Top
Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

12/07/2008

Irak’la nereden nereye...

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın bir güne sığdırdığı Bağdat ziyaretinin önemini ortaya koyan bir dizi faktör var: Bu, bir Türk Başbakanı’nın 18 yıldan beri Irak’a gerçekleştirdiği ilk resmi gezi... Aynı zamanda Amerikan işgalinden bu yana, Bağdat’a bir bölge ülkesi liderinin yaptığı ikinci ziyaret (birincisini İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad yapmıştı)...
Bunlar, Erdoğan’ın Bağdat seferinin “sembolik” özellikleri. “İçerik” olarak bu, çok dolu ve verimli bir gezi oldu. Irak’ın önde gelen hükümet ve devlet yetkilileriyle yapılan görüşmelerin yanı sıra, çok önemli bir belge de imzalandı. “Ekonomik ve Stratejik İşbirliği ve Bütünleşme” adı verilen anlaşmanın bir özelliği de, gerek Türkiye’nin, gerekse Irak’ın ilk kez böyle bir belgeye imza atmış olmasıdır.
Anlaşmanın diğer bir özelliği de, iki ülke arasındaki işbirliğini “bütünleşme” (entegrasyon) noktasına ulaştırmayı ve bu amaçla kurulacak mekanizmayla “kurumsallaştırma”yı öngörmesidir.
Başbakan’ın deyişiyle, bu gerçekten “yeni bir ilişki modeli” oluşturuyor...

Krizden işbirliğine
Bu noktada, “Nereden nereye gelindi?” sorusunu sormamak imkânsız.
Henüz bu yılın başlarında özellikle Kuzey Irak’taki PKK faaliyeti nedeniyle iki ülke arasında ciddi bir gerginlik hüküm sürüyordu. K. Irak’a karşı askeri operasyonlar başladığında Bağdat’tan (ve tabii Erbil’den) sert tepkiler gelmeye başlamış, hatta bir çatışma tehlikesi baş göstermişti...
Şimdi bu stratejik belgenin imzalanması, Irak liderlerinin Türkiye ile güvenlik alanında işbirliği yapmayı kabul etmesi, kısa zamanda kat edilen büyük mesafeyi gözlerin önüne seriyor.
Türk-Irak ilişkileri, özellikle Türk diplomasisinin girişimleri (ve bu arada Başbakan’ın danışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu’nun çabaları) sonunda, kriz aşamasından stratejik işbirliği sürecine girmiş bulunuyor. Bu da, uluslararası ilişkilerde doğru bir “kriz yönetimi” ile, tarafları tatmin edecek sonuçlar alınabileceğini gösteriyor.

İki taraf da kazançlı
Gerçekten bu olayda, alınan sonuç hem Türkiye’nin, hem Irak’ın lehinde.
Daha önce Türkiye’ye karşı sert çıkan veya soğuk yaklaşan liderler, şimdi Ankara ile ilişkileri en ileri düzeyde geliştirmeye hazır. Bağdat -ve Erbil- PKK terörüne karşı mücadelede Türkiye’den yana bir tavır alıyor. Bağdat’taki temaslarda görüldüğü gibi, merkezi hükümet bu alanda da daha yakın bir işbirliğine istekli davranıyor.
Tabii buna ek olarak, Irak’la enerji, ticaret ve diğer alanlardaki işbirliğinin Türkiye için taşıdığı önemi de hesaba katmak gerek.
Son analizde bütün bunlar, Türkiye’nin Irak’taki ve bölgedeki etkinliğini artıran faktörler...
Irak açısından da Türkiye’nin bu açılımı çok önemli.
Irak rejimi bu zor dönemde Erdoğan’ın ziyareti ve imzalanan anlaşmayla moral kazanmış bulunuyor. Bunu Irak ve yabancı gazeteler özellikle belirtiyor. Şimdi diğer bölge ülkeleri de Irak’a açılmak istiyor. Nitekim Kuveyt, Bahreyn ve Arap Emirlikleri Bağdat’a elçi göndermeye hazırlanıyor.
Bu, Maliki hükümetini cesaretlendiren ve rahatlatan bir ziyaret oldu. ABD ile İran arasında adeta sıkışan Irak için, Türkiye şimdi dengeyi sağlayabilecek bir güven ve de umut kaynağı...
Not: Yıllık iznimin bir bölümünü kullanacağımdan önümüzdeki hafta yazılarıma ara veriyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp