği olan faberge yumurta gösterdi.  Gözlerime inanamadım. Bunu bir Rus’tan almış, Murdoch’a gönderiyordu. O gün, Kapalıçarşı’nın bu envanterini dünya ile paylaşmaya karar verdim.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp