Top
Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

12/04/2013

Krizdeki sıradışı politikalar

Geçen hafta kriz döneminde Fed (Amerikan Merkez Bankası) tarafından uygulamaya konulan para politikalarına değinmiştim. Bu hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) ile devam ediyorum.
Son yazımda krizin yarattığı güvensizlik ortamında bankalararası piyasanın işlevselliğini yitirmesinden ve bu nedenle Fed’in bankalara, finansal kuruluşlara ve yatırımcılara direk kredi vermeye başamasından bahsetmiştim. ABD’deki sistemde Fed açık piyasa işlemlerini “primary dealer” adı verilen yaklaşık 20 kadar aracı kuruluşla yapıyor. Bu kuruluşlardan bono ve tahvil satın alan Fed yaptığı ödeme ile piyasadaki para arzını arttırıyor. İkinci aşamada bankalararası piyasada borç alıp verme yolu ile Fed’in piyasaya sürdüğü likidite bankacılık sistemine dağılıyor. Dolayısı ile Fed uygulamasında bankalararası piyasanın işler halde olması çok önemli.

ECB’deki farklılıklar
Fed’den farklı olarak ECB açık piyasa işlemlerini zaten direk bankalarla  yaptığı için kriz döneminde Fed gibi yeni borç verme pencereleri geliştirmek zorunda kalmadı. Bunun yerine mevcut likidite operasyonlarında vade uzatmak ve miktar sınırlamasını kaldırmak gibi bazı değişiklikler yaparak piyasalara uzun süreli ve bol likidite akışı gerçekleşmesini sağladı.  Buna ek olarak kriz döneminde talebin büyük ölçüde azaldığı teminatlı bonoları satın almak sureti ile hem bankaların finansman zorluklarını azalttı hem de özellikle sorunlu ülkelerin hükümet bonolarını satın alarak bu piyasalarda oluşan aşırı oynaklığı ve likidite problemlerini gidermeye çalıştı.

Etkileri ne oldu?
Şimdi kritik soru şu: Bu uygulamalar etkili oldu mu? ABD’den gelen sinyaller miktarsal genişlemelerle başarılı bir şekilde düşürülen uzun vadeli faizlerin emlak piyasalarında bir canlanma yaratmaya başladığı yönünde.
Peki gerek Fed gerekse ECB tarafından bankalara direk borç olarak verilen likidite banka kredilerini arttırmada etkili oldu mu? Bu konu akademik camiada hararetle tartışılan bir konu. Bizim yapmakta olduğumuz araştırmalar özellikle ABD’de kriz döneminde uygulanan politikaların piyasalardaki likidite riskini azaltmak sureti ile banka kredilerindeki artışa yüzde 20’nin üzerinde bir destek sağladığını gösteriyor. Euro bölgesinde ise bu rakam yüzde 4 gibi daha mütevazi bir rakam. Bunun bir sebebi yukarıda bahsettiğim şekilde kriz döneminde Fed’in borç verme araçlarında ciddi yeniliklere giderken ECB’nin yapısal bir değişikliğe gitmek zorunda kalmayıp daha sınırlı bir uygulama ile yetinmesi olabilir. Diğer olası sebep ABD bankalarındaki kapitalizasyon sürecinin Avrupa’ya göre çok daha hızlı bir şekilde tamamlanması.

Global iktisatçılar buluşuyor

Kriz dönemi para politikaları ile ilgili önümüzdeki cuma
(19 Nisan) günü Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu tarafından İstanbul’da düzenlenecek yarım günlük bir konferans olacak. Fed, ECB, ve TCMB’den çok değerli iktisatçıların geleceği bu konferans halka açık ve ücretsiz. Bu konularda daha fazla bilgi almak isteyenlerin kaçırmaması gerektiğini düşündüğüm konferansa kayıt için sozince@tusiad.org adresine e-posta göndermek yeterli.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp