Kanallar yaz aylarını boş geçirmiyor. Yeni dönemde pek çok kanalda yenilikler olacak. Bunlardan TV8’i bünyesinde barındıran MNG Holding’in pazarlama kanalı, yabancı bir ortakla yeni yılda yayında olacak. Bu kesinleşmiş.
Kanaltürk altyapıya yatırım yapıyor. HD yayına geçecek kanalın bunun için yaklaşık 3 milyon TL’lik bir alım yaptığı bilgisi geldi.
Samanyolu Televizyonu’nun iddialı binasının inşaatına başlandı.‘KURTLAR VADİSİ PUSU’NUN TANITIMINDA SÜRPRİZ BİR GÖRÜNTÜ OLACAK! ‘Kurtlar Vadisi Pusu’yla ilgili çıkan “Hangi kanala gittiği konusunda belirsizlik var” haberleri üzerine yapımcıları aradım. ATV’yle anlaşma yapıldığını söylediler. Hatta yeni tanıtımın da yakın zamanda kanalda dönmeye başlayacağını vurguladılar. İki film hazırlanmış. Onlardan birinde dizinin 10 yılı anlatılıyor. O zamanlar lisede okuyan bir genç evleniyor ve oğluyla hâlâ ‘Kurtlar Vadisi’ni izliyor...REHBERiMİŞÇİ ÖLÜMLERİNİN REYTİNGİ YOKHaber kanallarının (hem merkez hem de muhafazakâr diyeyim!) işçi ölümleriyle ilgili ya da işçiye dair tartışma programı yaptığı, sendika ya da sigortasız işçi gibi konularla ilgilendiği nadir görülür. Onun için ‘İş Değil Ölüme Gitmek’ belgeseli önemli. CNN Türk muhabiri Sinem Yöndem hazırladı. (CNN TÜRK / 15.05)BU KONSERİ KAÇ KANAL VERDİ? Keçiören Belediyesi’nin 4. Uluslararası Ramazan Etkinlikleri çerçevesinde yer alan ‘Sefoni ve İlahiler’ başlıklı bir konser düzenlendi. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nın benim bildiğim 2007 yılına dayanan projesi bu. Bir de 2005’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda konseri verildi. 2009’da TRT’de bu konser yayınlandı.
Evet, bu konseri üç kanal birden yayınladı: TV Net, Ülke TV ve 24. Gerçi Ülke TV ve 24 daha sonra normal yayınlarına döndüler. Ama uzun bir süre yayında kaldılar. Daha önce (çıplak gözle ve TRT kaydıyla) izleyenlerin izlenimleri, “Tüyleri diken diken eden bir konser” şeklinde.
Ben ilk defa izledim. Özetle diyeceğim; her üç kanalın yayın açısından bu konserin altından kalkmaları mümkün olmadı. Ses yetersizdi. O muhteşem koro-orkestra çıkışlarını duymak mümkün olmadı. Bu konseri TRT HD yayınlamalıydı mesela. Bilmem DVD’sini çıkarmayı düşünürler mi?
Öte yandan, bu üç kanalın tarihindeki ilk senfoni konseri yayını da gerçekleşmiş oldu. Demek ki, ‘batı icadı’ bazen işe yarıyormuş!NOT DEFTERiMDENHER ŞEY ‘TELEVOLE’YLE BAŞLADI
Özel televizyonun zaten ‘Tan’ gazetesi okuyan toplumuna görüntülü hediyesi ‘Televole’ olmuştur. Hatta bunun bir nevi ‘kültür’ olduğundan da bahsedilmiştir. ‘Kötülüklerin anası’ ne varsa “Televole kültürü” diyerek kendimizi rahatlatmışızdır. Önceleri futbolcularla ‘magazin’leşmiş sonra bakmış yazın futbolcular tatilde; o zaman havuzlara, kıyıları doğru açılmıştır (1997 yılı).
Biri yetmemiş ikincisi olmuştur. Aslı Show TV’dedir. Sonra Kanal D ikinci bir ‘Televole’ programı yapmaya başlamıştır. ‘Televole’ yıllarında en çok rağbet gören isim Sibel Can. Londra’ya gitmiş. İki ‘Televole’ peşinde... (1997) Bir başka ayrıntı daha vereyim; bu ekipte yer alanlar (özellikle Show ekibi) köşe olmuşlardır. Çok iyi paralar kazanmışlardır.‘A TAKIMI’NDA ‘GERÇEK ACI’LAR VARDI
Savaş Ay’ın çok ses getiren programı ‘A Takımı’nın özelliği, ‘sert’ oluşuydu. Bazen şiraze kaçabiliyordu. Bu program resmi geçidinden biri, notlarımın arasına düşmüş. (18.06.1997) Af konuşuluyor. 36 yıl yemiş bir mahkumun yakını ekranda. Yanında başka ‘kader mahkumları’nın yakınları da var. Kızı öldürülmüş bir anneyle telefon bağlantısı yapılıyor. Ve onların arasında geçenler ekrana yansıyor. Anne, mahkum yakınına, “Bedava bu kadar yıl vermemişlerdir” diyor. Mahkum yakının cevabı şöyle oluyor: “Sizin kızınızın da bir şeyi vardı ki onun için öldürdüler...”
‘Gerçek acı’ diye basmakalıp bir laf vardır, “A Takımı’nda gerçek acıydı” diye bitirmişim yazıyı!
