‘Uçankuş’ muhabiri onları yakalamış! Serra Hanım’ın yanındaki kim, merak ediyor. ‘Serra Hanım’ın bütün Türkiye tarafından bilinen bir değerli sanatçı’ (ki sanırım bundan sonra daha bir ünlenmiştir, o kesin) olduğunu da belirtiyor. “Serra Yılmaz’la el ele yakalanan genç, neden yüzünü kapatıyor?” sloganlardan biri bu. 58 yaşındaki Serra Yılmaz kendinden hayli genç biriyle el ele, kol kola... Bakıyorum, her tarafı sarılsa ne yazar? Serra Yılmaz bir an önce taksiye ulaşma telaşında...
Ve bu görüntüler ‘Az Sonra’ eşliğinde gecenin flaşı olarak epey bir süre bizi merakla ekranın başında tutmasını bildi!
“Tasvip etmem ama özel hayatı”‘Uçankuş’ hareketli bir formatta. Ne yapıyor? Konserlere canlı bağlantı yapıyor. Haber magazin yapıyor. Tarkan ve Sinan Akçıl konserlerine bağlandı. Bir de, ekrana getirdiği görüntüler üzerine, Özge Özsağman konuğuyla konuşuyor. Mesela Serra Yılmaz’ın genç sevgilisiyle (!) yapılan haberin görüntülerini Sacit Aslan’la konuştular. ‘Magazinin kara kutusu’ olarak lanse edildi Aslan. Bir de ‘Sacit Abi’ oluyor samimiyet. Olabilir, değişik bir format. ‘Abi’, ‘Abla’ gibi samimi bir hava yaratılmasında bir sakınca yok. Sacit Aslan özetle; “Özel hayatıdır. Ama doğruysa tasvip etmem” dedi. Yani 58 yaşındaki bir kadının, kendinden hayli genç bir sevgilisi olmasını onaylamıyor. Aynı şekilde, erkek için de bu durumun geçerli olduğunu belirtti. Çıtır kızlarla arkadaşlık yapan bazı işadamlarından bahsetti, isim vermedi tabii ki. Sakıncaları sıraladı sonra.
“İddia edildiği gibi” diye de bir laf geçti bu arada. Hani kesin değil.
Günaydın’dan Öner Öngün haber yapmış. Yılmaz, Twitter’dan yaptığı açıklamasında şöyle demiş: “Bu tür uydurmalara inanmadığınızı umuyorum.” Ve eklemiş: “Genç erkekleri sıkıcı bulurum.” Sadece bir noktanın altını çizeyim. Serra Yılmaz biraz ‘magazin’ esvabına uymaz. Tasvip etseler de, etmeseler de uymaz. Onu söyleyeyim! Zaten açıklaması bunu gösteriyor.REHBERiM
BU İŞ OLACAK GİBİ
İki gündür üst üste geleceğin dünyasındaki felaketler üzerine filmler bu köşede yer aldı. Bir tane daha. Ama bugün kanıksadığımız haberler aslında bu senaryoların da malzemesi olmuyor mu? Yıl o kadar uzak değil. Bugün 2012’deyiz. Ve ‘Günışığı’ filminin senaryosu şöyle: 2057 yılına gelindiğinde, Dünya çok büyük bir tehdit altındadır. Güneş artık eskisi gibi Dünya’yı ısıtmamakta ve buna bağlı olarak da insanlığın dünya üzerindeki varlığı ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Bu kötü gidişi geri döndürebilmesi ümit edilen tek bir yol kalmıştır: Icarus II isimli bir uzay gemisiyle Güneş’e doğru yola çıkan Kaptan Kaneda liderliğindeki ekip! Taşıdıkları nükleer başlıkla Güneş’in yeniden harekete geçebilmesini sağlamaya çalışırlar. Bütün dünya nefeslerini tutmuş bu sekiz kişilik ekibin başarısını beklerken Icarus II’nin birdenbire dünyayla radyo bağlantısı kesilir. Artık Güneş’le karşı karşıya kalmışlardır.
Beyazperde.com şöyle bir tavsiyede bulunuyor: ‘Trainspotting’le elde ettiği başarıyla adından çokça söz ettiren İngiliz yönetmen Danny Boyle, gelecek kurgusu yaptığı bilimkurgu filmi ‘Günışığı’yla güneş ve dünya arasında gidip gelirken klostrofobik bir gerilime hazır olun!” (MOVİEMAX STAR HD/21.15)COŞKUN ARAL’LA İTALYA’DAYIZ
Coşkun Aral şu aralar ‘Coşkun Aral’la Avrupa Notları’nda AB’ye uyum sürecinde Türkiye’yi en çok zorlayacak konulara dikkati çekiyor. Her bölümünde AB üyesi farklı bir ülkenin, çevre politikalarından ekonomisine, turizminden kadın haklarına geniş bir yelpazede ele alan belgesel serisinde Aral, 17 yıl yaşadığı Avrupa’yı ilk kez anlatıyor. Bugün İtalya’dayız. Coşkun Aral Roma’dan başlayıp Floransa’ya uzanan bir kültür yolculuğuna çıkıyor. Aral’ın vizöründen bakış tabii ki farklı olacaktır. İZ TV /22.00
