Top
18/08/2023

Mimarlar Odası’na açık mektup

11 Ağustos 2023 günü Beşiktaş, Kuruçeşme’de restorasyonu yapılmakta olan bir binanın askıya alınan kâgir duvarı çökerek genç mimar adayı Atilla Aydın’ın hayatını kaybetmesine neden oldu. Genç meslektaşıma rahmet, ailesine baş sağlığı dilerim. Son deprem dolayısıyla bu tür can kayıplarına aşina olduğumuz için olsa gerek birkaç gazetenin iç sayfalarında ve birkaç televizyon kanalında haber olmanın dışında herhangi bir reaksiyon oluşmadı. Bu tür onarım faaliyetleri için öncelikle Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı gerekir. Koruma Bölge Kurulları mesleklerinde yetkin, deneyim sahibi, eserleri ve akademik çalışmalarıyla çözüm öneren kişilerden oluştuğu takdirde başarılı bir çalışma yapabilir. 

Başlangıç 

1967 yılından itibaren bir dönem var olan özerk kurulun toplantılarına katılıp onların çözüm önerilerini dinleyip, pek çok şey öğrendiğim için gerçekten kendimi çok şanslı hissederim. Daha öğrenciydim, şantiye stajımı yapmak için bir vesile ile tanıştığım, Millî Saraylar Baş Mimarı rahmetli Lemi Ş. Merey’e gittim. Beni ayaküstü imtihan etti, neler bildiğimi öğrenmek istedi bir süre konuştuk, sanırım dedemin mimar olması ve onu tanıması da bu konuşmada etkili oldu ki okuldan staj evraklarımı getirmemi istedi. Haziran ayı ortalarında çalışmaya başladım. Bir süre beni yanında gezdirdi gerek atölyelerde gerekse inşaatlarda neler yapıldığını görmemi sağladı. Bir ay kadar sonra Hazine Dairesi’ni ziyaretçiye açmak istediklerini söyledi ve bu bölümü projelendirmemi istedi. İki-üç hafta kadar tek bir hacimden oluşan bu bölümün düzenlemesini yaptım, birkaç adet perspektifini çizdim. Hemen her gün yanıma uğrayıp önerilerini söyledi, zaman zaman da tashih yaptı. 

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu 

Nihayet proje tamamlandı. Projeyi “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu”na sunmak istediğini haftaya cuma günü beraber gideceğimizi söyledi. Benim bildiğim kadarıyla kanunen Millî Saraylar, Yüksek Kurul kararına tabi değildi. Kendisine söylediğimde “Haklısın ama böylesi deneyimli insanlara danışmak faydalı olur” dedi. Cuma günü saat 10.00 gibi buluşup o dönem Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin girişindeki sübyan mektebinde toplantılarını yapan Yüksek Kurul’a gittik. Bazı üyeler hem Lemi Bey’in hem de benim hocalarımdı. Salona girince başkan yardımcısı rahmetli Orhan Alsaç bizi karşıladı, hâl hatır sordu, bir kenara oturmamızı rica etti. Bir süre sonra gündem dışı olarak bizi dinlemek istediler. Lemi Bey kısa bir açıklama yaptıktan sonra, bana “Haydi anlat” dedi. Hemen her tashihte hazırladığımız projeleri anlatsak da böylesi bir kurul karşısında niçin böyle bir çalışma yaptığınızı anlatmanın güçlüğünü yaşamayanın anlaması çok zordur. Ne yapmak istediğimizi daha önce duvara astığım paftalar üzerinde heyecanla anlatmaya çalıştığımı hatırlıyorum. Sunum sonrasında teşekkür ettiler, bazı önerilerde bulundular. Hemen not ettim, hatta anlayamadığım bir öneride bulunan her ikimizin de hocası Sedad Hakkı (Eldem) Bey, anlamadığımı anlamış olacak ki, elimdeki deftere bir eskiz çizdi. Çıkışta Orhan Alsaç kulağıma doğru eğilip, “Günün birinde sizler bu masada oturacaksınız, bizleri dinleyin ki, adil olmanın, karar vermenin ne olduğunu öğrenin” diyerek her ay yapılan toplantılara katılmamı, bir köşede oturup konuşulanları dinlemememi önerdi. Bunca yıl sonra özellikle koruma bürokrasisinin ne hâle düştüğüne şahit oldukça “Acaba ben bir başka gezegende miydim, kazara buraya mı ışınlandım?” diye düşünüyorum. 

12 Eylül 1980 ve dejenerasyonun başlangıcı 

12 Eylül 1980 günü yapılan askerî müdahale sonrası, neyi bilip neyi bilmediğini bilmeyen insanların itelemesiyle, Millî Güvenlik Konseyi 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nu kabul etti. Böylelikle “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu” tarihe karıştı ve yerine Kültür Bakanlığı içinde yer alan bürokratik bir kurum kuruldu. Daha sonra sık sık yapılan değişikliklerle de bu kurul büyük bir dejenerasyona uğrayıp belediyelerin imar müdürlüklerine benzedi. Önceleri tek olan Koruma Yüksek Kurulu’nun, 1987 yılında kanunda yapılan değişiklikle “Bölge Kurulu” adı altında sayıları artırıldı. Kurulda yer alan akademisyen sayısı giderek azaldı ama her kurul üyesine “Hocam” deme âdedi yerleşti. Kendilerini hoca olarak gören üyeler ise olur olmaz kararlar almaya başladılar. Hemen hiçbirinin dünyadan haberi yoktu. “Kör değneğini bellemiş” gibi bazı sloganları ezberlemiş, çoğunluğunun sunulan projeyi inceleme tarzından hiçbir şey anlamadığı anlaşılan, karar vermekte zorlanan sözde bir grup uzman. 

Kurul üyelerinin nitelikleri 

2863 sayılı kanunun 54. Maddesinde Yüksek Kurul temsilci üyelerinin nitelikleri belirtilir.  

“Koruma Yüksek Kurulunun temsilci üyelerinin, yükseköğretim görmüş olmaları ve 53. maddede belirlenen bilim dallarından biri veya birkaçında tanınmış ve bu alanlarda çalışmalar yapmış, tercihan yurt içinde ve yurt dışında yayımlanmış eserler vermiş olmaları şartı aranır.”  

İşin eğlenceli yanı ise 53. Maddenin 2.7.2018 günlü kararname ile iptal edilmesine karşın, 54. Maddede olmayan bir kanun hükmüne atıf yapılmasıdır. Kültür Bakanlığı önce kendine çekidüzen vermelidir ki, sonra âleme nizam vermeye kalksın. 

2863 sayılı kanunun 58. Maddesinde ise Koruma Bölge Kurulu üyelerinin nitelikleri a fıkrasında belirtilir. 

“Koruma Bölge Kurulları aşağıda belirtilen üyelerden oluşur; 

Arkeoloji, sanat tarihi, hukuk, mimari ve şehir plancılığı konularında uzmanlaşmış kişiler arasından Bakanlıkça seçilecek yedi temsilci.” 

Peki herhangi bir şekilde Kültür Bakanlığı’nca Yüksek Kurul üyesi de seçilebilen Bölge Kurulu üyelerinin nitelikleri nedir? Bir ara yapılan düzenlemeyle Bölge Kurulu’nun nitelikleri hükmü kaldırılır. Çünkü artık sözlerini dinleyecek, mesleki kariyerlerini görmezden gelecek nitelikli üye bulmak zordur. En iyisi kanunda belirtilen nitelikleri kaldırmaktır. Kültür Bakanlığı bu konudan o kadar bihaberdir ki; bir dönem Sanat Tarihi Bölümünde ders veriyor diye Arap-Fars Filolojisi Bölümündeki bir kişiyi sanat tarihçisi, epigrafi lisansı olan bir kişiyi de arkeolog olarak kurullarda görevlendirmiştir. 

Yazının ikinci bölümü yarın yayımlanacaktır. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp